Luminary türkçesi Luminary nedir
- Önde gelen kişi.
- Aydın.
- Işık veren cisim (güneş vb).
- Işık veren.
- Bilgili ve saygıdeğer kimse.
- Işık veren cisim.
- Işık saçan şey.
- Işık.
- Bilge.
- Şöhret (belirli bir meslekte).
Luminary ingilizcede ne demek, Luminary nerede nasıl kullanılır?
Luminaries : Işık saçan şey. Aydın. Işık. Bilge.
Lumina : Lümen. Işık birimi.
Luminaire : Lamba. Avize. Işıklık. Bir görünçlüğün aydınlatılmasında kullanılan, güçlü bir ışık kaynağı bulunan, özel yapısıyla bu ışık kaynağından çıkan ışık demeti düzenlenebilen ışıtaç. Armatür. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Işıldak.
Luminal : Lümene ait. Yatıştırıcı ve uyuşturucu bir ilaç.
Luminance : Parıltı. Işıklılık. Işıksal ışıklılık. Söz konusu noktayı çevreleyen sonsuz küçük bir yüzey parçacığının, verilmiş doğrultudaki ışık yeğinliğinin, bu yüzey parçacığının verilmiş doğrultuya dik bir düzlem üzerindeki izdüşümünün alanına bölümü. bk. ışınımlılık. Luminans. Parıldama. Işıltı. Parlaklık.
Peak luminance : Doruk ışıklılık.
Absolute threshold of luminance : Işıklılık salt eşiği. Algılanabilen en az ışıklılık.
Equivalent field luminance : Verilmiş gözkamaşması koşulları ile ışıklılık ayırma eşiği aynı olan, ama gözkamaştırıcı olmayan bir görme alanının ışıklılığı. Görme alanının eşdeğer ışıklılığı.
Luminance meter : Işıklılıkları ölçmeye yarayan aygıt. Parlaklıkölçer. Işıklılıkölçer.
Screen luminance : Ekran parlaklığı.
İngilizce Luminary Türkçe anlamı, Luminary eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Luminary ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Informed : Tahsilli. Bilgi alan. Muttali. Bilgilendirilmiş. Bilgili. Haberdar. Haberi olan. Haberli. Bilinçli.
Photoing : Işıl. Fotoğraf. Fotograf. Foto. Resim. Spermaya ait. Fotoğraflamak. Resim vermek.
Owl : Baykuş. Gece kuşu. Ağırbaşlı kimse. Puhu.
Profounder : Çok derin. Engin. Bilgili. Etkili. İçe işleyen. İçine işleyen. Adamakıllı. İçten. Derya.
Civilised : İnce. Seviyeli. Medenileşmiş. Hoş. Nazik. Kibar. Terbiyeli. Uygar. Sosyal açıdan gelişmiş (ayrıca 'civilized').
Light : 4000 a° ile 8000 a° dalgaboyu aralığında, gözle görülebilen elektromagnetik dalga. Hafif. Bilgisayar, fizik, uzay, sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Konmak. Aydınlanmak. Bir salonun ya da sahnenin aydınlatılması için yöneticinin ya da sorumlunun verdiği buyruk. İnmek (attan veya arabadan). Işımak. Bir görünçlüğün aydınlatılması için yönetmenin ışıkçılara verdiği komut. Yakmak.
Photoed : Foto. Fotoğraflamak. Resim. Fotoğraf. Fotograf. Resim vermek. Işıl. Spermaya ait.
Notability : Tanınmış kimse. Eşraflık. Saygınlık. Şöhret.
Luminiferous : Işık saçan. Işıklı. Işık yayan.
Highbrow : Kültürlü. Okumuş. Aydın (kimse). Ukala. Entel. Fikir adamı. Entelektüel. Kültürlü (kimse).
Luminary synonyms : guiding light, leading light, notable, cultured, literate, lettered, eggheads, lamps, pundit, polymaths, owling, educated, learned, profoundest, literates, far sighted, erudite, owls, sagacious, bright, gleam, highbrows, illuminant, lamp, famous person, clear sighted, intellectuals, luminaries, luminescent, egghead, omniscient, enlightened, photo.
Luminary ingilizce tanımı, definition of Luminary
Luminary kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Any body that gives light, especially one of the heavenly bodies.
Bu kısımda Luminary kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Luminary ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Luminary anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Luminary ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.