Exonerates türkçesi Exonerates nedir

  • Beraat ettirmek.
  • Aklamak.
  • Suçsuz çıkarmak.
  • Tenzih etmek.
  • İbra etmek.
  • Suçlamalardan kurtarmak.
  • Muaf tutmak.
  • Temize çıkarmak.

Exonerates ingilizcede ne demek, Exonerates nerede nasıl kullanılır?

Exonerate : Temize çıkarmak. Tenzih etmek. İbra etmek. Suçsuz çıkarmak. Aklamak. Beraat ettirmek. Muaf tutmak. Suçlamalardan kurtarmak.

Exonerated : Temize çıkarmak. Aklamak. Muaf tutmak. Temize çıkmış. Temize çıkarılmış. Suçsuz çıkarmak.

Exonerating : Beraat ettirme. Aklamak. Suçlamalardan kurtarma. Temize çıkarmak. Temize çıkarma. Muaf tutmak. Muaf tutma. Hizmetten affetme. Suçsuz çıkarmak.

Exoneration : Suçlamanın kaldırılması. Muafiyet. Aklama. İbra. Bir külfetin kaldırılması. Temize çıkarma. Beraat. Sorumluluktan kurtarma. Tebriye.

Exonerations : İbra. Bir külfetin kaldırılması. Aklama. Beraat. Sorumluluktan kurtarma. Muafiyet. Temize çıkarma. Suçlamanın kaldırılması. Tebriye.

Exonerator : Beraat ettiren. Digerlerine masumiyetini ilan eden kimse. Temize çıkartan. Temize çıkan. Suçlamalardan beraat eden. Suçlamalardan kurtaran. Muaf tutan.

Exonerative : Bir suçtan veya idaadan birisini kurtarmak için çalışan. İntikamcı. Temize çıkaran.

Exonerators : Muaf tutan. Beraat ettiren. Suçlamalardan beraat eden. Temize çıkan. Temize çıkartan. Digerlerine masumiyetini ilan eden kimse. Suçlamalardan kurtaran.

 

İngilizce Exonerates Türkçe anlamı, Exonerates eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Exonerates ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Exempting : Çürüğe çıkarmak. Muaf tutma. Hariç tutma. Bağışıklık tanıma. İstisna etme. Vareste tutma.

Acquit : Ayrıcalık tanımak. Beraat etmek. Ödemek.

Brightens : Aydınlatmak. Neşelendirmek. Canlandırmak. Parlatmak. Yüzünde mutlu bir ifade belirmek. Aydınlanmak. Aydınlık olmak. Canlılık vermek (bir yere). Mutlu olmak.

Vindicate : Doğruluğunu kanıtlamak. Savunmak. Hakkını korumak. Hıncını almak. Haklı çıkarmak. Kanıtlamak. İntikamını almak. Korumak.

Label : Etiketlemek. Yafta. Üretilen maddeleri tanıtıcı her türlü yazılı veya basılı bilgi, marka, damga ve işaretleri içeren ve ürünlerle birlikte sunulan veya ambalajında basılı bulunan tanıtım bildirimi. Bir malın tür, miktar, fiyat gibi niteliklerini belirten küçük kağıt parçası. Tecim mallarının türü, kökeni, ederi ve niteliği gösterilmek amacıyla üzerlerine yapıştırılan küçük kağıt. Yafta yapıştırmak. Etiket yapıştırmak. Bilgisayar, iktisat, ekonomi, veterinerlik alanlarında kullanılır. Sınıflandırmak. Damgasını vurmak.

Discharging : Ateşlemek. Tahliye. Serbest bırakmak. Atmak. İltihap çıkmak. İşten çıkarmak. Ateş etmek. Salıverme. Yerine getirmek.

Whitewash : Badanalamak. Badana. Beyaz boya. Örtbas etmek. Badana boyası ile boyamak. Sayı vermeden yenmek. Kusurlarını gizlemek. Örtbas etme. Örtbas etmeye çalışmak. Kireçlemek.

Clear : Tamamen. Açık olarak beli olan deneysel ve kuramsal verilere ilişkin. Işık tutmak. Açık. Açıkça. Defolmak. Bütünüyle. İçerdiği taneciklerin çok küçük olmaları nedeniyle içinden geçen ışığın saçılmadığı çözeltilerin niteliği. Bir ya da birden çok bellek yerinin genellikle sıfır ya da boşluk damgası ile gösterilen, belirli bir duruma getirilmesi. Uzakta.

 

Pronounce : İleri sürmek. Tefhim etmek. Resmen bildirmek. Resmi eda ile söylemek. Fikrini söylemek. Söylemek. Duyurmak. Bildirmek. Telaffuz etmek. İlan etmek.

Exonerates synonyms : disculpate, quitclaims, pass judgment, innocent, excuse, exempts, purge, quitclaim, absolves, guiltless, brighten, quitclaiming, vindicated, exonerated, clears, exculpated, brightening, cleared, acquitting, discharges, exculpating, acquits, excuses, exonerate, judge, exculpates, exculpate, be exempt, brightened, clean handed, exempt, absolving, discharge.

Exonerates zıt anlamlı kelimeler, Exonerates kelime anlamı

Convict : Suçlu çıkarmak. Suçlu bulmak. Hükümlü. Kabullendirmek. Yargılı. Suçunu ispat etmek. Hüküm giydirmek. Mahkum etmek. Suçlandırmak.

Guilty : Haksız. Kabahatli. Suçlu hisseden. Günahkar. Mücrim. Suçlu.