Haylama nedir, Haylama ne demek

Haylama; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de isim olarak kullanılır.

  • Haylamak işi

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Ormanda avlanırken tavşan ve keklikleri saklandıkları yerden sopa ve taşla çıkarma.

Haylama kısaca anlamı, tanımı

Hayla : Şimdiye dek: Hüseyin bu vakit oldu hayla gelmedi. Hem de :-Ahmet'i gördün mü?-Evet hayla konuştuk. Gerçekten:-Bu gölde balık bulamazsın.-Hayla da öyle galiba. Nasıl: Bu iş hayla oldu. Çok. Evvel, önce: Koşuda hayladan gelene mükâfat verirler. Nasıl?

Haylamalı : Gayretli kimse: Şu haylamalı adama bak.

Haylamamak : Aldırış etmemek, hafif görmek, önem vermemek (olumsuz şeklinde kullanılır): O kadar ağır işin hiç birini haylamaz. Zor bir işi başaramamak: İşler çok ağır hiç birini haylamaz.

Haylamaz : Denizli şehri, Güney ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Haylamaz olmak : Bir kimsenin iyi olduğunu bildiren cevap: Nasılsın? -Haylamazım.

Haylamak : At gibi hayvanları sürmek için seslenmek.

Çıkarma : Çıkarmak işi, emisyon. Düşman kıyılarına gemi, bot vb.nden asker indirme, asker çıkarma. Dört işlemden biri, çıkarmak işlemi, tarh.

Keklik : Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş (Perdrix). Alımlı, güzel kadın.

 

Tavşan : Tavşangillerden, eti yenen, hızlı koşan, kemirgen, postundan yararlanılan bir tür memeli (Lepus europeus). Atletizm yarışlarında rekor kırılabilmesi için tempoyu yüksek tutup belirli bir mesafeyi diğer atletlerin önünde koşan atlet. Değerli ağaçlar üzerine ince oymalar işleyen sanatçı, tahta oymacısı.

Orman : Ağaçlarla örtülü geniş alan. Bu ağaçların bütünü.

Avlan : Avcı: Babam uçarcı avlanlardandır.

Çıkar : Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar.

Yerde : Bir yumrukoyuncusunun, yediği yumruk sonucu, ayaklarından başka vücudunun herhangi bir yeri ile yere değmesi, ayakta bitik duruma gelmesi, iplere asılı kalması, yumruklaşma alanı dışına çıkması ya da düşmesi hali.

Çıka : Kız çocuğu. Yaramaz çocuk.

Avla : Ağıl. Ağız. Bahçelerin etrafına ağaç ve ince dallardan yapılan çit, engel. Ay ağılı, hale: Bugün ayda avla var. Bahçelerin etrafına ağaç ve ince dallardan yapılan çit, engel. 3.İnce, uzun çam ağacı veya direk, sırık. Dam merteklerinin küçüğü. Tahta perde. [Bakınız: avıl]. Avlu, evlerin küçük bahçesi. Tahıl yıkamak için su kenarına yapılan beton ark, küçük havuz. Balık tutmak için ırmaklarda taşla çevrilen daire. 1. Ahırda hayvanların yem yediği yer. Çerçeve, çevre: Aklının avlası o kadarcık. Bahçe, bağ çevresine ağaç ve ince dallardan yapılan çit. Ağıl içindeki kuzu bölmesi (Ç. Çiftliği). Koyun ağılı. Bahçeleri çeviren dal, tahta sınır, çit. (Dodurga Bozüyük Bilecik) (avlak) : (İnköy Kütahya). [Bakınız: avlağı].

Sopa : Kalın değnek. Dayak, kötek.

Ve : Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.

Diğer dillerde Haykırı mastarı anlamı nedir?

Fransızca'da Haykırı mastarı nedir ? : infinitif d'exclamation