Luggage türkçesi Luggage nedir
- Bavullar.
- Bavul.
- Ekonomi alanında kullanılır.
- Bagaj.
- Taşıncak.
- Yola çıkan kişinin tren, gemi ve benzeri taşıtlarda beraberinde götürdüğü ya da daha sonra arkasından gönderilmesi koşuluyla taşıyıcıya bıraktığı kişisel eşyaları.
- Eşya.
Luggage ile ilgili cümleler
English: Bring the rest of your luggage with you.
Turkish: Bavulunun geri kalanını yanında getir.
English: Ali doesn't carry much luggage on trips.
Turkish: Ali gezilerde çok bagaj taşımaz.
English: Ali wondered how much luggage Mary was planning to take.
Turkish: Ali Mary'nin ne kadar bagaj almayı planladığını merak etti.
English: Bob, help me carry his luggage to the living room.
Turkish: Bob, onun bagajını oturma odasına taşımamda yardım et.
English: Can I leave my luggage here?
Turkish: Bagajımı burada kalabilir miyim?
Luggage ingilizcede ne demek, Luggage nerede nasıl kullanılır?
Luggage rack : Valiz rafı. Port bagaj. Bavul sehpası. Portbagaj. Bagaj rafı.
Luggage van : Yük arabası. Eşya arabası. Eşya vagonu. Furgon. Bagaj kamyoneti.
Left luggage locker : Kayıp eşya dolabı.
Left luggage office : Emanetçi. Kayıp eşya bürosu.
Where are the luggage carts : Bagaj taşıma çekçeği nerede.
Carry on luggage : Bagaj.
I would like to see a practical set of luggage : .
Hand luggage : Bavul. El bagajı. Bagaj. Yolculuk çantası. Seyahat çantası.
Where are the luggage lockers : Emanet nerede.
Luggages : Bagaj. Bavul. Bavullar. Eşya.
İngilizce Luggage Türkçe anlamı, Luggage eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Luggage ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Bona : Güzel. Menkul şeyler. Hoş (latince). İyi. Menkul ve gayrimenkul eşya.
Abel blanchard model : A-b modeli. Abel-blanchard modeli.
Abadir test : Abadir sınaması.
Belongings : Pılı pırtı. Var. Birinin kişisel eşyaları. Kişisel eşyalar. Kişisel eşya. Ayniyat. Özel eşya.
A posteriori criteria : Ardıl ölçüt.
Bag : Çantaya koymak. Poşet. Aşırmak. Çalmak. Sarkmak. Torbalanmak. Torba. Torbaya koymak. Yakalamak. İç etmek.
Traveling bag : Seyahat çantası.
Satchel : Omuza asılan okul çantası. Çanta. Okul çantası. Omuz çantası. Sırtta taşınan okul çantası.
Baggages : Moruk. Moruk (argo terim). Civelek kız. Haspa (argo terim). Ordu yükü. Şımarık kadın. Yolcu eşyası. Valiz. Sevimsiz yaşlı kadın. Kişisel eşya.
Well : Merdiven boşluğu. Yerinde. Fışkırıp akmak. Sağlığı yerinde. Şanslı. Apartman boşluğu. Su kuyusu. Pınar. Kuyu.
Luggage synonyms : strap, bulk, freight, gear, belonging, appointments, a priori probability, hatbox, a priori information, boot, valise, bulks, a level, luggages, trunk, hand luggage, article, a posteriori probability, suitcase, a posteriori information, freightage, hand baggage, hold, carry on luggage, handle, a priori analysis, furnishing, commodities, a posteriori analysis, gears, holdall, grip, valises.
Luggage ingilizce tanımı, definition of Luggage
Luggage kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Anything cumbrous and heavy to be carried. That which is lugged. Especially, a traveler`s trunks, baggage, etc., or their contents.
Bu kısımda Luggage kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Luggage ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Luggage anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Luggage ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.