Pause türkçesi Pause nedir

  • Bir görüşmede yanıtlayıcının yorulduğu ya da ilgisinin dağıldığı durumlarda uyanıklığı sağlamak üzere sorulamayı geçici olarak durdurma ya da çeşitlendirme, bk. yoğulum.
  • Duraklama göstermek.
  • Duraklama.
  • Bir konuşma ya da tümce içinde susuşu getiren nokta.
  • Ara vermek.
  • Duraklamak.
  • Duraklatmak.
  • Tereddüt etmek.
  • Durgu.
  • Tereddüd etmek.
  • Durak.
  • Mola.
  • Ara verme.
  • Yasal günlük çalışma süresi arasında işin gereğine göre işçiye verilen dinlenme payı.
  • Ara.
  • Bilgisayar, ekonomi, tiyatro alanlarında kullanılır.
  • Bir tümce ya da konuşma içindeki duruş, susuş.
  • Durma.
  • Duraksamak.
  • Duruklamak.
  • Mola vermek.
  • Ara dinlenmesi.

Pause ile ilgili cümleler

English: My fingers pronounce every word, every pause and every accent.
Turkish: Benim parmaklarım her sözcüğü telâffuz eder, her aralık ve her aksan.

English: Ali pressed the pause button.
Turkish: Ali duraklatma butonuna bastı.

English: Ali hit the pause button.
Turkish: Ali bekletme butonuna bastı.

English: We should sometimes pause to think.
Turkish: Düşünmek için bazen ara vermeliyiz.

English: Ali paused a moment.
Turkish: Ali bir an durakladı.

Pause ingilizcede ne demek, Pause nerede nasıl kullanılır?

Pause indexing : Dizin oluşturmayı duraklat.

Pause macro : Makro beklet.

Pause printing : Yazdırmayı duraklat.

 

Pause recorder : Kaydediciyi beklet.

Pause slideshow until done playing : Yürütme bitene kadar slayt gösterisini duraklat.

Temporary pause : Geçici bekleme.

Aeropause : Henüz onun ötesinde insanlı uçuşlar yapmanın imkansız olduğu yeryüzü atmosferinin dış tabakası. Aeropoz. Üst atmosfer tabakları.

Give one pause to : Birini endişelendirmek. Birini düşündürmek. Birinin durup düşünmesine neden olmak.

Rhythmic pause : Ahenk durağı. Anlatımı etkili kılmak için söz içindeki kelime ve kelime gruplarını anlam ve ton farklarının gerektirdiği biçimde birbirinden ayıran ahenkli kısa duraklar: ne mümkün/ zulm ile/ bidad ile/ imha-yı hürriyet/ çalış/ idraki kaldır/ muktedirsen/ ademiyetten (n. kemal). || ey türk istikbalinin evladı/ işte/ bu ahval ve şerait içinde dahi/ vazifen/ türk istiklal ve cumhuriyetini/ kurtarmaktır. muhtaç olduğun kudret/ damarlarındaki/ asil kanda mevcuttur (m.k. atatürk, nutuk, s. 608). || bin atlı akınlarda/ çocuklar gibi şendik. bin atlı o gün/ dev gibi bir orduyu yendik (y. kemal beyatlı, akıncılar, ant. s. 734). || elvan çiçeklerden/ sokma başına // kudret kalemini/ çekme kaşına // beni unutursan/ doyma yaşına // gez benim aşkımla yar/ melil melil (karacaoğlan, s. 37/47). || yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek // bizim diyarımız da/ binbir baharı saklar // kolumuzdan tutarak/ sen istersen bizi çek // incinir düz caddede/ dağda gezen ayaklar (f.n. çamlıbel, sanat, ant., s. 849) vb. bk. durak.

Make a pause : Ara vermek.

İngilizce Pause Türkçe anlamı, Pause eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Pause ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

 

Intermits : Bir süre kesilmek. Kesilmek. Tatile girmek. Bir zaman için stop etmek veya durdurmak. Tatil olmak. Durdurmak. Durmak.

Break : Batırmak. Söylemek. Bozdurmak. Tutmamak. Kırılmak. Kontrol etmek. Batmak. Kırılma. Yıkmak. Kopmak.

Time interval : Zaman aralığı. Bilgisayar, uzay alanlarında kullanılır. Ölçülen iki zaman arasında geçen süre. Boy farkı. Zaman fasılası. Gözetleme fasılası.

Cadenzas : Kadenz.

Paused : Duraklatıldı. Bekletildi. Durdurulmuş. Duraklatılmış. Duraklatılan. Durakladı. Duraklamış.

Dwell : Hayat sürmek. Bir yerde oturmak. Kalmak. Yaşamak. Oturmak. Bekleme. İkamet etmek. Durmak. Bir yerde yaşamak.

Balk : Engellemek. İnatla yürümemek. İnat etmek. Sıkma. Ayak diremek. Bir engel karşısında duraklamak. Yürümemekte direnmek. Engel olmak.

Layover : Bekleme (uçak otobüs gemi veya trenle yolculuk ederken bir yerde). Konaklama. Kaplama. Bir seyahatin bir ayağıyla diğer bir ayağı arasındaki bekleme veya dinlenme süresi. Aktarma.

Cesura : Es (müzik, şiir).

Interrupts : Yarıda kesmek. Söze karışmak. Kesmek. Sekte vurmak. Sözünü kesmek. Kapatmak (görüntü).

Pause synonyms : hem and haw, halted, desistance, oscillated, hesitate, cesuras, suspensions, hesitation, birdseyes, discontinuances, discontinued, suspension, cadenza, bait, lags, baitings, breaks, dec, dead air, breathers, cadence, birdseye, baiting, fermatas, detentes, fluctuate, caesurae, balks, discontinuations, full point, reliefs, intermit, depots.

Pause zıt anlamlı kelimeler, Pause kelime anlamı

Activity : Etkinlik. Hareket. Fiil. Meşguliyet. Bir ışımetkin çekirdeğin içinde oluşan çekirdeksel bozunumların birim zamana düşen sayısı, bk. ışımetkinlik. Hareketlilik. Faaliyet. Eylem. Etki. İnsanın, çevresiyle arasındaki ilişkileri kuran, düzenleyen ve denetleyen eylemleri.

Pause ingilizce tanımı, definition of Pause

Pause kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To cause to stop or rest. To make a short stop. A temporary stop or rest. To stop. Used reflexively. Interruption. An intermission of action. To cease for a time. Cessation. To rest. Suspension. To intermit speaking or acting. To wait.