Grouses türkçesi Grouses nedir

Grouses ingilizcede ne demek, Grouses nerede nasıl kullanılır?

Black grouse : Kayın tavuğu. Tavuklar (galliformes) takımının, orman tavuğugiller (tetraonidae) familyasından, 55-60 cm kadar uzunlukta, asya ve avrupa'da yaşayan bir tür.

Hazel grouse : Çil. Dağtavuğu. Orman tavuğu. Dağ tavuğu. Avrupa'da yerli dağ tavuğu.

Sand grouse : İstep tavuğu. Çöl tavuğugiller. Bağırtlak. Kuşlar (aves) sınıfının, yağmur kuşları (charadriiformes) takımının, çöl tavukları (pterocles) alt takımından, küçük başlı ve kısa gagalı, kanatları ve kuyrukları sivri, iyi uçan, avrupa, asya ve afrika'da yaşayan türlere sahip bir familya. Çöl tavuğu.

Wood grouse : Dağ horozu. Çalıhorozu. Orman horozu. Büyük orman tavuğu. Ormanhorozu.

Grouse : Yakınmak. Şikayet. Homurdanmak. Bir tür keklik. Kuşlar (aves) sınıfının, tavuksular (galliformes) takımının, tavuklar (galli) alt takımından, bacakları ve boyunları kısa türleri olan bir familya. Sızlanmak. Dırdır etmek. Homurdanma. Orman tavuğu.

Chestnut bellied sandgrouse : Kahverengi karınlı step tavuğu. Kuşlar (aves) sınıfının, güvercinler (columbiformes) takımının, çöl tavuğugiller (pteroclidae) familyasından, türkiye'de yalnız şanlı urfa ve gazi antep civarında görülen, açık step bölgelerde yaşayan, tohumlarla beslenen yerli bir kuş türü.

 

Groused : Şikayet. Çok iyi. Söylenmek. Dırdır etmek. Ormantavuğu. Homurdanmak. Yakınmak. Sızlanmak. Şikayet etmek. Yakınma.

Grouser : Sızlanan kimse. Homurdanan. Dırdırcı. Palet tırnağı. Patinaj tırnağı.

Pellagrous : Pellagralı. Pellagröz.

Grousing : Söylenme. Homurdanmak. Homurdanma. Söylenmek. Dırdır etmek.

İngilizce Grouses Türkçe anlamı, Grouses eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Grouses ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Bleats : Meleme. Mızırdanmak. Cılız bir sesle konuşmak. Mırıldanmak. Melemek. Mızırdanma. Sızlanma.

Bumble : Yanısıra çekilmek. Kekeleyerek konuşmak. İçine etmek. Hata yapmak. Kendini beğenmiş memur. Tökezlemek. Berbat etmek. Kekelemek. Arı vızıltısı.

Bitch : Dişi köpek. Cadı kadın. Rezil etmek. Orospu. Kevaşe. Fahişe. Berbat etmek. Hlk. dişi köpek. Cadı.

Sweep over : Üzerine çökmek (korku vb.). Süpürüp gitmek. Ezip geçmek. Alt etmek.

Full well : Çok güzel. Çok harika.

Stimulate : Sinirlendirmek. Güdülemek. Dürtmek. Uyandırmak. Özendirmek. Tetiklemek. Kışkırtmak. Canlandırmak. Tahrik etmek. Teşvik etmek.

Competent : Ehil. Becerili. Usta. Yeterli. Muktedir. Doyurucu. Yetkili. Yetkin. Salahiyetli. Yasal.

Offend : Gücendirmek. Suç işlemek. Hoş gelmemek. Kırmak. Rahatsız etmek.

Excellent : Ömre bedel. Ahım şahım. Enfes. Seçkin. Kusursuz. Mükemmel. Dört dörtlük. Üstün. Birinci sınıf.

Beefed : Şıkayet etmek.

 

Grouses synonyms : front yard, side yard, untune, strike a chord, touch a chord, plaint, funky, spite, fret, crab, go on, complaints, playground, find fault with, bellyache, beef, fantastic, enkindle, shake up, drones, kindle, make, chuntering, fire, bitch about, disconcert, grousing, fire up, discomfit, murmur, indictment, rekindle, complains.

Grouses zıt anlamlı kelimeler, Grouses kelime anlamı

Bore : Sıkıntı. Sonda. Usanç vermek. Sıkıcı tip. Sıkıcı şey. Kuyu. Delmek. Oyu. Usandırmak. Delik.

Wake : Kaldırmak. Uyanık kalmak. Uyanmak. Geminin suda bıraktığı iz. Sabahlamak. Sabahlama. Gözünü açmak. Canlanmak. Dümen suyu. Körüklemek.

Fall asleep : Uykuya dalmak. Uyumak. Uyuyup kalmak. Yorgunluktan bitkin düşmek. Uyuyakalmak. Bitip tükenmek. Dalmak. Çöküp kalmak.