Hararet nedir, Hararet ne demek

Hararet; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Hararet" ile ilgili cümleler

  • "Onu bileğinden tutup çekerek hararetle kucaklamak ister gibi yaptı," - P. Safa
  • "Çay, harareti giderir."
  • "İspirto tatlı bir hararetle midesini alazladı." - R. H. Karay

Hararet hakkında bilgiler

Isı, belirli sıcaklıktaki bir sistemin sınırlarından, daha düşük sıcaklıktaki bir sisteme, sıcaklık farkı nedeniyle geçen enerjidir. Isı da iş gibi bir enerji transfer biçimidir. Isı sistem sınırlarında ve geçiş hâlinde iken belirlenebilir. Isı sistemin bir durum fonksiyonu değildir.

Kinetik kurama göre ısı, moleküllerin ve fotonların hareketleri ve etkileşimleri sonucu ortaya çıkar.

Isı, bir enerji olduğu için skalerdir ve birimi joule'dür (J). Kalorimetre ile doğrudan ölçülebilir ya da termodinamik yasalarıyla matematiksel olarak hesaplanabilir.

Isı, termodinamiğin ve istatistiksel mekaniğin temel kavramıdır. Kimya, mühendislik ve diğer disiplinler için de önemlidir.

Hararet ile ilgili Cümleler

  • Motor hararet yaptı ve şimdi duman yayıyor.
  • Ali hararetli ve yorgun görünüyordu, ona soğuk bir içecek teklif edip, oturup dinlenmesini söyledim.
  • Köylülerin çevre üzerine yaptıkları tartışma oldukça hararetliydi.
  • Tom, tüm öğleden sonra sıcak güneş altında çalıştıktan sonra hararetli ve yorgun göründü.
  • Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek.
  • Hararetli bir tartışmamız vardı.
  • O, hararetli bir şekilde önerimi reddediyor.
  • Onlar hararetli bir tartışma yaptılar.
  • Ali bütün öğleden sonra sıcak güneşte çalıştıktan sonra hararetli ve yorgun görünüyordu.
 

Hararet anlamı, tanımı:

Sıcaklık : Sıcak olan şeyin durumu, etkisi veya sıcak olan şeyin niteliği, hararet. Hamamlarda yıkanılan sıcak yer. Sevgi, içtenlik ve sevimlilik. Bir araçla veya cihazla ölçülebilen ısı derecesi, suhunet.

Hararet basmak : Çok susamak. vücut ısısı artmak.

Hararet kesmek : Susuzluğu gidermek.

Hararet vermek : Susatmak.

Harar : Çoğu kıldan dokunmuş, büyük çuval.

Hararetlendirme : Hararetlendirmek işi.

Hararetlendirmek : Hararetlenmesine yol açmak.

Hararetlenme : Hararetlenmek işi.

Hararetli : Isısı, sıcaklığı fazla olan. Coşkun, ateşli, canlı.

Hararetlilik : Hararetli olma durumu.

Karpuz kesmekle hararet sönmez : "size kötülük yapmış olan bir kimseden başkasına zarar vermekle o kimseden öç almış olmazsınız".

Susama : Susamak işi.

Susuzluk : Susamış olma durumu. Susuz olma durumu, kuraklık.

Coşkunluk : Coşkunca yapılmış olan iş, cuşiş, cuşuhuruş.

Ateşlilik : Ateşli olma durumu.

Sistem : Dizge. Bir aracı oluşturan düzen, düzenek, tertibat. Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni. Model, tip. Yol, yöntem. Düzen.

Sınır : Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit. İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut. Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi. Uç, son. Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst yer, limit. Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç.

 

Düşük : Dil bilgisi kurallarına uymayan. İktidardan düşmüş veya düşürülmüş. Eski değer ve onurunu yitirmiş olan. Aşağı doğru düşmüş, aşağı sarkmış. Yaşayabilecek duruma gelmeden doğan yavru, ceninisakıt, bağan, sakıt. Az.

Hararet kesmek : susuzluğu gidermek.

Hararet krampı : Atlarda aşırı egzersiz ve terlemeyi takiben oluşan elektrolit kaybından kaynaklanan kaslarının ani ve istem dışı ağrılı kasılmasıyla belirgin bir çeşit karın ağrısı, ısı krampı.

Hararetle : Hararetli bir biçimde. İlgili cümle: "“Herkes etrafımı sarmış, beni hararetle tebrik ediyorlardı.”" N. F. Kısakürek.

Hararetlenmek : Isısı artmak. mec. Canlanmak, kızışmak. İlgili cümle: "Tartışma hararetlendi. mec. Herhangi bir konuda çok heyecanlı olmak, coşmak: “Şakir Bey arkasından gelerek fikrini müdafaa için hararetleniyordu.”" P. Safa.

Diğer dillerde Hararet anlamı nedir?

İngilizce'de Hararet ne demek? : n. heat, warmth, temperature, fever, thirst, fervor, fervour [Brit.], caloric, feverishness, flush, intenseness, swelter

Fransızca'da Hararet : chaleur [la], température [la], ardeur [la], fièvre [la]

Almanca'da Hararet : n. Fieber

Rusça'da Hararet : n. жар (M), жара (F), теплота (F), температура (F), жажда (F), пыл (M), азарт (M)

adj. тепловой