Forecasting türkçesi Forecasting nedir

  • Tahmin yapma.
  • Önceden tahmin etme.
  • Önceden haber verme.
  • Kestirim.
  • Tahmin.
  • Geleceği görme.
  • Önceden görme.
  • Öngörme.
  • Tahmin etme.
  • Ekonomi alanında kullanılır.
  • Öntahmin yapma.
  • Kestirmek.
  • Öngörü.
  • Zaman serilerinde gelecek yıllara ait tahmin.

Forecasting ile ilgili cümleler

English: They were forecasting rain for today.
Turkish: Onlar bugün için yağmur tahmin ediyorlardı.

English: Prophets have been forecasting the end of the world for centuries.
Turkish: Peygamberler yüzyıllar boyunca dünyanın sonunu önceden tahmin etmiştir.

Forecasting ingilizcede ne demek, Forecasting nerede nasıl kullanılır?

Automatic forecasting method : Otomatik öngörü yöntemi.

Bayesian forecasting : Bayesçi öngörü.

Box jenkins forecasting : Box-jenkins öngörüsü.

Business forecasting : İşletme tahmini. İş hayatının gidişine ait yapılan tahminler. Ticari tahminler.

Density forecasting : Yoğunluk öngörme.

Forecast error : Öngörü hatası.

Forecast error decomposition : Öngörü hata ayrıştırması.

Weather forecasting : Hava tahmini. Hava durumu tahmini. Hava durumu öngörüsü. Hava durumunu tahmin etme.

Technological forecasting : Teknolojik kestirim. Teknolojik tahmin.

Backforecasting : Art öngörü.

İngilizce Forecasting Türkçe anlamı, Forecasting eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Forecasting ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

A priori information : Öncül bilgi.

Abadir test : Abadir sınaması.

Projection : Bilinen verilere dayanarak bir ölçüm değerinin gelecekte ya da geçmişteki değerini kestirme yordamı. Çıkıntı. Belirli bir uzam bilgisel (geometrik) yolla, uzayın bir noktasına ya da maktaların bir kümesine, bir doğrunun ya da bir yüzeyin bir noktasını ya ida noktaların bir kümesini karşılık getirme işlemi. Tasarım. İrtisam. Atma. Sahne üzerinde konuşulan sözleri uzağa eriştirme becerisi. sesi fırlatma, karın boşluğu ve ses telleri yoluyla tonu yerine yerleştirme işlemidir. sesi yerleştirmede soluk denetimi, tını ve boğumlama rol oynar. Gösterim. Uzanca. Çıkma.

Prognostication : Belirti. Alamet. İşaret. İşaret (gelecek hakkında). Kehanet. Tahmininde bulunma (gelecekte bir şey olacağı).

Conjecture : Varsayım. Varsaymak. Hipotez. Zannetmek. Tahmine dayalı fikir. Sanı. Sanmak.

Aalens linear regression model : Aalen doğrusal bağlaşım modeli.

Anticipation : Önceden yapma. Belli çıkarım işlemleriyle bir olay ya da sürece ilişkin önkestirim. bk. kestirim, öngörü, öntanı. Önceden tahmin edip ona göre davranma. Bekleyiş. Beklenti. Önceden tahmin etme (bir şeyin olabileceğini). Bir olay ya da durumun gerçekleşmesi konusunda beslenen güçlü beklenti.

Circumspection : Dikkat. Tedbirlilik. Tedbir. Dikkatlilik. İhtiyatlılık. İhtiyat. Sakınganlık.

Dozes : Kestirme. Uyuşukluk. Şekerleme. Pineklemek. Imızganmak. Uyuklama. Şekerleme yapmak. Hafif uyku. Pineklemek (argo terim).

Prophesying : Kehanette bulunma. Gelecekten haber vermek. Gaipten haber verme. Gelecekten haber veren. Vahiyle haber vermek. Kehanette bulunmak. Vahiyle haber verme. Önceden haber vermek.

 

Forecasting synonyms : extropy, conjecturing, abel blanchard model, horoscope, prophesy, divination, estimate, statement, meteorology, reckoning, drowses, augural, figure on, bodement, prevision, drowsed, budgeting, anticipations, prognosis, conjectures, a priori analysis, prophesied, cause to cut, forethought, foresightedness, fortunetelling, divinations, estimates, approximations, a posteriori criteria, drowse, prediction, weather forecasting.