Hışırtılı ünsüz nedir, Hışırtılı ünsüz ne demek

Teknik terim anlamı:

Çıkış yerleri diş eti ve diş eti-damak arası olan s, z, ş, j gibi sızıcı ünsüzlerden her biri.

Hışırtılı ünsüz tanımı, anlamı

Hışır : Olmamış meyve. Aptal, sersem. Taşkınlık gösteren, yaramaz (kimse)

Hışırtı : İnce cisimler hışırdarken çıkan sesin adı.

Hışırtılı : Hışırtısı olan.

Ünsüz : Ünü olmayan, şöhretsiz. Ses yolunda bir engele çarparak çıkan ses, sessiz, sessiz harf, konson, konsonant.

Sızıcı ünsüz : Ciğerlerden gelen havanın, ağız boşluğundaki hafif kapalı bir engele çarpıp sızması ile oluşan ünsüz.

Her biri : Ayrı ayrı hepsi.

Diş eti : Diş köklerini kaplayan kalın kırmızımtırak et.

Her bir : Sayılabilen şeylerin ayrı ayrı hepsi, beher (I).

Sızıcı : Sızma özelliği olan.

Çıkış : Çıkma işi. Bir yerden çıkmak için kullanılan nokta. Güreşte cazgırın alana çıkardığı pehlivanların izleyicilere doğru yürüyerek çalım yapmaya başlaması. Yokuş. Verilen bir işaretle yarışa başlama, depar. Uçağın bir havaalanından başka bir havaalanına gitme süreci, sorti. Çıktı. Mezuniyet, okul bitirme. Beklenilmeyen bir sırada yapılmış olan sert konuşma. Kuşatılmış bir bölgedeki birliklerin yaptığı saldırı. Çıkış belgesi.

Olan : Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, evlat.

 

Çıkı : Çıkın.

Sızı : Hafif ve ince ağrı. Ruhsal acı, ızdırap.

Gibi : -e benzer. İmişçesine, benzer biçimde. O anda, tam o sırada, hemen arkasından. -e yakışır biçimde.

Biri : Bir tanesi. Bilinmeyen bir kimse.

Diş : Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri. Çark, testere, tarak ve benzerleri çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri. Sarımsak dilimi, karanfil vb.nde dişe benzetilen tane. Bazı dantel ve işlemelerin kenarlarındaki yuvarlak sivri bölüm. Omurgalı hayvanların çenelerinde veya ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağızlarında bulunan kemiksi sert parçalar. Rüya, düş. Tahıl yıkanırken su üstünde kalan içi boş taneler. Dantel, yün işi örmeye yarayan şiş. Dağlardaki girintili çıkıntılı, sivri yerler. Kaya, kayalık. Duvardaki sivri ve çıkıntılı yer. Kağnının okuna takılan ve mazının dönmesini sağlayan kazıklardan herbiri. Eski türkçe taş: dış. Dış, hariç. Testerelerde kesmeyi sağlayan çıkıntı. Dişli birleştirmelerin temel elemanı. Omurgalı hayvanların çenelerinde ya da ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ya da ağız duvarında taşıdıkları sert yapılar. Kar aşındırması altındaki genç dağlarda, yandan bakıldığında testere dişi gibi görünen tepe uçlarından her biri. Dişli makaralardaki çıkıntılardan her biri. Çene kemiklerinde yerleşmiş, alınan gıdaların parçalanmasını ve öğütülmesini sağlayan sert yapılar, dens. Düven'in altındaki taş çıkıntılar. (Yurtbeyi Çankaya Ankara). Kağnılarda, mazının yastıktan çıkmamasını sağlayan ağaç parçası. (Amasya; İspir Erzurum.). Tırmıkta kuru otları toplayan bölüm. (Dardere, Kandilli Bozüyük Bilecik). Vida ve somunların üzerindeki set. (Senirkent Isparta). Omurgalı hayvanların çenelerinde ya da ilkel yapılı omurgalıların gırtlak ve ağız duvarlarında taşıdıkları kemiksi sert parçalar.

 

Her : Önüne geldiği ismin benzerlerini "teker teker hepsi, birer birer hepsi, birer birer tamamı" anlamıyla kapsayacak biçimde genelleştiren söz.

Eti : Hitit.

Ve : Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.

Diğer dillerde Hışırtılı ünsüz anlamı nedir?

İngilizce'de Hışırtılı ünsüz ne demek ? : affricates, sibilant, palatalfricative