Karalama nedir, Karalama ne demek

"Karalama" ile ilgili cümle

  • "İlk şiirim olan bir türkü güftesini, Üsküp türkülerinde gördüğüm vezinle karalamaya başladım." - Y. K. Beyatlı

Yerel Türkçe anlamı:

Kara haber, ölüm bildiren belge, mektup.

Bilimsel terim anlamı:

Bir şey yazmak isteyince tasarlananları şöyle bir kağıda geçirme.

Birinci dörtlüğün birinci ve üçüncü dizeleri uyaksız olan koşmaya verilan ad.

Saz ozanlarının aruzla söyledikleri gazellerde ozan adının geçtiği koşa.

İngilizce'de Karalama ne demek? Karalama ingilizcesi nedir?:

scratch

Osmanlıca Karalama ne demek? Karalama Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

müsvedde

Karalama tanımı, anlamı:

Karalama beyti : Mühür beyti.

Karalama defteri : Karalamaların yapıldığı defter, müsvedde defteri.

Karalamak : Boya veya kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmek. Leke sürmek, kötülük yüklemek, iftira etmek. Bir yazının üzerini çizerek onu geçersiz kılmak. Hızlı ve acele olarak yazmak. Taslak olarak yazmak veya çizmek.

Alıştırmak : Alışmasına yol açmak. Uyar duruma getirmek.

Üstün : Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha. Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik.

 

Düzeltme : Düzelti. Düzeltmek işi, tashih. Daha iyi duruma getirmek için yapılmış olan değişiklik, ıslahat, reform.

Çekilme : Bir boksörün veya güreşçinin herhangi bir sebeple karşılaşmayı bırakması. Yerin yükselmesiyle bu yeri örten deniz sularının gerilemesi, basma karşıtı. Savaşta, bir ordunun veya bir birliğin düşmandan ayrılmak için yaptığı davranış, ricat. Bir görevden, bir işten kendi isteği ile ayrılma, istifa. Çekilmek işi.

Müsvedde : Bir şeyin kötü benzeri. Yazı taslağı, karalama.

Sürme : Sürme mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık. Kirpik diplerine sürülen siyah boya, sürme, is. Sürmek işi. Masa ve dolapta küçük çekmece. Sürülerek kullanılan. Kapı kanadını içeriden kapama, dolap kapağını yerinde tutma vb. işlere yarayan ve yuvası içinde ileri geri sürülebilen sistem, sürgü.

Kötülük : Zarar verecek davranış veya söz. Kötü olma durumu, kemlik, şer.

Leke : Kirliliği gösteren iz. Bir yüzeyde türlü sebepler dolayısıyla oluşan farklı renk. Vücudun herhangi bir yerinde oluşan değişik renk. Güneş, ay, yıldız veya herhangi bir gezegenin parlak yüzeyinde görülen karanlık bölüm. Yüz kızartacak durum, namussuzluk, kara, şaibe.

Yükleme : Bir yere, bir nesneye elektrik yükü biriktirme, doldurma, şarj. Yüklemek işi, tahmil.

Karalamacı : Birine işlemediği bir suçu veya kendisinde bulunmayan bir ayıbı yükleyen, iftiracı, müfteri.

 

Karalama ile ilgili Cümleler

  • Ali genellikle bir karalama defteri taşır.
  • "Karalamak" kelimesini bulamazsanız "karalamaya" kelimesine bakınız.
  • Kimse "karalamak" yazmamış sanırım.
  • Bir grup, bir kişiyi kıskandığı için karalamaya çalışıyorlar.
  • "Karalamaya" bakınız.
  • Öncelikle ketum olması gereken sizdiniz, benim hakkımda yalan yanlış bilgileri çanak çanak yayıp beni karalamayacaktınız.
  • Ali karalamaya devam etti.
  • Birine işlemediği bir suçu veya kendisinde bulunmayan bir ayıbı yükleyene "iftiracı, müfteri, karalamacı" denir.

Diğer dillerde Karalama anlamı nedir?

İngilizce'de Karalama ne demek? : n. blackening, rough copy, scribble, calumny, defamation, doodle, libel, scandal, scrawl, smirch

Fransızca'da Karalama : brouillon [le], griffonnage [le], minute [la], rature [la], exercise de calligraphie

Almanca'da Karalama : n. Konzept, Kritzelei, Schmiererei

Rusça'da Karalama : n. пачкотня (F), мазня (F), писанина (F), вычеркивание (N)