No other türkçesi No other nedir

No other ile ilgili cümleler

English: Anyways, we have no other choice.
Turkish: Neyse, başka seçeneğimiz yok.

English: I had no other choice but to do it.
Turkish: Onu yapmaktan başka seçeneğim yoktu.

English: Are you sure there's no other way to do this?
Turkish: Bunu yapmak için başka yol olmadığından emin misin?

English: Ali felt he had no other choice than to confess to police.
Turkish: Ali polise itiraf etmekten başka bir seçeneği olmadığını hissetti.

English: "Why me?" "Because, by process of elimination, there was no other choice."
Turkish: "Niye ben?" "Çünkü, eleme işleminde başka seçenek yoktu."

No other ingilizcede ne demek, No other nerede nasıl kullanılır?

No : Hayır. Olumsuz oy veren kimse. Yok yanıtı. Gereksiz. Artık değil. Olumsuz oy. Red. Hiçbir. Hiç. Olmaz.

Other : Geçen. Başka biçimde. Özge. Sonraki. Diğer. Öteki. Başka türlü. Diğeri. Öbürü. Başkası.

Having no other choice : Başka bir alternatifin olmaması. Sadece tek seçeneğe saplanma. Başka seçeneğinin olmaması.

There is no other way : Bundan kaçış yok. Başka bir yolu yok. Başka türlü olamaz. Başka çaresi yok. Başka türlü olmaz.

There is no other way but : Bundan başka kaçış veya çıkış yok.

There was no other way : Başka yol yoktu. - dan kaçış yoktu. Başka yolu yoktu.

 

No absorbable sutures material : Emilemeyen dikiş malzemesi. Absorbe olmayan dikiş materyali.

İngilizce No other Türkçe anlamı, No other eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak No other ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Moreover : Üstelik. Diğer taraftan. Bir de. Zaten. Hem de. Ayrıca. Kaldı ki. Buna ek olarak. Dahası.

Again : Kaytadan. Gene. Yine. Bir daha. Kayta. Yeniden. Üstelik. Tekrar. Bir kere daha.

Someone else : Başka biri. Başka bir kişi. Başka bir kimse. Bir başkası.

By the same token : Bir de. İlaveten. Aynı sebeple bundan başka. Aynı sebeple. Aynen. Aynı şekilde.

And all : Ek olarak. Ve de her şeyi. Ve her şey. Ve tüm mesele.

Further : Kolaylaştırmak. İlerlemesine yardım etmek. Başka. Başka yerde. Daha ileri. İleride. Daha uzak. Ötede. Ötedeki. Daha uzağa.

Apart from this : Bundan ayrı olarak. Bunun haricinde.

Other : Başka. Öteki. Sonraki. Sair. Geçen. Öbür. Başka biçimde. Özgesi.

Another one : Bir diğeri.

At that : Olduğu gibi. Onun üzerine. Hem de. Artık. Mademki. Bile artık. Bile. Haliyle hatta. Aynı zamanda. Bu durumda.

No other synonyms : besides, farther, furthermore, in addition, additionally, somebody else, but also, nay, another.