Pirebalı nedir, Pirebalı ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Arıların, kovanlarının deliklerini ve ağzını sıvamak için yaptıkları, siyaha yakın renkte, yeşil balmumu.

Pirebalı tanımı, anlamı

Pire : Pireler takımından, insanın ve bazı hayvanların kanını emerek yaşayan, iyi sıçradığı için kolay yakalanamayan, küçük, asalak böcek (Pulex)

Balmumu : Bal peteğinde arıların yaptığı, çok miktarda mirisil palmitat, serotik asit ve esterleri ve bazı yüksek karbon parafinleri içeren, mobilya cilası, ayakkabı cilası, sentetik meyve, kozmetikte krem yapımında kullanılan bir mum.

Sıvamak : Sıva ile kaplamak, sıva vurmak. Bulaştırmak. Harcı bir yere vurmak. Küfretmek. Okşamak, sıvazlamak. Kolu, paçayı yukarı çekip toplamak veya kıvırmak.

Sıvama : Sıvamak işi. Sıvanır gibi üstüne kaplanmış, örtülmüş veya çok sık takılmış. Silme. Zemini hemen hiç görülmeyecek kadar kaplanmış, örtülmüş veya takılmış olarak.

Arılar : Tek tek veya bir topluluk düzeni içinde yaşayan, vücutları, özellikle karınları ve arka ayakları kıllarla örtülü zar kanatlılar familyası.

Delik : Dar, küçük açıklık. Cezaevi. Delinmiş olan. Dar, küçük çukur. Küçük hayvan yuvası.

Siyah : Kara, ak, beyaz karşıtı. Bu renkte olan. Baskıda başka harflerden daha kalın görünen harf türü.

 

Yakın : Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı. Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan. Uzak olmadan. Aralarında sıkı ilgi bulunan. Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba. Benzeyen, andıran, yaklaşan. Uzak olmayan yer. Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan.

Yeşil : Sarı ile mavinin karışmasından ortaya çıkan, bitki yapraklarının çoğunda görülen renk. Olmamış, ham (meyve). Kurumamış, taze (sebze), kuru karşıtı. Bu renkte olan.

Kovan : Fişeğin kapsül, barut ve kurşun taşıyan yuva bölümü, kapçık. Yayık. Çoğunlukla toprak veya tahtadan yapılmış olan arı barınağı.

Yeşi : Bir at rengi.

Deli : Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan, mecnun. Coşkun, azgın (hayvan, duygu vb.). Davranışları aşırı ve taşkın olan (kimse), çılgın.

Yakı : Bazı hastalıkları tedavi etmek amacıyla bir bez üzerine yayılıp deri üzerine uygulanan, beden ısısıyla vücuda yapışan eczalı parça.

Arıl : “Temizlen, arın” anlamında kullanlıan bir isim”. Gaziantep şehrinde, ŞehitKâmil belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Siya : Kürekleri tersine kullanarak sandalı geriye yürütme.

İçin : Amacıyla, maksadıyla. Düşüncesince, kendince, göre. Özgü, ayrılmış. Ant deyimleri yapan bir söz. Karşılığında, karşılık olarak. Oranla, göz önünde tutulursa. Uğruna, yoluna. -den dolayı, -den ötürü. Neden ve sonuç belirten bir söz. Hakkında. Süre belirten bir söz.

Kova : Genellikle su ve sulu şeyler taşımaya, kuyudan veya denizden su çekmeye yarayan üstünden kulplu kap. Bu kabın alacağı miktarda. Zodyak üzerinde Oğlak ile Balık arasında bulunan takımyıldızın adı. Futbolda çok gol yiyen (kaleci veya takım). Bataklıklarda yetişen bir tür saz, hasır otu.

 

Renk : Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum. Nitelik. Çeşitlilik.

Sıva : Herhangi bir yapıdaki yüzeyleri düzgünleştirmek için kullanılan, yarı akışkan, kum, kireç, çimento karışımı veya toprak harç. Bir yapının duvarlarına sürülen ince harç tabakası.

Ve : Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.

Diğer dillerde Pire tasması dermatitisi anlamı nedir?

İngilizce'de Pire tasması dermatitisi ne demek ? : flea colar dermatitis