İnanı nedir, İnanı ne demek

İnanı; Yöntem Bilimi alanında kullanılan bir terimdir.

Teknik terim anlamı:

Tartışılmadan ve sınanmadan doğruluğuna ya da geçerliğine inanılan bilgi.

İnanı ile ilgili Cümleler

  • Sen aslında buna inanıyor musun?
  • İnanın bana size son şeyi söylediğimde endişelenmeniz gerek.
  • Milattan önce 384 ve 322 yılları arasında yaşamış olan Aristo, Dünya'nın yuvarlak olduğuna inanıyordu. Dünya'nın evrenin merkezi olduğu; Güneş'in, Ay'ın ve bütün sabit yıldızların da onun çevresinde döndüğü görüşündeydi.
  • İnanılmaz bir Kuzey Atlantik somonumuz var.
  • İnanılmaz derecede güzelsin.
  • Tom'un müziği inanılmazdır.
  • İnanılmaz şekilde şanssızdım.
  • Az kalsın Tom'un söylediklerine inanıyordum.
  • Birçok insan ona inanır ama o doğru değil.
  • İnanılmaz bir filmdi.
  • İnanılmaz bir yıl oldu.
  • İnanılmaz, değil mi?
  • Ben komplo teorilerine inanmam. Ben sadece Orta doğu'da tükenmiş uranyum patlayıcı ve fosfor bombalarının kullanımı ve petrol ve diğer stratejik hedefler için Irak ve Afganistanın imhası gibi gerçeklere inanıyorum.
  • “O şaşırtıcı yükselişten sonra düştüğü bu durum inanılır şey değil.”

İnanı ile ilgili Atasözü veya Deyim

allah bir dediğinden başka sözüne inanılmaz : birinin çok yalancı olduğunu anlatmak için söylenen bir söz.

 

inanılır gibi (veya şey) değil : çok şaşırılan, hayret edilen veya hayranlık duyulan bir olayla karşılaşıldığında söylenen bir söz.

İnanı anlamı, tanımı

İnan : İnanmak işi. Bir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme. Tanrı'ya duyulan sınırsız inanış, iman, itikat

İnanır : İnanan, inançlı.

İnanıverme : İnanıvermek işi.

İnanıvermek : Çabucak inanmak.

İnanılma : İnanılmak işi.

İnanılmak : İnanma işi yapılmak.

İnanılmaz : İnanılması çok güç veya imkânsız olan. Az rastlanan, olağanüstü.

İnanılmazlık : İnanılmaz olma durumu.

İnanırlık : İnanılabilir bir şeyin niteliği. İnanma eğilimi.

İnanış : İnanma işi. İnanılan şey.

Tartışılma : Tartışılmak işi.

Geçerli : Yürürlükte olan, uygulanan, meri, muteber. Beğenilen, tutulan.

Sınanma : Sınanmak işi.

Doğrulu : Bir doğru boyunca olan, müstakim.

Tartış : Tartma işi.

Bilgi : İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat. Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam. Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler. İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf. Bilim.

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Tartı : Ağırlık. Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip. Oran, ölçü, karar. Tartma aleti, çeki.

Doğru : Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. Yakın, yakınlarında. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde. Gerçek, hakikat. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun. Gerçek, yalan olmayan. Karşı yönünce. İki nokta arasındaki en kısa çizgi.

 

Geçer : Yürürlükte bulunan, geçerliği olan, kullanılan. Geçme özelliği olan. Geçer not. Beğenilen, makbul, mergup.

Diğer dillerde İnanı anlamı nedir?

İngilizce'de İnanı ne demek ? : dogma