Fury türkçesi Fury nedir

Fury ile ilgili cümleler

English: The fury of the storm frightened the children.
Turkish: Fırtınanın hiddeti çocukları korkuttu.

English: Music gives sound to fury, shape to joy.
Turkish: Müzik öfkeye ses, eğlenceye şekil verir.

Fury ingilizcede ne demek, Fury nerede nasıl kullanılır?

Explode with fury : Sinirinden kudurmak.

Lash into a fury : Öfkelendirmek. Kudurtmak.

Lash oneself into a fury : Öfkelenmek. Kudurmak. Çatmak.

Vent fury : Hiddetlenmek. Sinir ifade etmek. Öfkesini salıvermek. Kızmak.

Sulfuryls : Sülfüril.

Fur and feather : Hayvanlar ve kuşlar. Kürkler ve tüyler.

Fur hat : Yahudi baş örtüsü. Hayvan kılından yapılmış olan şapka. Kürk şapka. Sarık.

Make the fur fly : Sorun yaratmak. Kavgaya yol açmak. Sorun çıkarmak. Ortalığı birbirine katmak. Kavga çıkarmak. Karışıklığa neden olmak. Kıyameti koparmak. Olay çıkarmak.

Gray fur disease : Gri kürk hastalığı. Vizonlarda biyotin eksikliğine bağlı olarak gelişen ve kürkün gri renge dönüşmesiyle belirgin bir hastalık.

Fur beetle : Eklem bacaklı hayvanlardan, böcekler (ınsecta) sınıfının, kın kanatlılar (coleoptera) takımından, vücudu küçük ve silindir biçiminde olan, hem larvaları hem de erginleri kürk ve post kemiren bir tür. Kürk böceği.

 

İngilizce Fury Türkçe anlamı, Fury eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Fury ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Forcefulness : Etkinlik. Kuvvet. Güç. Etki. Güçlülük.

Cholers : Asabiyet. Öfke. Antik fizyolojiye göre aşırı sinir ve asabiyete neden olduğu düşünülen dört etkenden biri. Öd. Safra.

Estrus : Cinsel aktivite durumu (zooloji). Östrüs. Dişi memeli hayvanların birtakım fizyolojik ve ruhsal belirtiler göstererek erkekle cinsel ilişkiye girme isteği, östrüs, hlk. hırap, boğasamak, boğaya gelme. bu dönemde türlere göre farklılık gösteren kızgınlık belirtileri ortaya çıkar ve östrojen hormonu etkindir. dönem içerisinde bir kez kızgınlık gösterenlere monoöstrüs hayvanlar, birden çok kızgınlık gösterenlere poliöstrüs hayvanlar adı verilir. Kızgınlık dönemi. Kızışma.

Angering : Öfkelendirmek. Hiddetlendirmek. Sinirlendirmek. Kızdırmak. Fitil vermek. Öfke. Sinir. Darıltmak.

Crossness : Terslik. Aksilik. Huysuzluk. Çaprazlık.

Astringency : Büzme. Acı set tat. Haşinlik. (tıp veya medikal terimi) yumuşak kan dokularının kasılarak sıvı boşaltmalarını sınırlandırabilme yeteneği. Sertlik. Büzücü olma niteliği. Burukluk. Kan dolaşımını kontrol etmek için yumuşak kan dokularını büzme yeteneği. Dudakların büzülmesine neden olan bir maddenin tadı.

Emphases : Önem. Verilen önem. Kuvvet. Bir şeye verilen önem. Vurgulama. Ehemmiyet. Üzerinde durma. Vurgu. Üzerinde durulan nokta.

Savageness : Barbarlık. Yabanilik. Vahşilik. Gaddarlık. Vahşet.

Intensity : Keskinlik. Güçlülük. Azış. Yoğunluk. Gerilim. Yeğinlik. Koyuluk. Kuvvet. Güç.

 

Exacerbation : Eksarbasyon. Alevlenme. Şiddetlenme. Şiddetlendirme. Hastalık belirtilerinin yeniden oluşması. Kötüleşme. Sinirlendirme. Eksaserbasyon.

Fury synonyms : wrath, ferociousness, fellness, ardentness, acharnement, dander, angers, fervency, intensiveness, choler, lividity, bitterness, fervour, acuteness, rage, madness, anger, ferocity, fervidness, furiousness, dandered, danders, bate, savagery, fieriness, vehemence, violence, fierceness, ire, exquisiteness, bad blood, fervencies, fervor.

Fury ingilizce tanımı, definition of Fury

Fury kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Overmastering agitation or enthusiasm. Violent or extreme excitement. A thief.