Glanders türkçesi Glanders nedir

  • Sakağı.
  • Ruam.
  • Veterinerlik alanında kullanılır.
  • At nezlesi.
  • Başta tek tırnaklılar olmak üzere, insan, köpek ve kedilerde pseudomonas mallei tarafından oluşturulan, akut veya kronik seyirli, ölümcül, zoonotik bakteriyel enfeksiyon, malleus, mankafa, sakağı, hlk. sıraca.
  • Ruam hastalığı.
  • Mankafa.

Glanders ingilizcede ne demek, Glanders nerede nasıl kullanılır?

Englanders : İngiltereli. İngiliz.

Glandered : Sakağı hastası olan. Ruam hastalığı olan (atlarda ve katırlarda görülen bulaşıcı hastalık).

Glanderous : Sakağı hastası. Sakağı hastalığına ait.

Englander : İngiltereli. İngiliz.

Glandes : Klitoris başı. Penis ucu.

Ceruminous gland adenoma : Serüminöz bez adenomu. Dış kulak yolundaki bezlerin, genellikle 1 santimetre’den küçük, iyi diferensiye tübüler ve kistik üremelerle belirgin iyicil tümörü.

Perianal gland tumors : Androjenik etkiyle gelişen, yaşlı erkek köpeklerde yaygın olarak görülen anüs bölgesindeki bezlerden köken alan tümörler. kuyruk, böğür, sırt, prepusyum ve hatta çene gibi ektopik perianal bezlerin bulunduğu bölgelerde de biçimlenebilirler. Perianal bez tümörleri.

Gland meals : Kesilen memeli hayvanların karaciğer ve diğer salgı bezi dokuların kurutulmasıyla ve bunların suda çözünebilen maddelerinin özütlerinin kurutulmuş unları. Bez unları.

 

Gland disease : Gudde hastalığı.

Bartholin gland cyst : Bartolin bezi kisti. Kronik östrojenizmde vulva tabanının her iki yanında yer alan bartholin bezlerinin tek katlı kanal epitelinin yassı epitele metaplazisi ve kanalın tıkanması sonucu biçimlenen retensiyon kisti.

İngilizce Glanders Türkçe anlamı, Glanders eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Glanders ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

A crochordon : Köpeklerde küçük, kılsız, hiperplastik bir epidermisle damardan zengin kollajen dokudan ibaret, saplı veya sapsız, deri eklentileri içermeyen, deri sarkmalarıyla belirgin iyicil tümör, fibrovasküler papillom, yumuşak fibrom, pendilöz yumuşak fibrom. Akrokordon.

Abdominal pain : Göğüs ve leğen arası bölgede biçimlenen, klinik belirtileri hayvan türlerine göre değişebilen ağrı, abdominal ağrı. Karın ağrısı. Abdominal ağrı.

A dna : A dna. Dna çift sarmalının sağ el sarmal yapısı gösterdiği ve çift zincirin bir tam dönüşünde yapıya 11 bazın girdiği dna biçimi.

Boneheaded : Dangalak. Kemik kafalı. Kalın kafalı. Denyo. Salak kimse.

Zoonosis : Zoonoz. Yabani ve evcil hayvanlarda oluşan ve insanlara da geçebilen bir hastalık. İnsandan hayvana, hayvandan insana geçen hastalık. etkenlerine hayvanların rezervuar olduğu ve bu nedenle vektörlerin patojenleri hayvanlardan insanlara, insanlardan hayvanlara taşıdığı şagas hastalığı, uyku hastalığı, kene borreliozisi gibi hastalıklar. Zoonosiz. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır.

A c syndrom : A-c sendromu. Arnold-chiari yapılış bozukluğu.

 

Anserine : Aptal. Kaz gibi. Kaz kafa. Kaz ile ilgili. Kazlarla ilgili. Anserin. Kaz kafalı. ß-alanin ve metil histidinden oluşan bir dipeptit.

Beefhead : Ahmak. Zekice olmayan ve kafası karışık bir şekilde davranan kimse. Odun kafalı. Avanak. Zeki olmayan kimse. Kalın kafalı.

Abdominal ovariectomy : Laparotomi yoluyla gerçekleştirilen kısırlaştırma. Abdominal ovaryektomi.

Berks : Salak. Bir soyadı. Öküz. İdiot. Pennsylvania'da bir ilçe (abd). Gerizekalı. Aptal.

Glanders synonyms : zoonotic disease, berk, baboons, bone headed, a amplitude mod, abdomen, abdominal distention, bonehead, baboon, abamectin, boeotian, boneheads, blockheaded, a clay, a c deformity, abaxial, blockheads, blockhead, abdominal fat necrosis, airheads, a band, equine influenza, abattoir, airhead, abdominal palpation.

Glanders ingilizce tanımı, definition of Glanders

Glanders kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A highly contagious and very destructive disease of horses, asses, mules, etc., characterized by a constant discharge of sticky matter from the nose, and an enlargement and induration of the glands beneath and within the lower jaw. It may transmitted to dogs, goats, sheep, and to human beings.