Titreşmek nedir, Titreşmek ne demek

  • Her yanı titremek
  • Titreşim durumunda olmak, ihtizaz etmek.

"Titreşmek" ile ilgili cümleler

  • "Koca bir nahiye titreştik, odunsuz yattık / O büyük mektebi gördün ya, kışın biz çattık" - M. A. Ersoy

Titreşmek anlamı, tanımı:

Titreşme : Titreşmek işi.

Titremek : Işığın aralıklı olarak gücü azalıp çoğalmak. Çok üşümek. Küçük ve hızlı salınım hareketleri yapmak. Birinden veya bir şeyden korkmak, korkuya kapılmak. Ses kısık ve kesik çıkmak. Kaslar hızlı küçük kasılmalarla sarsılmak.

Titreşim : Bir noktanın gözün göremeyeceği kadar kısaca kımıldanışı, ihtizaz. Küçük ve hızlı salınım, ihtizaz, vibrasyon, rezonans.

Durum : Duruş biçimi, konum, tavır. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon.

İhtizaz : Titreşim. Titreşme, titreşim.

Her : Önüne geldiği ismin benzerlerini "teker teker hepsi, birer birer hepsi, birer birer tamamı" anlamıyla kapsayacak biçimde genelleştiren söz.

Yanı : "Sözün kısası, doğrusu" anlamlarında bir söz. "Demek oluyor ki" anlamlarında bir söz.

Olmak : Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak. Gerçekleşmek veya yapılmak. Yitirmek, elinden kaçırmak. Sürdürmek, yürütmek. Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak. Herhangi bir durumda bulunmak. Bir şey, birinin mülkiyetine geçmek. Uygun düşmek, yerinde görülmek. Geçmek, tamamlanmak. Yol açmak. Bir ad veya sıfatın belirttiği durumu almak. Hastalığa yakalanmak, tutulmak. Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak. Hazırlanmak, hazır duruma gelmek. Uymak, tam gelmek. Yetişmek, olgunlaşmak. Bulunmak. Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Bir şeyi elde etmek, edinmek. Sarhoş olmak. Yaklaşmak, gelip çatmak. Bir kuruluşla, örgütle ilgili bulunmak, mensup olmak. Ek fiilin geniş zamanı olan -dır (-dir) anlamında kullanılan bir söz. Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek.

 

Etmek : Kötülükte bulunmak. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak. Bulmak, erişmek. Eşit değer kazanmak. Herhangi bir değerde olmak. Bir işi yapmak. Küçük veya büyük abdestini yapmak. Birini bir şeyden yoksun bırakmak. Demek, söylemek.

Diğer dillerde Titreşmek anlamı nedir?

İngilizce'de Titreşmek ne demek? : v. tremble, vibrate, pulsate, pulse, bicker, flicker, judder, quiver, waver

Fransızca'da Titreşmek : vaciller

Almanca'da Titreşmek : v. vibrieren, zittern

Rusça'da Titreşmek : v. вибрировать