Evli nedir, Evli ne demek

Evli; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Evlenmiş olan (kadın ya da erkek).
  • Herhangi bir sayıda ev bulunan (yer)
  • Evi olan.

"Evli" ile ilgili cümle

  • "İlk tanıştığı adamlara derhâl evli olup olmadıklarını sorar." - R. H. Karay
  • "Yirmi evli bir sokak."

Evli hakkında bilgiler

Evlilik, iki kişinin aile kurmak üzere kanunların uygun gördüğü şekilde, ruhen ve bedenen bir ömür boyu sürecek şekilde bir araya gelmesi.

Evlilik, karşı cinsten iki kişi arasında yapılabildiği gibi, hemcins bireyler arasında da yapılabilmektedir. Günümüzde eşcinsel bireyler, eşcinsel evliliklerin yasal olduğu ülkelerde evlenme hakkına sahiptirler. Evlilik olağan olarak, ailenin çoğalmasının temelini oluşturur. Yani, evli çiftin çocuk yaparak onları yetiştirmeleri beklenir. Pek çok toplum, kişinin aynı anda birkaç eşle birden evlendiği çokeşliliğe izin vermemektedir.

Medeni hukuk ve tarihte evlenmenin amacı, müstakbel eşlerin devamlı bir yuva kurmak için yaptıkları karşılıklı taahütlere resmi bir nitelik kazandırmaktır. Nitekim, insan topluluklarının çoğunda, evlenme vardır ve dünyaya çocuk getirilmesi, bunların korunması ve eğitilmesi amacıyla eşlerin bir araya gelmesi olarak kabul edilmiştir. Bununla beraber, bazı evlenmelerin böyle bir amacı bulunmadığı da bir gerçektir, örnek olarak geç yaşta yapılmış olan evlilikler, eşcinsel evlilikler veya ölüm halindeyken yapılmış olan evlenmeler gibi.

 

10. yüzyıla kadar Roma'da evlenme işlerinde yasama ve yargılama yetkileri devlete aitti. Bununla birlikte, hristiyan kilisesi, kuruluşundan itibaren, kendi mensuplarının evlenmelerinde uyulması gerekli bazı özel emirler ve yasaklar getirmişti; bunlara karşı gelen dini cezalara çarptırılır, en önemlisi de aforoz edilirdi. Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra siyasi otoritesinin ortadan kalkması, kilisenin bu yasama ve yargılama yetkilerini yavaş yavaş benimsemesine yol açtı. 10. yüzyıldan itibaren de onun bu yetkilerine karşı çıkan olmadı. Fakat yeniden güçlenen krallık, öteki işlerde olduğu gibi evlenme konusunda da kilisenin yetkilerine sahip çıkmaya kalkıştı. Bu çaba Batı'da 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar sürdü ve evlenme akitlerinin belediyelere bırakılmasıyla son buldu.

Evli ile ilgili Cümleler

  • Ali bana daha sonra aslında evli olmadığını söyledi.
  • Ali evlilik yüzüğünü rehin verdi.
  • Evli bir adamın asla unutmaması gereken bir şey onun evlilik yıl dönümüdür.
  • Ali evlilik yıldönümünü unuttu ve Mary üzgündü.
  • Evli değil misiniz?
  • Evli değil misin?
  • O, evlilik için hazır değildi.
  • Ali ve Mary evliliklerini düzeltmek istediler.
  • O kendini evlilik için saklıyordu.
  • Tom'un ve Mary'nin evliliği sorun belirtileri gösterdi.
  • Evli değiliz.
  • Evli bir yazar bekar kalmayı tavsiye ettiği zaman kitabın zayıf noktası güvenirlikten yoksun olmasıdır.
  • Evli çift birbirleriyle konuşuyorlar.
  • Evli değilim.
 

Evli tanımı, anlamı:

Evli barklı : Evlenmiş, çocukları olan (kimse).

Tek evli : Tek eşli.

Evli evine köylü köyüne : "artık dağılalım, herkes evine, işine gitsin" anlamında kullanılan bir söz.

Evlik : Hanelik.

Evlilik : Evli olma durumu.

Evlilik akdi : Nikâh.

Evlilik birliği : Karı ve kocadan oluşan topluluk.

Evlilik dışı : Yasal olmayan, yasaya uygun olmayan, gayrimeşru.

