Miseries türkçesi Miseries nedir

Miseries ingilizcede ne demek, Miseries nerede nasıl kullanılır?

Misericordia : Merhamet.

Immiserizing growth : Yoksullaştıran büyüme. Karşı ülkede büyüme yokken, dışsatımdan yana büyüme gösteren ülkede, dışsatım malının düşük mal olması, dışalımı ikame eden malın sunumunun gerileme göstermesi ve dışalım malının tam olarak yerine geçememesi durumunda, dışalım malına ilişkin istemin fiyat esnekliği sıfır ise ve karşı ülke büyüme sürecinde değilse, dış ticaret hadlerinin büyümenin tüm kazanımlarını ortadan kaldıracak ölçüde bozulma göstereceğini ve ülkenin alt kayıtsızlık eğrisinde yer alacağını, bir başka deyişle gönenç kaybına uğrayacağını ileri süren ve j. bhagwati tarafından tanımlanan büyüme türü. Fakirleşen büyüme. Fakirleştiren büyüme.

Semiserious : Bir dereceye kadar ciddi. Kısmen ciddi. Yarıciddi.

Miser : Pinti kimse. Para canlısı. Kibritçi. Cimri veya pinti tip. Pinti. Hasis. Eli sıkı kimse. Hkr.cimri. Cimri. Zengin cimri.

Miserable : Çok kötü. Mutsuz. Alçakça (davranış). Kötü. Acınacak halde. Zavallı. Bedbaht. Berbat. Perişan. Sefalet çeken.

 

Misery : Mutsuzluk. Perişanlık. Hep şikayet eden kimse. Bedbahtlık. Çok kötü bir durum. Acı. Istırap. Izdırap. Çok acı bir durum. Yoksulluk.

Becoming miserable : Zavallı hale gelme. Sefalet çekme. Sefalet içinde olma. Zavallılaşma. Mutsuz hissetmeye başlama.

Miserly : Çok küçük. Cimrice. Cimri. Pinti. Hasis. Tamahkar. Pintilik.

Miserere : Elli birinci mezmurun bestesi.

Miserableness : Berbatlık. Sefillik. Kötülük. Perişanlık. Mutsuzluk.

İngilizce Miseries Türkçe anlamı, Miseries eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Miseries ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Unblessedness : Kutsanmamış olma durumu. Melunluk. Keder. Perişenlık. Takdis edilmemiş olma durumu. Sefillik.

Suffering : Dert. Kıvranma. Cefa. Mihnet. Çilekeş. Acıma. Çile.

Affliction : Üzme. Keder. Üzüntü. Ağrı. Sıkıntı. Bela. Felaket.

Ill being : Kötü olma durumu. Hastalık. Kötü olma.

String : Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı direnç gösteren, çalgılarda ses vermesi için kullanılan nesne. İpe dizmek (boncuk vb). Kandırmak. Damgalar ya da fiziksel öğeler gibi nesnelerin doğrusal bir dizisi. Dizgi. İpe dizmek. Düzenlemek. Sicim. Yutturmak. Aldatmak.

Ache : Ağrı. Sızı. Sancımak. Sancı. Asetilkolinesteraz. Azap. Merkezi sinir sistemi, otonom gangliyonlardaki sinapslar, alyuvarlar ve kolinerjik sinirlerin uyardığı tüm postsinaptik zarlarda bulunan, asetilkolini kolin ve asetata parçalayan hidrolaz sınıfından bir enzim, kolin esteraz. Ağrımak.

Programme : Program. Bağdarlamalamak. Düzenlemek. Düzen. Planlamak. Belli bir sorun türünün özdevimli çözümü için, verilerde ortaya çıkabilecek durumlara göre uygulanacak eylemleri belirten bir çalışma planı. bk. bilgisayar izlencesi. İzlence. Bir iş, süreç, gidiş ya da uygulamayı düzenleyen tasarımlı çerçeve. Bilişim, eğitim alanlarında kullanılır. Yapım.

 

Wretchedness : Bezginlik. Sefillik. Biçarelik. Zavallılık.

Progression : Bir hastalığın daha yaygın ve ağır duruma gelmesi. Devamlılık. İlerleme. Gelişme. Devam. İleri gitme. Sıra. Dizi. Progresyon.

Impoverishment : Bileşen yitimi. Yoksullaşma. Fakir olma. Güçsüzleşme. Yoksullaştırma. Fakirleştirme. Kuvvetten düşme. Fakirleşme.

Miseries synonyms : patterned advance, electrochemical series, lanthanide series, sordidness, helium group, electromotive series, stations of the cross, destituteness, heavyheartedness, destitution, ached, economic deprivation, ordination, deplorableness, serial, sleaze, soap opera, wicked, squalidity, train, tetralogy, disutility, nexus, instalment, cordon, meanness, installment, poverty, low life, bad, dejectedness, heartache, distress.

Miseries zıt anlamlı kelimeler, Miseries kelime anlamı

Divergency : Uzaklaşma. I.protein ya da nükleotit dizilişindeki sapmalar. aynı kökenli organizmaların çeşitli etkiler sonucu farklı görünüşte olmaları. 3.aynı türden ilgili gen ya da proteinlerin ayrılması. Sapma. Iraksama. Uyuşmazlık. Fark. Sapma ayrılma. Açılma. Ayrılma.

Convergence : Çakışma. Konvergens. Yakınlaşma. Tavan oturması. Yakınsaklık. Bir noktada birleşme. Yaklaşma. Çeşitli gruplara ait organizmalarda benzer karakterlerin gelişmesi durumu. Bilgisayar, biyoloji, ekonomi, fizik, madencilik alanlarında kullanılır. Tutum ya da kanıların birbirine yaklaşması, bk. ıraklaşma.

Convergency : Yakınsama. Eğrilme. Yakınlaşma. Kavuşma.

Miseries antonyms : unconnectedness, divergence.