Kaput nedir, Kaput ne demek

Kaput; bir askerlik terimidir. kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

"Kaput" ile ilgili cümleler

  • "İsli tavana bakarak kaputumun düğmelerini iliklemeye başladım." - Ö. Seyfettin

Yerel Türkçe anlamı:

Alık, sersem.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Baş.

İngilizce'de Kaput ne demek? Kaput ingilizcesi nedir?:

caput

Kaput kısaca anlamı, tanımı:

Kaput gitmek : Hiçbir sınavı verememek. kâğıt oyununda hiçbir sayı alamamak.

Kaput etmek : Kâğıt oyununda karşısındakini tek sayı alma imkânından yoksun bırakmak.

Kaput bezi : Amerikan bezi.

Askeri kaput : Askerlerin giydiği kalın kumaştan üstlük.

Kaputluk : Kaput yapmak için kullanılan (kumaş). Kaputların konulduğu yer.

Asker : Orduda görev yapan erden generale kadar herkes. Askerlik görevi veya ödevi. Er. Yurdunu iyi koruyan, kahraman özelliği taşıyan. Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli.

Palto : Soğuk havalarda öbür giyeceklerin üstüne giyilen kalın kumaştan giysi.

Otomobil : Motorlu, dört tekerlekli kara taşıtı.

Kamyon : Motorlu büyük yük taşıtı. Bu taşıtın taşıyabildiği miktarda olan.

 

Motorlu : Motorla çalışan.

Taşıt : Otomobil, tren, gemi, uçak gibi taşıma araçlarının ortak adı, nakil aracı, nakil vasıtası, vasıta.

Motor : Motosiklet. Akaryakıtla işleyen deniz aracı. Herhangi bir enerjiyi mekanik enerjiye dönüştüren düzenek.

Prezervatif : Cinsel ilişkiyle geçebilecek hastalıklardan korunmak veya kadının hamile kalmasını önlemek için erkeklerin kullandığı ince, saydam bir tür kılıf, kondom, kaput.

El : Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü. Ülke, yurt, il. İskambil oyunlarında her bir tur. Oba, aşiret. Kez, defa. Bazı nesne ve araçların tutmaya yarayan bölümü. Yakınların dışında kalan kimse, yabancı. Halk, ahali. Sahiplik, mülkiyet. İskambil oyunlarında oynama sırası.

Yenme : Yenmek işi.

Kötü : Kaba ve kırıcı. Zararlı, tehlikeli. Aşırı, çok. Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan. Korku, endişe veren. İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı.

Bozuk : Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz. Kötümser, gergin, huzursuz, karışık. Kızgın, sıkıntılı. Madenî para, bozuk para. Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ). Bozulmuş olan.

Yaramaz : Söz dinlemeyen, uslu durmayan, yasaklanan şeyleri yapmakta ayak direyen, haşarı (çocuk), uslu karşıtı. Çapkın. Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan.

Kaput epididimidis : Epididimisin başı.

Kaput femoriste epifiz ayrılması : Buzağı, tay, kedi, köpek ve domuzlarda uyluk kemiğinin epifizinin yerinden ayrılması.

Kaput gitmek : kâğıt oyununda hiçbir sayı alamamak; argo hiçbir sınavı verememek.

 

Kaput humeri : Kol kemiği başı.

Kaput mandibula : Alt çene kemiğinin eklem başı.

Kaput mediyale : M. gastrocnemius'un, condylus medialis femoris'in proksimaliyle aşil tendosu arasında uzanan iç yan başı. M. triceps brachii'nin iç yan başı.

Kaput ossis femoris : Uyluk kemiği başı.

Kaput vertebra : Omur başı.

Kaput ile ilgili Cümleler

  • Ali arabanın kaputunda oturuyordu.
  • Kaputu açın.
  • Hava o kadar sıcak ki bir arabanın kaputunda yumurta pişirebilirsiniz.
  • Ali arabanın kaputunu açtı.
  • Arabanın motor kaputunda bir şey var.
  • Kaputu nasıl açarım?
  • Ali arabasının kaputuna oturdu.

Diğer dillerde Kaput anlamı nedir?

İngilizce'de Kaput ne demek? : adj. (Slang) ruined, done for, finished; not working

adj. kaput (Slang), ruined, done for, finished; not working

adj. kaput, ruined, done for, finished, not working

Fransızca'da Kaput : capote [la], manteau [le]; préservatif [le]

Almanca'da Kaput : n. Kondom, Motorhaube, Präservativ

Rusça'da Kaput : n. шинель (F), презерватив (M)