Evlilik sözleşmesi : Boşanma durumunda, evlenmeden önce edinilen malların tarafların kendisine ait olduğunu, evlilikten sonra edinilen malların ise karı kocaya eşit olarak paylaştırılması gerektiğini içeren sözleşme.

Evlinin bir evi var kiracının bin evi var : "evi olan yalnızca kendi evinde oturur, evi olmayan ise beğendiği evde oturur" anlamında kullanılan bir söz.

Evliya : Ermiş.

Evliya gibi : Uysal (kimse). iyi ahlaklı (kimse).

Evliya otu : Baklagillerden, hayvanlara yedirilmek için ekilen bir bitki, eşek otu (Onobrychis).

Evliyalık : Ermişlik.

Dış evlilik : Evlenecek kimsenin eşini kendi boy veya soyunun dışından seçmesi kuralına dayalı evlilik biçimi, dışarıdan evlenme, egzogami.

Dıştan evlilik : Dış evlilik.

Gönül verme evliye eve gider unutur : "bir kadın, evli bir erkeğe gönlünü kaptırmamalıdır" anlamında kullanılan bir söz.

İç evlilik : Evlenecek kimsenin eşini, kendi boy veya soyu içinden seçmesi kuralına dayalı evlilik biçimi, içten evlilik, endogami.

İçten evlilik : İç evlilik.

Tek evlilik : Tek eşlilik.

Erkek : Yetişkin adam, bay, er kişi. Sözüne güvenilir, mert. Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden çıkıntılı olanı. Sert, kolay bükülmez. İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı. Koca. Sperma oluşturan organizma.

Kişi : Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs. Erkek. Eş, koca. Oyun, roman, hikâye vb.nde yer alan kimse. Kadın veya erkeğe verilen genel ad, şahıs, zat, nefer.

Aile : Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya. Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü. Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik. Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü. Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü. Eş, karı.

Kurmak : Sağlamak, oluşturmak. Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek. Zihinde büyütmek. Aklına koymak. Ortaklık sağlamak. Gereken şartları hazırlayıp kendi kendine olmaya bırakmak. Yapmak, inşa etmek. Yapmak, oluşturmak. Etkisi ve önemi geniş şeyler meydana getirmek, tesis etmek. Belli bir işte beraber çalışacak kimseleri belirlemek. Yaylı, zemberekli şeylerde yayı veya zembereği germek. Bir araya getirmek, toplamak. Düşünmek. Bir kimseyi dedikodu veya telkinlerle başkasına karşı öfkelendirmek. Hazırlamak.

Kanun : Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen çalgıçlarla çalınan ince saz çalgısı. Geçerli olan kural. Yasa.

Uygun : Orantılı, oranlı. Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip. Elverişli, yarar, müsait, muvafık.

Şekil : Anlatım biçimi. Davranış biçimi, tutum, yol, tarz. Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim. Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi. Biçim. Biçim. Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi. Bazı matematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim.

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

Evli evine, köylü köyüne : “artık dağılalım, herkes evine, işine gitsin” anlamında kullanılan bir söz.

Evlideresi : Tokat kenti, Artova ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Evlilik dışı çocuk : nesebi gayr- i sahîh çocuk, nesebi sahîh olmayan çocuk,

Evlilik içi çocuk : nesebi sahîh çocuk.

Evlilikte uyum : Eşlerden her birinin öbürü ile birlikte uyumlu bir aile yaşamı oluşturup sürdürme yeterliği.

Evlinin bir evi var, kiracının bin evi var : “evi olan yalnızca kendi evinde oturur, evi olmayan ise beğendiği evde oturur” anlamında kullanılan bir söz.

Evliyafakı : Ankara şehrinde, Haymana ilçesi, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Evliyalı : Kırıkkale ili, Delice ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

Evliyatekke : Konya ili, Hatunsaray bucağına bağlı bir yer.

Diğer dillerde Evli anlamı nedir?

İngilizce'de Evli ne demek? : adj. connubial, handcuffed, married

n. home, house, dwelling, dwelling place, place, residence, accommodation unit, crib, domicil, domicile, dwelling house, habitation, hangout, housing, inhabitation, settlement, rooms

Fransızca'da Evli : marié/e

Almanca'da Evli : adj. verheiratet

Rusça'da Evli : adj. женатый, замужняя, семейный

adv. замужем