Eşimik nedir, Eşimik ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Ekşimiş süt ya da yoğurdu kaynatarak yapılan yağsız peynir, kesik, çökelek.

Teknik terim anlamı:

Bir yemek türü. (Kandilli Bozüyük Bilecik).

Eşimik kısaca anlamı, tanımı

Eşim : “Dostum, arkadaşım” anlamında kullanılan bir isim”

Kandilli : Kandili olan. Çok sarhoş.

Kaynata : Kocaya veya kadına göre birbirlerinin babası, kayınbaba, kayınpeder, babalık.

Bozüyük : Bilecik iline bağlı ilçelerden biri.

Çökelek : Yağı alınmış süt veya yoğurdun kaynatılmasıyla elde edilen bir peynir türü, kesik, ekşimik, torak. Tortu.

Bilecik : Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Yağsız : Yağı olmayan. İnce, zayıf. İçine yağ konulmamış, yağ ile yapılmamış. Yağı az.

Peynir : Maya ile katılaştırılarak sütten yapılmış olan ve birçok türü olan besin.

Kandil : İçinde sıvı bir yağ ve fitil bulunan kaptan oluşmuş aydınlatma aracı. Kandil gecesi. Çok sarhoş.

Yağsı : Yağı andıran, yağa benzeyen, yağ gibi, yağımsı.

Yemek : Yemek yeme, karın doyurma işi. Kandırmak. Isırmak. Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek. Ağızda çiğneyerek yutmak. Harcamak, tüketmek, bitirmek. Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek. Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek. Birine alacağını vermemek, ödememek. Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam, ekmek. Günün belli saatlerinde yenilen besin. Yasal yoldan cezalandırılmak. Konuklara yiyecek verilerek yapılmış olan ağırlama. Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak. Başkasının parasını harcamak. Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek. Sürekli üzmek, tedirgin etmek.

 

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Kayna : Kayığın iki yanında bulunan ve kıyıya çekmek için ip takılacak çıkıntılar. Şişe.

Çökel : Taşan bir suyun çekildikten sonra bıraktığı tortu. Çökelti.

Kesik : Kesilmiş olan. Aralıklı. Gazete, dergi vb.nden kesilmiş yazı, kupür. Takım kadrosuna alınmamış (oyuncu). Kısa. Çiğ sütten yapılmış olan yağsız peynir, çökelek, ekşimik. Tarla, bağ ve bahçe çevresine açılan hendek. Kesilerek bozulmuş olan. Parası olmayan. Kesilmiş olan yer. Tutkun, hayran.

Kesi : Kesilmiş yer. Ortaklık, yarıcılık : Tarlayı kesiye verdim. Çamaşır. Giysi, elbise. Ucu eğik baston, sırık.

Ekşi : Sirke veya limon tadında olan. Bu tadı veren şey. Uygunsuz, yakışıksız. Limon. Üzümden yapılan biraz ekşi pekmez. Domates salçası. Ham petrol, nafta ve benzin de olduğu gibi fazla miktarda kükürt ve kükürt bileşikleri(merkaptan veya hidrojen sülfür gibi) içerme durumu. Sirke(asetik asit), limon(sitrik asit) gibi besinlerdeki temel tat.

Çöke : Kazma ve küreğin küçüğü.

Yapı : Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür. Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni.

 

Bile : Da, de, dahi. Birlikte. Üstelik.

Diğer dillerde Eşik zehirlilik konsantrasyonu anlamı nedir?

İngilizce'de Eşik zehirlilik konsantrasyonu ne demek ? : trhshold toxic consantration