Felfelek nedir, Felfelek ne demek

Felfelek; bir hayvan bilimi terimidir.

  • Bir tür küçük kelebek
  • Hurmagillerden, kestane büyüklüğündeki yemişi şerit düşürücü nitelik taşıyan Asya bitkisi (Areca catechu).

Bilimsel terim anlamı:

Hurmagillerden olup, kestane büyüklüğündeki yemişleri, çok üstün değerde bir şerit düşürücü nitelik taşıyan Asya bitkisi; areka cevizi.

İngilizce'de Felfelek ne demek? Felfelek ingilizcesi nedir?:

betel nut

Felfelek anlamı, kısaca tanımı:

Felfelek sokmak : Birini kuşkuya düşürmek.

Küçük : Niteliği aşağı olan, bayağı. Geri aşamada. Niceliği az olan. Kısık, parlak olmayan (ses). Küçük abdest. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Yaşı daha az olan. Değersiz, önemsiz. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı.

Kelebek : Biçim olarak bu böceklere benzeyen. Vida, somun vb. nesnelerde kolayca çevrilmeye yarayan bölüm. Geviş getiren hayvanların karaciğerlerinde yerleşip en çok öd yollarını tıkayan bir cins asalak hayvan. Bu hayvanın neden olduğu hastalık. Pul kanatlılardan, vücudu, kanatları ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türleri olan böceklere verilen genel ad.

Hurma : Hurma ağacı. Bu ağacın tatlı meyvesi.

Kestane : Kayıngillerden, ılıman iklimlerde yetişen, 25-30 metre kadar boylanabilen, kerestesi doğramacılıkta kullanılan bir orman ağacı (Castanea sativa). Bu ağacın yenebilen kabuklu meyvesi. Kestane rengi.

 

Büyük : Önemli. Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Büyük abdest. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Üstün niteliği olan. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Niceliği çok olan.

Yemiş : İncir. Meyve.

Şerit : Bir kara yolunda trafik çizgileri ile ayrılmış bölümlerden her biri. Dar, uzun kıyı parçası. Dar, uzun dokuma veya kumaş parçası. Şeritgillerden, vücudu yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı, tenya, sığır tenyası, sığır şeridi, abdestbozan. Herhangi bir maddenin dar, düz, ince ve uzun parçası.

Bir : Eş, aynı, bir boyda. Beraber. Sadece. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Tek. Aynı, benzer. Ancak, yalnız. Bu sayı kadar olan. Bir kez. Sayıların ilki. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).

Tür : Bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılmış olan iş. Başladığı noktada biten, bir veya daha fazla yere önceden belirlenmiş bir programa göre yapılmış olan seyahat. Dolaşma.