Hesitation türkçesi Hesitation nedir

Hesitation ile ilgili cümleler

English: In real combat, you must not forget that hesitation is a very dangerous thing.
Turkish: Gerçek dövüşte, duraksamanın çok tehlikeli bir şey olduğunu unutmamalısın.

English: Ali entered the room without hesitation.
Turkish: Ali çekinmeden odaya girdi.

English: After some hesitation, he laid the book on the desk.
Turkish: Biraz tereddütten sonra kitabı masaya koydu.

English: Ali sold his car without hesitation.
Turkish: Ali çekinmeden arabasını sattı.

English: His hesitation made me doubt.
Turkish: Tereddütü beni şüpheye düşürdü.

Hesitation ingilizcede ne demek, Hesitation nerede nasıl kullanılır?

Without hesitation : Hiç duraksamadan. Tereddüdsüz. Tereddüt etmeden. Çekinmeden. Tereddütsüz.

Hesitations : Duraksama. Tereddüd. Çekinme. Takılma.

Hesitating : İşkilli davranma. Ağırdan alma. Kararsız davranma. Tereddütlü. Tereddüt eden. Duraksayan. İkircikli davranma. Duraksama. Tereddüt etme.

Hesitatingly : Tereddütle. Tereddüdle. Duraksayarak.

Hesitative : Ağırdan almaya sebep olan. İşkillilik yaratan. Tereddüt edici. Çekinceli. Kararsızlık oluşturan. Kararsız. Duraksamaya neden olan. İkirciklilik yaratan.

 

Hesitater : İşkilli. Kararsız. Ağırdan alan. Tereddüt eden. İkircikli kimse. Duraksayan.

Hesitated : Tereddüd etmek. Duraksamak. İkirciklenmek. Tereddütte olmak. Tereddüt etmek. Duralamak. Teklemek. Tereddütte bulunmak. Duraklamak. Çekinmek.

Hesitator : Duraksayan. İkircikli kimse. Tereddüt eden. İşkilli. Ağırdan alan. Kararsız.

Unhesitating : Tereddütsüz. Tereddüdsüz. Tereddüd etmeden.

Hesitates : Çekinmek. Teklemek. Tereddüd etmek. Duraksamak.

İngilizce Hesitation Türkçe anlamı, Hesitation eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Hesitation ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Dubiety : Şüphelilik. Şüpheli olma. İkirciklik. Kuşkululuk.

Abstinency : Tahammül. Kendine hakim olma. Sakınma.

Kidding : Dalga geçme. Şaka yapıyorum.

Indeterminate : Belgisiz. Kesin olmayan. Belirsiz. Ortada. Şüpheli. Kararsızlık. Süresi belirsiz. Bellisiz. Bilinmedik.

Demurral : Karşı koyma. Resmi itiraz. Kararsızlık. Karşı gelme. Hukuki itiraz. İtiraz.

Standstill : Durma. Bir film gösterilirken, kuşaktaki herhangi bir resmi alıcı penceresi önünde istenildiği kadar tutma. Tevakkuf. Durgu. Kımıldamama. Askıya alınan. Paydos. Resim durdurma. Sekteye uğrayan.

Restraint : Kendini tutma. Zorlama. Kendini zaptetme. Baskı. Tahdit. Kaçınmak (cinsel ilişkiden). Tutma. Sınırlama. Dizginleme.

Pause : Tereddüd etmek. Bilgisayar, ekonomi, tiyatro alanlarında kullanılır. Duraklatmak. Ara vermek. Bir konuşma ya da tümce içinde susuşu getiren nokta. Durgu. Yasal günlük çalışma süresi arasında işin gereğine göre işçiye verilen dinlenme payı. Durak. Duraklama göstermek. Bir görüşmede yanıtlayıcının yorulduğu ya da ilgisinin dağıldığı durumlarda uyanıklığı sağlamak üzere sorulamayı geçici olarak durdurma ya da çeşitlendirme, bk. yoğulum.

 

Incertitude : Kararsızlık. Tümevarımcı bilimlerde öndeyi ve kestirimlerin olgulara uygun düşme ya da gerçekleşme olasılığının düşüklüğü. Kuşku. Değişiklik. Kesinsizlik. Şüphe.

Hesitation synonyms : being attached, involuntariness, demurs, vacillation, joshes, wavering, dubieties, irresolution, banter, constraint, layovers, fluctuations, reluctance, oscillation, discontinuances, sloth, equivocacy, persiflage, bantered, eschewals, discontinuation, slothfulness, badinage, lag, abstinence, perplexity, lags, discontinuations, ambiguities, abstention, eschewal, josh, cold feet.

Hesitation zıt anlamlı kelimeler, Hesitation kelime anlamı

Willingness : İçinden gelme. Gönüllülük. İyi niyet. Hüsnüniyet. İsteyerek yapma. İsteklilik.

Hesitation ingilizce tanımı, definition of Hesitation

Hesitation kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : The act of hesitating. Vacillation. Suspension of opinion or action. Doubt.