Liming türkçesi Liming nedir

  • Kıl dökme.
  • Kireçleme.
  • Ökse sürmek.
  • Kireç serpmek.
  • Suyun asiditesini düşürmek için bir su kütlesine kalsiyum karbonat eklenmesi.

Liming ingilizcede ne demek, Liming nerede nasıl kullanılır?

Liming tank : Kireçleme kazanı.

Deliming : Kireçsizlendirmek.

Sliming : Yağcı. Çamur. Balçık. Salgı. Suyun yüzeyinde duran alg tabakası. Sümüksü madde. Sümük. Çamurla sıvamak. Çamurlamak. Suyun yüzeyinde duran bakteri tabakası.

Subliming : Süblimleştirmek. Arınmak. Arıtmak. Bilinçaltındaki güdülerini iyiye yöneltmek. Süblimleşmek. Yüceltmek. Yüceleştirmek. Yükseltmek. Yücelmek. Ulvileşmek.

Liminal : Eşikte. Limene ait veya ilgili. Liminer. Sınırda. Belli belirsiz. Çok az alıganalabilen. Dürtünün eşiğinde olmakla ilgili (psikoloji terimi).

In limine : En başta. Başında. Başından. Başta. Başlangıçta. Başlangıcından (latince).

Battery eliminator : Pili devre dişi bırakan aygıt.

Backward elimination : Geri eleme.

Band elimination : Bant bastırma.

Direct elimination : Direkt eleme. Eşleştirilmiş iki yarışmacı arasında yapılan karşılaşmada yenilenin elenmesi. Doğrudan eleme.

İngilizce Liming Türkçe anlamı, Liming eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Liming ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Bound : Kalgımak. Zıplaya zıplaya gitmek. Sektirmek. Sınırlarını çizmek. Sınırlamak. Sıçramak. Sekip geri gelmek. Kısıtlamak. Kuşatmak. Zıplamak.

Control : Güdüm. Denetlemek. Kumada etmek. İpli kuklaların iplerinin bağlandığı ve kuklacının denetimi sağladığı artı simgesi biçimindeki çatal. Düzenlemek. Hakim olmak. İşletmek. Dışarıya gidip gelen taşıtları gümrükçe denetleme işi. Değişkenlerin belli değerler arasında kalmasını sağlama işlemi. İdare etmek.

Past : Öte. Geçe. Eski. Sabık. Bir kimsenin geçmişi. -siz. Geçmiş. Ötesinde. Dün. -den sonra.

Simultaneousness : Aynı anda olma. Aynı anda oluşma.

Hold in : Yapmak. Tutmak. Kendini tutmak. Zaptetmek. Sınırlamak. Kontrol altına almak. Zapt etmek.

Draw a line : Bir dur demek. Sınır çizmek. Çizgi çizmek. Set çekmek. Yapmamak. İzin vermemek. Çizgi çekmek.

Crack down : Aman vermemek. Göz açtırmamak. Acımasızlaşmak. (yolsuzlukların) üzerine gitmek. Aşırı önlem almak. Sıkı önlemler almak. Sıkıştırmak. Daha katı olmak. Sıkı önlem almak. Sert önlemler almak.

Lead : Seyirci arasında ünlenmiş, bir oyunun uzun süre oynanmasını sağlayan, beğenilen oyuncu. baş oyuncu. Öncülük etmek. Öncülük yapmak. Bir oyundaki en önemli ve en ön plandaki oyun kişisi. Kurşundan yapılmış. Sürmek. Öncülüğünü yapmak. Yıldız oyuncu. Madencilik, tiyatro, veterinerlik alanlarında kullanılır. Yol göstermek.

Hold : Tıkamak. (ağırlık) taşımak. El koymak. Alıkoymak. Günlük çekimler arasından asıl filmde kullanılmak üzere ayrılmış başarılı çekim. Kaldırmak. Bilgisayar, sinema, televizyon, ekonomi alanlarında kullanılır. İyi çekim. Geminin içi, yük konulacak yeri. Tutuklu olarak tutmak.

 

Seasonableness : Fırsatlar. Olasılıklar. Uygun zamanda meydana gelme özelliği. Dakiklik.

Liming synonyms : nowness, temporal order, temporal arrangement, pastness, future, restrict, late, alopecia, preceding, timeliness, unseasonableness, mark off, presentness, futurity, regulate, gate, constrain, rule, limed, stiffen, simultaneity, throttle, succeeding, restrain, approach, lateness, coming, early, strangle, tighten, draw the line, present, lime defecation.

Liming zıt anlamlı kelimeler, Liming kelime anlamı

Punctuality : Dakiklik.

Late : Tehirli. Merhum. Geç. Her zamanki. Rahmetli. Gecikmiş. Ölü. Müteveffa. Son zamanlardaki. Eski.

Lateness : Geç kalma. Geç olma. Gecikme. Tehir.

Liming antonyms : pastness, tardiness, timeliness, preceding, unseasonableness, futurity, untimeliness, early, middle, future, succeeding, past, earliness, seasonableness, presentness, present.