Justle türkçesi Justle nedir

  • İtip kakma.
  • İle yarışma.
  • Çarpışma.
  • Dürtme.
  • Karşı karşıya gelme.
  • Dürtükleme.
  • Çarpma.
  • Kalabalık olma.
  • Birlikte sıkılmış olma.

Justle ingilizcede ne demek, Justle nerede nasıl kullanılır?

Justly : Adamcasına. Doğrulukla. Adilce. Adil bir şekilde. Adaletle. Adilane. Doğru olarak. Haklı olarak.

Unjustly : Haksız yere. Haksız olarak. İnsafsızca.

Just a bunch of disks : Raıd standardına göre düzenlenmiş olmayan ve raıd sisteminin hız ya da veri güvenliğini sağlamayan birkaç bağımsız sabit diskler (bilgisayar). Jbod.

Just a couple of words : İki çift laf.

Just a minute : Bir saniye. Hatta kalın. Bir dakika.

Just after : Hemen akabinde. Müteakiben. -den sonra.

Just as soon as : En kısa zamanda.

Just a moment : Bir saniye (bekle). Azıcık. Bir dakika. Bir dakika (bekle).

Just around the corner : Eli kulağında. Köşeyi döner dönmez. Köşeyi dönünce.

Just as : Aynen. Tam o anda. Gibi. Olduğu anda. Nasıl ki. -iken. Tıpkı.

İngilizce Justle Türkçe anlamı, Justle eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Justle ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Push : Reklamla satmak. Güç. Devam etmek. Basmak (düğme vb'ne). Bastırmak. Uğraşmak. Reklamını yapmak. Sürmek. Çaba harcamak.

Prodded : Üvendire. Özendirmek. Teşvik etme. Teşvik etmek. Kışkırtmak. Çivili sopa. Hatırlatıcı şey. Dürtmek. Kakmak.

 

Tensor : Gergen. Gerdirici. Geren kas. Tansör. Fizik, kimya alanlarında kullanılır. Gerici. Yönleçsel bir niceliğin birleşenlerini bir yerlemler çatkısından başka bir çatkıya dönüştürmeye yarayan bir büyüklük ya da bir işlevler kümesi. Belli dönüştürüm öbeği işlerleri altında, birkaç yöney gibi dönüşür matematik nesne. Gerey. Açan.

Blips : Pat. Bip. Görüntü (radar). Bip sesi. (radarda) görüntü. Sinyal. Vurma.

Clash : Bindirmek. Çatırdamak. Gürültü yapmak. Uymamak. Çarpışmak. Çarpmak. Çatışmak. Anlaşamamak. Gitmemek. Uyuşmamak.

Collision : Düşünce ayrılığı. Ötelenme deyinimindeki molekül , atom ve öbür temel parçacıkların birbirlerine ya da bulundukları kabın çeperlerine, aralarında fiziksel kimyasal etkileşmeler olacak biçimde yakınlaşmaları. İki parçacığın (fotonlar dahil) hareket ya da enerji miktarının mevcut koşullarını değişikliğe uğratacak biçimde kendi aralarında etkileşmesi. Özgür iki cismin yeterince yaklaşarak birbirlerini etkiledikleri süreç. bu sırada, genellikle bir erke ve devinirlik alışverişi olur. Çatışma. Fizik, kimya, nükleer enerji alanlarında kullanılır. Devinim durumunda bulunan taneciklerin, aralarındaki kuvvetler yüzünden karşılıklı olarak devinimlerini değiştirmeleri.

Muscle fibre : Kas lifi.

But : Yalnızca. Gel gör ki. Hiç olmazsa. Fakat. Sadece. Oysa. Halbuki. Da. Ama. Hariç.

Muscle cell : Kas teli. Biyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Kas dokusunu meydana getiren özelleşmiş kasılma yeteneğindeki hücreler. düz kasta tek tek hücreler halinde, çizgili kas tipinde ise hücre hudutları eriyerek çok çekirdekli halde bulunurlar. Kas hücresi.

 

Combats : Muharebe. Harp etmek. Mücadele. Savaş. Mücadele etmek. Çarpışmak. Savaşmak. Savaş açmak. Dövüşmek.

Justle synonyms : anatomical sphincter, ocular muscle, contractile organ, pronator, supinator, antagonistic muscle, eye muscle, skeletal muscle, nudge, provocation, brunt, scrummage, actions, striated muscle, combat, brunts, goading, prod, sphincter muscle, sphincter, involuntary muscle, impact, crackup, jog, face off, scrum, prods, blip, jostles, battu, impingements, muscle fiber, clashed.

Justle zıt anlamlı kelimeler, Justle kelime anlamı

Inequity : İnsafsızlık. Adil olmama. Adaletsizlik. Haksızlık.

Unrighteousness : Haksızlık. Günahkarlık. Adaletsizlik.

Wrong : Ters. Kötülük. Yanlış yol. Bozuk. Günahını almak. Ahlakdışı. Haksız. Kemlik. Haksızlık. Kötülük etmek.

Justle antonyms : injustice, unfairness, wrongfulness, palpable.

Justle ingilizce tanımı, definition of Justle

Justle kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A jostle. An encounter or shock. To force by running against. To drive. To jostle. To encounter. To push. To clash. To run or strike against each other. To jostle.