Lighten türkçesi Lighten nedir

Lighten ile ilgili cümleler

English: The government lightened taxes.
Turkish: Hükümet vergileri hafifletti.

English: Every burned book enlightens the world.
Turkish: Yakılan her kitap dünyayı aydınlatır.

English: It was just a joke. Lighten up!
Turkish: Sadece bir şakaydı.Aydınlat!

English: Any society not enlightened by philosophers is fooled by quacks.
Turkish: Filozoflar tarafından aydınlatılmamış bir toplum şarlatanlar tarafından aptal yerine konulurlar.

English: Maria's eyes lightened with pleasure.
Turkish: Jale'nin gözleri sevinçle parlıyordu.

Lighten ingilizcede ne demek, Lighten nerede nasıl kullanılır?

Lightened : Işıklı. Şimşek çakmak. Açmak (renk). Parlamak. Aydınlatmak. Işık saçmak. Rahatlatmak. Aydınlanmak. Hafifletmek. Rengini açmak.

Lightener : Hafifleten veya daha hafif yapan kimse veya şey. Işıklandıran kimse veya şey.

Lighteners : Işıklandıran kimse veya şey. Hafifleten veya daha hafif yapan kimse veya şey.

Lightening : Hafifletici. Hafifletme. Azaltma. Işıklama. Aydınlatma. Saydamlama. Yıldırım.

 

Lightens : Rahatlatmak. Yükünü azaltmak. Işık saçmak. Şimşek çakmak. Aydınlanmak. Işıklandırmak. Parlatmak. Parlamak. Hafifletmek. Açmak (renk).

Enlightened him : Onu haberdar etme. Onu bilgilendirme. Onu aydınlatma. Onu eğitme.

Age of enlightenment : Aydınlanma çağı. Aydınlık çağ.

Enlightened : Arif. Açık fikirli. Bilgili. Entelektüel. Okumuş. Aydınlanmış. Aydın (kimse). Aydın. Aydınlatılmış. Kültürlü.

Enlightened absolutism : Aydınlanmacı mutlakıyet. Aydınlanmacı despotizm. Tek bir hükümdarın refah sağlamak için halkı yönetmesi. Aydınlanmış mutlakiyet. 18'inci yüzyıl sonlarında kayser'lerin yönetimi (birinin denizaşırı yerlerdeki vatandaşlarını yönettiği rejim).

Enlighten : Tenvir etmek. Açıklığa kavuşturmak. Işık tutmak. Bilgi vermek. Aydınlatmak. Bilgilendirmek. Açıklamak. Öğretmek. Aydınlığa kavuşturmak.

İngilizce Lighten Türkçe anlamı, Lighten eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Lighten ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Amuse : Oyalamak. Avutmak. Kırıp geçirmek. Güldürmek. Hoşafına gitmek. Avundurmak. Eğlendirme. Eğlendirmek.

Raying : Işın yaymak. Röntgenini çekmek. Işın. Işın tedavisi yapmak. Tırpana. Işımak. Şua. Rina.

Decolorate : Rengini gidermek. Renksizleştirmek.

Brightening up : Canlanmak.

Illume : Işıtmak.

Cleans : Bitirmek. Tanzif etmek. Temizlemek. Almak. Arındırmak. Yıkamak. Temiz. Boşaltmak. Arıtmak.

Disburdening : Yükünü hafifletmek. İçini boşaltmak. Hafifletmek (yükünü vb). Yükünden kurtulmak.

Alleviated : Teskin etmek. Teskin edilmiş. Bastırmak. Dindirmek. Azaltmak. Yatıştırmak.

 

Cast light : Işık tutmak. Işık yaymak. Aydınlığa kavuşturmak. Aydınlatma.

Blinked : Kırpıştırmak. Kırpmak. Kaçınmak. Göz ardı etmek. Pırıldamak. Göz yummak. Titreşerek parlamak. Yanıp sönmek (ışık). Göz kırpmak.

Lighten synonyms : lighten up, tint, buoy up, brace, blanching, amuses, decolor, decolourize, illumining, coruscate, illuminates, beamed, exposing, buck up, burn, cleaned, ease, bear up, alleviating, cleared, appeasing, blazons, rayed, tints, beam, irradiating, appeases, flare, irradiate, abated, civilize, jollified, animate.

Lighten zıt anlamlı kelimeler, Lighten kelime anlamı

Weigh down : Ağırlık yüklemek. Ağırlık yapmak. Daha ağır gelmek. Bastırmak. Bunaltmak. Yüklemek. Ezmek.

Darken : Bulandırmak. Koyulmak. Karartmak. Siyahlaştırmak. Esmerleşmek. Karıştırmak. Koyulaştırmak. Anlaşılması zor hale getirmek. Koyulaşmak. Kararmak.

Stay : Erteleme. İkamet etmek. Sürdürüp tamamlamak. Dayanmak. Durdurmak. Ertelemek. Durmak. Bastırmak (açlığı). ...olarak kalmak. Geciktirmek.

Lighten ingilizce tanımı, definition of Lighten

Lighten kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To relieve of part of a load or burden. To display a flash or flashes of lightning. As, to lighten a ship by unloading. To make light or clear. To reduce in weight. To lighten the streets. To descend. To flash. To illuminate. As, to lighten an apartment with lamps or gas. To light. To make lighter, or less heavy. To light. To shine with, or like, lightning. To lighten a load or burden. To burst forth or dart, as lightning.