Leader türkçesi Leader nedir

  • Büyük işlerde bir topluluğa önayak olan kişi.
  • Gazetenin görüşünü yansıtan makale.
  • Lider.
  • Öncü.
  • Başta gelen kimse.
  • Başyazı.
  • Başkan.
  • Reis.
  • Baş.
  • Önder.
  • Rehber.
  • Müşteri çeken ucuz mal.
  • Bilgisayar, tarih alanlarında kullanılır.
  • Önde gelen kimse.
  • Baş makale.
  • Önayak.
  • Bando şefi.
  • Şef.
  • Başmakale.

Leader ile ilgili cümleler

English: Al-Qaeda leader Osama Bin Laden has been killed by US forces in Pakistan.
Turkish: El Kaide lideri Osama bin Ladin, Abd güçleri tarafından Pakistan'da öldürüldü.

English: His impressive body of work made him a leader in scientific research.
Turkish: Onun etkileyici iş gövdesi onu bilimsel araştırmada bir lider yaptı.

English: Are you a leader or a follower?
Turkish: Bir lider mi yoksa bir takipçi misiniz?

English: Ali is the leader of the team.
Turkish: Ali takımın lideridir.

English: He was the leader of the great expedition.
Turkish: Büyük seferin lideriydi.

Leader ingilizcede ne demek, Leader nerede nasıl kullanılır?

Leader character : Sekme iz karakteri. Öncül karakter. Öncü damga. Dolgu karakteri. Dolgu damgası. Öncül damga. İz karakteri.

Leader of the party : Parti başkanı.

Leader sequence : Lider dizi. Özelleşmiş bir hedefe veya regülatör bir işleve sahip rna’nın 5ı ucu veya proteinin amino terminaline yakın kısa bir dizi.

 

Deputy leader of the party : Parti başkan vekili.

Loss leader pricing : Zararına liderlik fiyatlandırması. Perakende satışlarda tüketiciyi mağazaya çekebilmek amacıyla belirli malların maliyetlerin altında satılmasına dayanan bir tür saldırgan fiyatlama yöntemi.

Brand leader : Bir mala ilişkin piyasada en büyük paya sahip marka. Lider marka.

Battery leader : Askeri bir birliğin başı. Batarya komutanı. Bölük lideri. Bölük komutanı.

Black leader : Saydamsız kılavuz. Kılavuzun saydamsız çeşidi. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Autocratie leader : Tek yönetici. Bir kuruluşu işçilerin ya da işçi sendikalarının yardımı olmadan tek başına yöneten kişi.

Cattle leader : Burun halkası.

İngilizce Leader Türkçe anlamı, Leader eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Leader ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Imam : İmam.

Chairperson : Kurul başkanı. Genel başkan. Parti genel başkanı.

Galvanizer : Kışkırtıcı kişi. Galvanizci. İlham veren kimse. Canlandıran kimse veya şey. İlham kaynağı veren kimse veya şey. İlham kaynağı. Özendirici.

Archpriest : Başpapaz. Başrahip. Baş papaz.

Superior : Üstün nitelikli. Üstteki. Üst orun. Üstün. Üst (rütbe). Üstün kimse. Amir. Satırın üstüne basılmış. Üst.

Soul : Hissiyat. Kimse. Evrensel bir halk inanışına göre, tenden tam anlamıyla bağımsız olan ve ona can vererek yaşamını sağlayan; bireyden geçici bir süre için ayrıldığında bayılma, uyuma, düş görme, sayıklama ya da tutarık tutmasına, dönmemek üzere ayrıldığında ise ölümüne yol açan ölümsüz güç. Dinlerin ve birtakım ikici felsefe öğretilerinin bedenden ayrı ve ölümsüz bir yaşamı olduğunu ileri sürdükleri varlık. Kişi. Zencilerle ilgili. Ruh. Canlılık. Zencilere ait.

 

Bellwethers : Çıngıraklı koç. Çete başı. Kösemen. Boynunda çan asılı olan koç.

Spearhead : Önayak olan kişi. Önayak olmak. Harekete lider olmak. Mızrak ucu. Başı çekmek. Mızrakbaşı. Öncülük etmek. Mızrak başı.

Model : Bir kentin bugünkü durumu ve gelecekte alması istenen biçim göz önünde tutularak, kentin oluşumunu biçimlendiren almaşık etkenleri sınamak ve herbirinin davranışlarını önceden kestirmek amacıyla kurulan simgesel denklem. Örnek olan. Mankenlik yapmak. Örneğe göre yapmak. Taslam. İki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkiyi cebirsel terimlerle ifade eden bir matematiksel yapı. Kalıbını çıkarmak. Manken. Bilgisayar, fizik, kimya, veterinerlik alanlarında kullanılır. Modellemek.

Cicerone : Turist rehberi. Tercüman.

Leader synonyms : pioneered, puppet ruler, pioneer, choragus, ubermensch, galvaniser, civic leader, misleader, role model, pioneering, civil leader, presiding officer, political leader, military leader, pioneers, nationalist leader, higher up, religious leader, pied piper, pol, point man, strike leader, puppet leader, point woman, fugleman, gaffers, guide, initiators, capt, emirs, courier, deans, avant garde.

Leader zıt anlamlı kelimeler, Leader kelime anlamı

Employee : Görevli. Çalışan. Eleman. Hizmetli. Adam. İşçi. Personel. Müstahdem. Memur.

Follower : Havari. Taraftar. Yandaş. Destekçi. Peyk. Başlık. Kuyruk. Hizmetli. Baskıcı. Mürit.

Inferior : Alt, alt taraf. İkinci derecede. Ast. Ast rütbede. Aşağı derecede olan şey. Alt veya aşağı anlamında. Aşağı. Aşağı derecede olan kimse. Bayağı.

Leader ingilizce tanımı, definition of Leader

Leader kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A guide. A conductor. One who, or that which, leads or conducts.