Fibrillate türkçesi Fibrillate nedir

  • [#titreme Titremek].
  • Fibrilat.
  • Şiddetlice sarsmak.
  • Seğirmek (tıp veya medikal terimi).

Fibrillate ingilizcede ne demek, Fibrillate nerede nasıl kullanılır?

Fibrillated : Titremek. Seğirmek (tıp veya medikal terimi). Şiddetlice sarsmak.

Defibrillate : Elektrik şokları kullanarak kalp kası hareketini önlemek. Defirbilasyon gerçekleştirmek. Kalp kasının fibrilasyonunu durdurmak için elektik şok kullanmak (tıp veya medikal terimi).

Fibrillating : Titremek. Seğirmek (tıp veya medikal terimi). Şiddetlice sarsmak.

Fibrillation : Elyaf inceltme. Kasların seğirmesi (tıp veya medikal terimi). Kalpte kulakçık ve karıncık kaslarının düzensiz olarak çırpınma tarzında dakikada 300-600 arasında değişen titreşimlerinden ileri gelen bir ritim bozukluğu. Çırpınım. Fibrilasyon.

Fibrillations : Çırpınım. Kasların seğirmesi (tıp veya medikal terimi). Elyaf inceltme. Fibrilasyon.

Fibrillar : Lifçik. İplilçik. Elyaf şeklinde. Fibril. İplikcik. Telcik. İplikçik.

Defibrillators : Kalp kasının fibrilasyonunu durdurmak için elektik şok kullanan elektikli makine (tıp veya medikal terimi). Defibrilatör.

Ventricular flutter and fibrillation : Ventriküler titreme ve titreşim. Kalp kasında oluşan şiddetli iskemik durumlar, toksik ve letal dozda uygulanan kinidin sülfat ve kalp glikozitleriyle zehirlenmeler ve narkoz hataları sonucu ortaya çıkan çok ağır bir kalp aritmisi.

 

Defibrillator : Kalp kasının fibrilasyonunu durdurmak için elektik şok kullanan elektikli makine (tıp veya medikal terimi). Otomatik elektroşok cihazı. Şok cihazı. Defibrilatör. Kalbin normal dışı atımını tekrar normal kalp ritmine dönmesini sağlayan cihaz.

Atrial fibrillation : Atrium kasılması. Atrial fibrilasyon. Atriyal fibrilasyon. Atriyal titreme veya titreşimler.

İngilizce Fibrillate Türkçe anlamı, Fibrillate eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Fibrillate ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Aquiver : Titreyen. Heyecandan titreme veya ürperme belirtileri olan.

Chill : Soğukluk. Soğumak. Soğutmak (yiyecek veya içecek). Üşütmek. Korkutmak. Ürpertmek. Ürpermek. Üşüme. Üşümek. Buz gibi.

Bickered : Münakaşa etmek. Ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak. Titreşmek. Tartışmak. Pırıldamak. Çekişmek. Atışmak. Şırıldamak. Didişmek.

Didder : Titreme.

Jerk : Sıçramak. Almak. İtmek. Birdenbire çekmek. Kasılma. Hızlı biçimde hareket etmek. Soda makinesi. Ani hareket. Sarsılmak.

Dithered : Titrek. Duraksamak. Kararsız olmak. Tereddüd etmek.

Bickers : Tartışmak. Ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak. Didişmek. Önemsiz bir şey için kavga etmek veya tartışmak. Çekişmek. Atışmak. Şırıldamak. Titreşmek. Pırıldamak.

Flickered : Titreşmek. Hızla ve sessizce önünden geçmek. Titrek ışık veya alev. Oynamak. Çırpınmak. Titreyerek yanmak (ateş). Titreme. Oynamak (ışık veya gölge). Alevlenmek.

Dither : Kıpırtılandırmak. Tereddüd etmek. Eli ayağına dolanmak. Panik yapmak. Kararsızlık. Kararsız olmak. Telaşa kapılmak. Eli ayağı titremek.

Fibrillate synonyms : fibrillating, fibrillated, flicker, dithers, fluttered, flickers, twitch, bicker.