Limitation türkçesi Limitation nedir

Limitation ile ilgili cümleler

English: I know my limitations.
Turkish: Sınırlarımı biliyorum.

English: Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
Turkish: Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.

English: Ali knows his limitations.
Turkish: Ali sınırlarını bilir.

English: She knows her limitations.
Turkish: O, kendi sınırlarını bilir.

English: It is important to know your own limitations.
Turkish: Kendi sınırlarını bilmen önemlidir.

Limitation ingilizcede ne demek, Limitation nerede nasıl kullanılır?

Limitation notice : Sınırlı basımlarda, sınır sayısı ile, eldeki kitabın bu sınırlı sayı içinde kaçıncı sırayı aldığını belirten yazı. Sınırlı basım kaydı.

Periodical limitation principle of the budget : Ödenekliğin süresini sınırlama ilkesi. Ödeneklik yasasına ilişkin işlemlerin akçalı yıl denilen ve genellikle on iki ayı kapsamakta olan bir dönemle sınırlı olarak uygulanması ileksi.

 

Territorial limitation of industrial property : Yapım iyeliğini sınırlama. Yapım iyeliği haklarını, ülke sınırları ile kısıtlama.

Account limitation : Hesap tahdidi. Fatura masraflarını karşılamak için yetersiz para kaynakları olan banka hesaplarına sınırlama getirme. Hesap sınırlaması.

Acreage limitation : Alan sınırlaması. Belirli bir tarımsal ürünün ekimine ayrılan toplam alanın ülke genelinde sınırlandırılması.

Dividend limitation : Temettü sınırlaması.

Limitations : Kısıtlamalar. Kısıtlar. Sınırlı veya yasak olma özelliği (örn.: apartmanda oturmayı seviyorum ancak bazı kısıtlamaları var. örneğin, kendi bahçen yok.). Takyidat. Sınırlar. Tahdidat.

Personal limitations : Kişisel yasaklamalar. Kimi kişilerin özel izin vermelerinin ya da almalarının sınırlandırılması.

Debt limitation : Borç limiti. Bir borcun yasal yükümlülüğünü sınırlama.

Wage limitation : Ücret zaman aşımı. Ücret isteme hakkının yasalarına göre düşeceği zaman süresi.

İngilizce Limitation Türkçe anlamı, Limitation eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Limitation ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Border : Kenarlık. İle ortak sınıra sahip olmak. Koşu yolunun çimento, tahta ya da uygun herhangi bir özdekten yapılmış 5 cm. yüksekliğinde, 5 cm. genişlikteki iç kıyısı. Sınır koymak. Kenar. Hudut. Tavan perdesi. Çerçevelemek. Bitişik olmak. Yakına gelmek.

Bents : Bükülmüş. İstek. Yatkınlık. Eğim. Bükük. Kır. Çok istemek. Çimen. Azmetmek.

Termination : Son. Sonek. Fiil ve ad kök veya gövdelerine zaman ve şahıs kavramını yüklemek için kullanılan ek: || tek. şah. -di-m (bil-di-m), -im (öğrenci-y-im) tek. şah. -di-n (bil-di-n), -sin (öğrenci-sin) tek. şah. -di (bil-di), (öğrenci, öğrenci-dir) çokl. şah. -di-k (bil-di-k), -iz (öğrenciy-iz) çokl. şah. -di-niz (bil-di-niz), -sin-iz (öğrenci-sin-iz) çokl. şah. -di-ler (bil-di-ler -ler, -dir-ler (öğrenciler, öğrenci-dirler) vb. İki yan arasında yapılmış olan sözleşmeyi temelinden bozma. sözleşmeyi ilerisi için bozma. Bozma. Bitiş. Son verme. Son bulma. Netice.

 

Embargo : El koymak. Yasaklama. Müsadere etmek. Ticareti kısıtlama. Ambargo koymak. Kadağan etmek. Yasaklamak. İktisat, ekonomi, uluslararası ilişkiler alanlarında kullanılır. Devletçe yabancı gemilerin kendi barınaklarına girip çıkmalarını yasaklama. devletçe, yabancılara ilişkin tecim işleri üzerinde yapılan yasaklama. Kadağan.

Bias : Önyargılı davranmasına neden olmak. Bilgisayar, eğitim, ekonomi, fizik, sosyoloji alanlarında kullanılır. Fikrini etkilemek. Bir tarafa etki etmek. Yanlılık. Herhangi bir toplumu, kümeyi, kişiyi, görüşü yeterli dayanak olmaksızın övmeye ya da yermeye yönelik öneğilim. Sapma. Öngerilim. Bir olgular yığını içinden seçilmiş örneğin yığının gerçek özelliklerine uzak düşmesi.

Borders : Kenarlık. Hudut. Kenar. Kenarlıklar. Tarh. Kenar süsü.

Grade : Derecelere ayırmak. Not vermek. Eğim. Bir basamaklar düzenini oluşturan sıracalardan her biri. Seviye. Sınıflamak. Bilgisayar, gitar alanlarında kullanılır. Ayırmak. Yokuş. Sınıflandırmak.

Circumscription : Çevreleyen yazı (para, mühür). Bölge. Çevreleme. Çevresine çizgi çizme. Mıntıka. Kuşatma. Daire içine alma.

Delimitation : Sınırlandırma. Sınır çizme. Limit koyma.

Ambit : Ortam. Alan. Saha. Çevre. Muhit. Etraf. Çerçeve. Hudut. Şümul.

Limitation synonyms : terminuses, constrictions, extremity, bourne, benting, crackdown, circumscriptions, aptitude, enjoinders, declivities, interdictions, bent, rule, restriction, clampdown, circumscribing, delimitations, borderlands, constriction, constraint, narrowness, depriving, containment, constraints, aptitudes, borderland, affection, cutoff, declinations, ultimateness, borderings, boundary, restrictions.

Limitation zıt anlamlı kelimeler, Limitation kelime anlamı

Advantage : Fayda. Bir kişi, nesne, durum ya da koşuldan yana olan, başarı ya da kazançta yardımı dokunan olumlu özellikler, bkz.götürü. Üstünlük sağlayan şey. Benzerlerine göre daha yüksek bir konumda olma. Çıkar. Menfaat. Avantaj. Futbol, bilgisayar, iktisat alanlarında kullanılır. Üstünlük. Getiri.

Limitation ingilizce tanımı, definition of Limitation

Limitation kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, the limitation of his authority was approved by the council. The state or condition of being limited. The act of limiting.