Kier türkçesi Kier nedir

  • Kazan.
  • Çamaşır teknesi.
  • Boya kazanı.

Kier ile ilgili cümleler

English: Ali is an excellent skier.
Turkish: Ali mükemmel bir kayakçı.

English: Ali is a pretty good skier.
Turkish: Ali oldukça iyi bir kayakçı.

English: Ali is an amazing skier.
Turkish: Ali inanılmaz bir kayakçı.

English: Ali told me Mary was a better skier than you.
Turkish: Ali bana Mary'nin senden daha iyi bir kayakçı olduğunu söyledi.

English: Ali was a very good skier when he was a teenager.
Turkish: Ali bir delikanlı iken çok iyi bir kayakçıydı.

Kier ingilizcede ne demek, Kier nerede nasıl kullanılır?

Kier boiling : Pişirme. Kazanda pişirme.

Kier boiling fastness : Pişirme haslığı.

Kier boiling jigger : Pişirme jiggeri.

Kier boiling liquor : Pişirme çözeltisi.

Kier boiling plant : Pişirme tesisi.

Kiering oil : Pişirme yağı.

Beakier : Gagalı. Çengelli burnu olan. (aşağılayıcı britanya argosu) uzun ve büyük bir burnu olan.

Barkier : Kabuksu. Kabuklu. Kabuğa benzeyen.

Kiering liquor : Pişirme çözeltisi.

Kierkegaard : Danimarkalı filozof. Varoluşçuluğun kurucusu ve öncüsü. Soren aabye kierkegaard (1813-1855). Bir soyadı.

İngilizce Kier Türkçe anlamı, Kier eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Kier ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Platform : Taraça. Üzerinde yapılan sonlamaların daha kolay izlenebilmesi için, yerden en çok 60 cm. yükseklikte ve 2x15 m. boyutlarında, sağlam geçme tahtalardan yapılmış sökülüp takılabilir masa. Tartışma ortamı. Bilgisayar, eskrim, sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Düzlük. Tasarı. Podyum. Apartman topuk. Sahanlık. Düzlem.

Wall : Duvar örmek. Baraj. Yarık çeperleri. Duvar. Cidar. Sur. Set. Kapatmak. Çeper. Kocaduvar.

Levee : Sedde. Su seti. Taş yığını. Set. Resmi kabul. Rıhtım. Kabul merasimi. Tump. Kabul töreni. Taşmayı önleyen set.

Washtub : Yıkama teknesi. Çamaşır leğeni. Leğen.

Shipside : Gemi kenarı. İskelenin gemiye yakın tarafı. Bir geminin kenarına yerleştirilmiş yer.

Support : Taraf tutmak. Deneyliklerde kimi aygıtların ya da düzeneklerin uygun konumlarda durmaları için kıskaçlarla tutturuldukları, sağlam tabanlı düşey demir çubuk. romolecule]. Taraftarı olmak. Yatay borunun üzerine oturduğu destek. Israr etmek. Sürdürmek. Takviye etmek. Alıcı ya da göstericinin çalıştırılması sırasında sallanmamalarını sağlamak amacıyla kullanılan üç ayaklı destek. Para yardımı yapmak. Kuvvetlendirmek.

Wharf : İskele. İskeleye bağlamak. Rıhtım. Büyük yük iskelesi. Dok. İskeleye boşaltmak. Gemilerin bağlandığı iskele. Yanaşlık.

Kettles : Güğüm. Çaydanlık. Su ısıtıcısı. Ketıl. Tava. İbrik. Tencere.

Dyeing machine : Boyama makinesi.

Kier synonyms : cauldron, caldron, kettle, wharfage, cooker, caldrons, bollard, cookers, washtubs, dock, cauldrons, boiler, quay, seether, boilers, bitt.

Kier zıt anlamlı kelimeler, Kier kelime anlamı

Nonworker : Çalışmayan kimse. İşsiz güçsüz. Çalışmayan. İşsiz olan kimse.

Kier ingilizce tanımı, definition of Kier

Kier kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A large tub or vat in which goods are subjected to the action of hot lye or bleaching liquor. Also called keeve.