Exaggerative türkçesi Exaggerative nedir

Exaggerative ingilizcede ne demek, Exaggerative nerede nasıl kullanılır?

Exaggerating : Abartmak. Abartma. İleri gitmek. Aşırıya kaçmak. Büyütmek. Şişirmek. Abartılı konuşmak. Abartan.

Exaggeratingly : Abartarak. Abartılı bir şekilde. Büyüterek.

Exaggeration : İfrat. İzam. Büyütme. Aşırılık. Abartma. Şişirme. Abartı. Mübalağa.

Exaggerations : Büyütme. Abartı. İzam. Şişirme. Mübalağa. İfrat. Aşırılık. Abartma.

Without exaggeration : Gerçekçi konuşma. Kesin olma. Mübalağasız. Abartma yapmadan. Abartmadan. Doğru olma. Gerçekleri dile getirme.

Exaggerate : Şişirmek. Artırmak. Büyültmek. Aşırıya kaçmak. İleri gitmek. Abartılı konuşmak. Büyütmek. Mübalağa etmek. Abartmak. Obartmak.

Exaggerates : Mübalağa etmek. Abartmak. Aşırıya kaçmak. İleri gitmek. Büyütmek. Obartmak. Abartılı konuşmak. Büyültmek. Şişirmek.

Exaggerated : Aşırı. Mübalağalı. Abartmalı. Abartılmış. Abartılı. Abartı. Fahiş. Şişirilmiş.

Exaggerated extravagance : Aşırı israf. Kaynakların veya paranın aşırı savurganlığı. Abartılı müsriflik.

Exaggerated jealousy : Aşırı derecede dramatik kıskançlık. Aşırı kıskançlık. Abartılı alınganlık. Abartılı kıskançlık.

 

İngilizce Exaggerative Türkçe anlamı, Exaggerative eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Exaggerative ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Frillies : Süslü. Fırfırlı. İç eteklik. Kadın iç çamaşırı. Gösterişli kıyafet.

Overstress : Aşırı gerilme. Önemle üzerinde durmak. Aşırı gerilim. Üzerinde önemle durmak.

Overplayed : Aşırı dramatize edilmiş. Abartılı oynanmış. Büyütmek. Abartmak. Abartılı oynamak. Top ile çember arasında durup hücumcuya topu aldırmamak için kapalı stens pozisyonunda bulunma. Fazla önemsemek.

Overblown : Fazla yükseltilmiş (ses). Fazla açmış çiçek. Solmuş. Fazla açmış.

Embellish : Abartmak. Süsleyerek güzelleştirmek. Donamak. Ayrıntılar eklemek. Güzelleştirme. Renk getirmek. Renk katmak. Kendi düşüncelerini katarak süslemek. Süs. Süslemek.

Aggrandize : Yüceltmek. Abartmak. Çoğaltmak. Artırmak. Büyütmek.

Fonder : Pervasız. Düşkün. Seven. Aşırı.

Gigantesque : Dev kadar büyük. Tumturaklı. Kocaman. Dev gibi. Boyut veya büyüklük olarak muazzam. Devasa.

Blow up : Tahrip etmek. Tepesi atmak. Agrandisman yapmak. Kopmak (fırtına). Büyütmek. Birden kızmak. Havaya uçmak. Patlatmak. Patlamak. Parlamak.

Nurtured : İlgilenilmiş. Bağrına basılmış. Bakılmış. Beslenmiş. Gelişmesine yardımcı olunmuş.

Exaggerative synonyms : hyperbolise, fond, puffed, overdone, image, fonding, figure, gas, inflated, dramatize, dropped, fondest, bluster, magnified, shoot a line, magnify, outre, boast, figure of speech, theatrical, aggrandise, tout, enlarged, a bit thick, aggrandised, bloated, overemphasise, turgescent, puffy, overstate, hyperbolize, puffier, hammier.

 

Exaggerative zıt anlamlı kelimeler, Exaggerative kelime anlamı

Understate : Olduğundan az göstermek. Olduğundan eksik göstermek. Olduğundan eksik veya hafif göstermek. Tefrit etmek. Hafife almak. Küçük söylemek. Küçümsemek.

Decrease : Eksilme. Azalma. Eksiltme. Eksiltmek. Düşüş göstermek. Düşmek. İnişe geçmek. Küçülmek. Azaltmak. Düşüş.

Exaggerative ingilizce tanımı, definition of Exaggerative

Exaggerative kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Involving exaggeration. Tending to exaggerate.