Literary türkçesi Literary nedir

Literary ile ilgili cümleler

English: No one was aware of her literary talent.
Turkish: Hiç kimse onun edebi yeteneğinin farkında değil.

English: Can computers translate literary works?
Turkish: Bilgisayarlar edebi eserleri çevirebilir mi?

English: Everyone has the right to the protection of the moral and material interests resulting from any scientific, literary or artistic production of which he is the author.
Turkish: Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.

English: Can computers actually translate literary works?
Turkish: Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?

English: She has some literary talent.
Turkish: Onun biraz edebi yeteneği vardır.

Literary ingilizcede ne demek, Literary nerede nasıl kullanılır?

Literary advisor : Oyun sanatını ve uygulayımını bilen kimse. başlangıçta oyun yazarı ve oyun yöneticisi için kullanılmıştır. bugünkü anlamı ile tiyatronun bilim ve sanat danışmanı. oyun sanatı uzmanının görevleri çeşitlidir : çalıştığı tiyatro için seyirciyi, tiyatronun uygulayım olanaklarını ve sanatçı kadrosunu dikkate alarak oyun seçmek ve önermek, 2-gönderilen yapıtlar üzerinde, gerektiğinde yazarı ile çalışmalar yapmak, yeni oyun yazarları bulmak, 4 -dünya tiyatrosundaki gelişmeleri izleyerek çalıştığı tiyatroya yol göstermek, 5 - kimi konularda yönetmene danışmanlık yapmak ve ön çalışmalar yaparak gerekli bilgi ve belgeyi sağlamak, 6 - seyirciler için yayınlanan tiyatro dergisini yönetmek, 7 - tiyatro belgeliğini ve kitaplığını kurmak, yönetmek, tiyatro için gerekli olan kitapları seçmek, 8 - çalıştığı tiyatronun olanakları varsa tiyatro ile ilgili çeşitli sanat etkinliklerini düzenlemek. Dramaturg. Dram yazarlığının tekniğini bilen uzman. ilk anlamı ile: oyun yazarı ve yönetici. sonra oyun uzmanı ve eleştirmeni. şimdiki anlamı ile: tiyatro yönetkesinin tiyatro bilim ve sanat danışmanı. başlıca görevleri şunlardır: dünya tiyatro merkezlerinde yeni sanat akımlarını gözlemek, buralarda ortaya sürülen yeni yapıtları incelemek ve oyun çizelgesine alınması gerekenleri ana dile çevirtmek. gönderilen yapıtlar arasından seçme yapmak, yapıtın sahneye aktarılışında edebi değerini korumak, repertuvar için öneri hazırlamak, eski yapıtları yeniden sahneye uygulamak seyirciler için, program dergisini yönetmek, böylelikle de tiyatro çalışmalarını yaymak ve tanıtmak, tiyatro konusunda araştırmalar yapmak tiyatro arşivini ve kütüphanesini düzenlemek ve yönetmek. aynı görevler, radyo ve televizyon dramaturgları için de söz konusudur. Oyun sanatı uzmanı.

 

Literary folklorist : Yazınsal halkbilimci. Yazınla ilgili konuları halkbilimci gözüyle inceleyen bilim adamı. bk. insanbilimsel halkbilimci.

 

Literary language : Edebiyat dili. Edebi dil. Yazı dili. Edebi eserlerin dili, san’at değeri, taşıyan dil. bk. ve krş. yazı dili. Yazın dili.

Literary program : Yazının çeşitli dallarını tanıtmak, yaymak amacıyla hazırlanan izlence. yazın ürünlerinin sergilendiği izlence. Yazın izlencesi. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır.

Literary property : Yazın ürünleri üzerindeki iyelik. Yazın iyeliği. Fikri haklar. Edebi eserler üzerindeki haklar. Edebi mülkiyet.

Law of authorized to government joining to international union for the protection for the protection of literary and artistic works : .

The literary community : Edebiyatın tüm yazar ve eleştirmenleri. Yazın veya edebiyat insanları. Edebiyat camiası.

International bureau for the protection of literary and artistic works : .

Literary works : Yazılı çalışma (örn.: kitap). Edebi eser. Dil ile söylenebilen ve iyesine özgü özellikler taşıyan düşünü ürünleri. Yazın yapıtları.

Nonliterary : Edebi olmayan.

İngilizce Literary Türkçe anlamı, Literary eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Literary ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Literates : Eğitimli. Bilgili. Çok okumuş kimse. Okuryazar. Okur yazar. Kültürlü. Aydın. Okumuş. Çok okumuş.

Formal : Usule uygun. Samimiyetsiz. Resmi. Düzgün. Muntazam. Formel. Şekle ait. Şekilsel. Şekli. Biçimsel.

Literate : Okumuş. Bilgili. Okuryazar. Çok okumuş. Eğitimli. Kültürlü. Okur yazar kimse. Okur yazar.

Literal : Aslına uygun. Yalın. Kalıp deyim. Kelimesi kelimesine. Hazır bilgi. Durağan. Gerçekçi. Sade. Lafzi. Abartısız.

Literary zıt anlamlı kelimeler, Literary kelime anlamı

Informal : Gayriresmi. Resmi olmayan. Formaliteye uygun olmayan. Gayri resmi. Laubali. Merasimsiz. Kanunen geçersiz. Gündelik. Teklifsiz. Enformel.

Illiterate : Yanlışlarla dolu. Okur yazar değil. Okumamış. Mürekkep yalamamış. Bilgisiz. Ümmi. Deneyimsiz. Okur yazar olmayan. Eğitimsiz. Kimi insanbilimcilere göre, okuma yazmayı oluşturmamış ya da okuma yazmadan yoksun topluluklara özgü nitelik.

Literary ingilizce tanımı, definition of Literary

Literary kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : As, literary fame. A literary history. Literary conversation. Pertaining to learning or learned men. Of or pertaining to letters or literature.