Law of equal marginal utility türkçesi Law of equal marginal utility nedir

  • Eş marjinal fayda yasası.
  • Tüketicinin satın alacağı mallardan herbirine yapacağı harcamanın sonuncu lirasından elde edeceği faydanın, malların herbiri itibariyle eşitlenmesi.
  • İktisat alanında kullanılır.

Law of equal marginal utility ingilizcede ne demek, Law of equal marginal utility nerede nasıl kullanılır?

Law : Yasal çözüm. Uzay, kimya, sosyoloji alanlarında kullanılır. İlke. Tüze. Kural. Yasa. Nizam. Kanun. Olguların zorunlu, doğal gelişimlerini belirleyen temel içsel bağıntı; olgular ya da nesnelerin özellikleri arasındaki nedensel, zorunlu ve durağan (güvenilir) bağlantı. devlet gücünce yerleştirilmiş ve yaptırıma bağlanmış, insan etkinliklerini düzenleyen buyurucu davranış kuralları ve ölçüleri. Usul.

Of : Hakkında. -nin. Den. Nin. -nın. -li. -dan. İle ilgili. Karşı. In.

Equal : Eş değerde olmak. Eşit olmak. Eşit. Emsal. Yaşıt. Eş. -e eşit olmak. Bir olmak. Akran. Denk.

Marginal : Sıra dışı. Enaz. Kenara ait. Sınırdaki. Değeri düşük. Ekonomi, veterinerlik alanlarında kullanılır. Kenarda yazılı. Uç. Düşük. Sınırsal.

Utility : Kamu hizmeti gören kuruluş. Standart yapılan eşya ile ilgili. Kamu hizmeti yapan kuruluş. Bilgisayar, bilişim, iktisat, sosyoloji alanlarında kullanılır. Bir gözlem ya da ölçme aracının kullanılma ve yararlanmaya elverişlilik düzeyi. İşe yararlık. İşe yarar şey. Fayda. Gereksinmelerin, mal ve hizmetler kullanılarak doğrudan doğruya karşılanması sırasında tüketicinin duyduğu haz. Kamu hizmet kuruluşu.

 

Law of authorized to government joining to international union for the protection for the protection of literary and artistic works : .

Law of banking : Bankacılık kanunu. Bankacılık hakları. Bankacılık hukuku. Bankaların kuruluşlarını, kişilerle olan ilişkilerini, çalışmalarını, işlemleri üzerinde devletçe yapılacak denetimleri bankalar yasa ve tüzükleri gereğince açıklayan kuralların tümü.

Law of causality : Nedensellik kanunu.

Law of areas : İkinci kepler kanununun genel ifadesi; iki cisim probleminde alan hızının değişmez olması. Alan kanunu.

Law of acceleration : İvme kanunu.

İngilizce Law of equal marginal utility Türkçe anlamı, Law of equal marginal utility eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Law of equal marginal utility ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçe gideri. Olağanüstü bütçenin giderleri.

Abnormal budget : Olağan bütçeden ayrı bir belge olarak hazırlanan ve kabul edilen, her yıl tekrarlanmayan ve olağanüstü nitelik taşıyan harcama ve gelirleri gösteren özel bir bütçe. Olağanüstü bütçe.

A group shares : Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü. A grubu hisse senedi.

A change in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

 

A change in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir. Olağanüstü bütçe geliri.

Ability to pay principle : Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi. Ödeme gücü ilkesi.

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

Law of equal marginal utility synonyms : ability to pay approach, a shift in individual demand, a shift in demand, a pass through certificate, a shift in supply, a change in supply.