Pire nedir, Pire ne demek

Pire; bir hayvan bilimi terimidir.

Bilimsel terim anlamı:

Pireler takımına bağlı böcek türlerinin genel adı. bk. insan piresi, köpek piresi, kuş piresi. (Kınkanatlı ve yarımkanatlı ufak sıçrayıcı kimi böcekler için de kullanılır, bk. toprak pireleri, yaprakpireleri.)

İngilizce'de Pire ne demek? Pire ingilizcesi nedir?:

flea

Pire kısaca anlamı, tanımı:

Pire gibi : Çevik, çok hareketli, yerinde duramayan.

Pire için yorgan yakmak : Pireye kızıp yorgan yakmak.

Pireye kızıp yorgan yakmak : Önemsiz bir durum karşısında kızarak kendisine daha büyük zarar verecek davranışta bulunmak.

Pireyi deve yapmak : Önemsiz bir olayı büyütmek.

Pireyi gözünden vurmak : Keskin nişancı olmak.

Pirekapan : Pire otu.

Pirekıran : Pireyi yok etmeye ve öldürmeye yarayan ilaç.

Pire otu : Yüksekliği 25-50 santimetre olan, parçalı yapraklı, soluk veya koyu pembe çiçekli, böcekleri özellikle pireleri öldürmek amacıyla kullanılan otsu bir bitki, Oltu otu, pirekapan (Tanacetum coccineum).

Su piresi : Kabuklulardan, durgun sularda yaşayan bir hayvan, su biti (Daphnia pulex).

Pirelendirme : Pirelendirmek işi.

 

Pirelendirmek : Kuşkulandırmak, işkillendirmek, şüphelendirmek, huylandırmak.

Pirelenme : Pirelenmek işi.

Pirelenmek : Pirelerini ayıklamak. Üzerinde pire olmak. İşkillenmek, huylanmak, kuşkulanmak.

Pireler : İnsanlarla hayvanlarda dış asalağı olarak yaşayan, ağız yapıları kan emmeye elverişli, birçok familyaya ayrılan kanatlılar takımı.

Pireli : Pire bulunan. Her şeyden bir anlam çıkaran, kuşkulu, işkilli, vesveseli.

Köpekle yatan pire ile kalkar : "uygunsuz kişilerle ilişkide bulunanın sonu kötü olur" anlamında kaullanılan bir söz.

Mart içeri pire dışarı : Tedirgin edici biri geldiğinde gitmeye kalkan kimseler için kullanılan bir söz.

Takım : Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik. Sigara ağızlığı. Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk. Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup. Bölüğü oluşturan birliklerden her biri. Hayvanlarda yemek borusu, akciğer ve karaciğere genel olarak verilen ad. Birbirini tamamlayan şeylerin tümü. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk. Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman. Takım elbise.

İnsan : Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse). Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı. Âdemoğlu, âdem evladı.

 

Hayvan : At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).

Kola : Kâğıt veya bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı. Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki (Cola acuminata). Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta. Bu bitkinin yaprağından çıkarılan kokulu bir maddeyle kokulandırılan ve içine şeker, karbonat katılarak yapılmış olan içecek. Kolalama.

Küçük : Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Küçük abdest. Geri aşamada. Kısık, parlak olmayan (ses). Yaşı daha az olan. Değersiz, önemsiz. Niteliği aşağı olan, bayağı. Niceliği az olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse.

Asalak : Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, parazit, tufeyli. Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit.

Böcek : Istakoza benzer, uzunluğu 30-40 santimetre kadar olan, sarı renkli, kısa kıskaçlı, yenilen bir deniz hayvanı. Eklem bacaklıların, altı bacaklı, çoğu kanatlı ve vücutları baş, göğüs, karın olarak eklemlerden oluşmuş hayvan sınıfı, haşere. Kelebek, kurt ve tırtılın dışında kalan küçük hayvancıklar.

Pire ısırığı aşırı duyarlılığı : Isırık bölgesinde salınan histamin benzeri ajanlar, proteolitik enzimler ve antikoagülanlar nedeniyle oluşan alerjik nitelikli deri yangısıyla belirgin, kedi ve köpeklerde sık rastlanan aşırı duyarlılık reaksiyonu, pire ısırığı dermatitisi.

Pire ısırığı dermatitisi : Pire ısırığı aşırı duyarlılığı.

Pire tasması dermatitisi : Köpek ve kedilerde, dış parazitlerin kontrolü için kullanılan ve polivinilklorit emdirilmiş tasmaların neden olduğu bir çeşit kontak deri yangısı.

Pirebalı : Arıların, kovanlarının deliklerini ve ağzını sıvamak için yaptıkları, siyaha yakın renkte, yeşil balmumu.

Pirebeyler : Bursa şehrinde, Büyükorhan ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Pireboku : Arıların, kovanlarının deliklerini ve ağzını sıvamak için yaptıkları, siyaha yakın renkte, yeşil balmumu.

Pirebol : Arıların, kovanlarının deliklerini ve ağzını sıvamak için yaptıkları, siyaha yakın renkte, yeşil balmumu. Kışın arıların kovanlarının deliklerini kapamak için yaptıkları kara, katı, mum gibi nesne. Arı pisliği.

Pirebolu : Arıların, kovanlarının deliklerini ve ağzını sıvamak için yaptıkları, siyaha yakın renkte, yeşil balmumu.

Pirecik : Asmalara, tahıla dadanarak onları kurutan zararlı bir böcek, filoksera.

Pirecik devecik olmak : Küçük özür büyüyüp yayılmak.

Pire ile ilgili Cümleler

  • Sen her zaman pireyi deve yaparsın!
  • Pire için yorgan yakma.
  • O pireyi deve yapar.
  • Pireyi deve yapmayın.
  • O, pireyi deve yapar.
  • Köpeklerle uyuyan, pireyle uyanır.
  • Pireneleri geçerek Fransa'dan İspanya'ya gittik.
  • Köpeklerle yatarsan pirelerle kalkarsın.
  • Pirenses olay makyaj yapmakla bitmez, sarma yapıyor musun sen bana ondan bahset.
  • Köpekle uyuyan pireyle kalkar.

Diğer dillerde Pire anlamı nedir?

İngilizce'de Pire ne demek? : [pire] adj. worse

n. worst

n. pyre, pile of flammable material

Almanca'da Pire : n. Floh

Rusça'da Pire : n. блоха (F)