Karo nedir, Karo ne demek

Karo; kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Oyun kâğıtlarının küçük, kırmızı, baklava biçimli benekli olanı, orya
  • Betondan yapılmış dört köşe döşeme taşı.

"Karo" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Olmaz, ben bu karonun metrekaresini iki bine döşeyemem." - M. İzgü

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Et, kas dokusu.

İngilizce'de Karo ne demek? Karo ingilizcesi nedir?:

caro

Fransızca'da Karo ne demek?:

carreaux

Karo hakkında bilgiler

Karo, kiremit, seramik, doğal taş, metal ya da cam gibi sert malzemelerden üretilmiş parçalardır. Genellikle çatılarda, yerlerde ve duvarlarda kullanılır. Bir diğer kullanım alanı ise tavanlar olup, perlit, ahşap ve değişik malzemelerden yapılabilmektedir.

Çatılarda kullanılan fırınlanmış kil anlamınnda kullanılmaya başlanan karo, Fransızca tuile, kelimesinden türemiş olup, Latin dillerine tegula olarak geçmiştir. Sonra da "Tile" olarak yerini bulmuştur.

Ağırlıkla sırlı sert seramikten yapılmış olan karolar yanında cam, mermer, granit ve doğal taşlarda kullanılmaktadır.Genellikle duvar ve yer kaplamasında kullanılır. Bunlardan kare parçalar oluşturularak mozaik haline getirilebilir.

Son 20 yılda, gelişen teknolojiye bağlı olarak porselen karolar ve cam karoların seri olarak üretimi artmıştır. Buna bağlı olarak da üretim, işleme ve paketleme otomatik hale gelmiştir. Kesmede elmas kullanımı ise işlemeyi kolaylaştıran diğer bir etkendir. Bunlara bağlı olarak karo kullanımı zincir yapı marketlerle hızlı ve yaygın biçimde üreticiye ulaşmaya başlamıştır.

 

Karo ile ilgili Cümleler

  • Tom, Kuzey Karolina'da yaşıyor.
  • Muhtemelen Güney Karolina'da yaşıyorsun.
  • Komşunun kedisi süt fincanını zemin karoları üzerine döktü.

Karo kısaca anlamı, tanımı:

Biçim : Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Biçme işi. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Tarz. Yakışık alan şekil, uygun şekil.

Karoser : Otomobilde, mekanizmayı oluşturan motor, makine, tekerlek, şasi vb. bölümlerin dışında kalan, görünen dış bölüm.

Oyun : Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes. Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç. Şaşkınlık uyandırıcı hüner. Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence. Kumar. Hile, düzen, desise, entrika. Müzik eşliğinde yapılmış olan hareketlerin bütünü. Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma. Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi. Güreşte rakibini yenmek için yapılmış olan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket.

 

Küçük : Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Değersiz, önemsiz. Yaşı daha az olan. Kısık, parlak olmayan (ses). Küçük abdest. Niteliği aşağı olan, bayağı. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Geri aşamada. Niceliği az olan.

Kırmızı : Al, kızıl renk. Bu renkte olan.

Baklava : Eşkenar dörtgen biçiminde olan nesne. Çok ince yufkadan yapılarak arasına kaymak, fıstık, ceviz, badem vb. konulup pişirilen ve üzerine şeker şerbeti dökülen bir tatlı türü.

Benekli : Ufak lekeleri bulunan.

Orya : Karo.

Beton : Çimentonun su yardımıyla kum, çakıl vb. maddelerle karışması sonucu oluşan sert, dayanıklı, bağlayıcı yapı malzemesi. Bu malzemeden yapılmış.

Kiremit : Çatıları örtmekte kullanılan, yan yana dizilerek suyu aşağıya geçirmeden dışarı akıtacak biçimde yapılmış, kızıl toprağın renginde, pişmiş balçık levha.

Karo asidi : Peroksidisülfatların asit hidrolizi sırasında oluşan, Formülü H2SO5 olan, yaklaşık 45 °C’de eriyen beyaz bir katı madde.

Karoça : Atlarla çekilen, dört tekerlekli, yaylı, üstü örtülü binek arabası. İlgili cümle: "“Gerçi beni buraya dört atlı bir saltanat karoçası içinde sallaya sallaya getirmişlerdi.”" Y. K. Karaosmanoğlu.

Karoğla : Gece kadınların yatakları üzerine abandığı sanılan peri.

Karoğlu : Elâzığ ilinde, Baskil ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Karolin ördeği : Ana vatanı Kuzey Amerika olan, göl ve nehir kıyılarındaki ağaçlık alanlar da yaşayan, bakımı kolay ve dayanıklı olan, çiftler hâlinde beslenen, uçma yetenekleri oldukça iyi olan ördek ırkı.

Karolin tiranı : Ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının bağırganlar (Clamatores) üst familyasından, 21 cm kadar uzunlukta, Kuzey Amerika'da yaşayan bir tür. (Tyrannus carolinensis): Ötücü-kuşlar (Passeriformes) takımının bağırganlar (Clamatores) üst-familyasının tirangiller (Tyrannidae) familyasından bir kuş türü. Uzunluğu 21 cm. Kuzey Amerikada yaşar.

Karolina tiranı : (zooloji)

Karon basamakları : Antik Yunan tiyatrosunda koronun oyun yeri olan orkestra'nın tabanından, oyun yerinin altına inen basamaklar. Buradan doğa dışı görüntüler ve yeraltı Tanrıları çıkardı.

Karon merdiveni : (Yun. Charon - Yeraltı dünyasında ölüm ırmağının salcısı.) Antik Yunan tiyatrosunda oyuncuların birdenbire sahnenin altından üstüne çıkmalarına yarayan ip merdiven. Böylece, tanrıların ve ruhların yeryüzüne çıkma görüntüleri sağlanırdı.

Karot : Tahta kurusu. Dinlenmeye bırakılan tarla.

Diğer dillerde Karo anlamı nedir?

İngilizce'de Karo ne demek? : n. shrub that produces shiny leaves with a soft white underside and red flowers (native to New Zealand)

n. checker, one of the squares of a checkered pattern, piece used in checkers, square, four sided geometric figure

n. Karo, family name

Fransızca'da Karo : (iskambil) carreau [le]

Almanca'da Karo : n. Eckstein, Karo, Raute

Rusça'da Karo : n. бубны (PL), кафель (M), изразец (M), плитка (F)

adj. плиточный