Play at türkçesi Play at nedir

Play at ile ilgili cümleler

English: A friend comes to play at our house tomorrow.
Turkish: Bir arkadaş, yarın evimizde oynamak için geliyor.

English: Let's play at that beach.
Turkish: O plajda oynayalım.

Play at ingilizcede ne demek, Play at nerede nasıl kullanılır?

Play : Kımıldanmak. Numarası yapmak. Oynaşmak. Bahis yapmak. Sunmak. Hareket etmek. Piyes. Oyuncunun gerekli ses uygulayımı ve gövde hareketleri ile bir oyun kişisini canlandırması ya da göstermesi. Oyuncunun çeşitli ses, el, kol, mimik anlatmalariyle bir kişiyi canlandırması ya da göstermesi. bir tiyatro yapıtındaki belli bir karakteri canlandırmak ya da bir tipi göstermek. Sahne yapıtı.

At : Bir zamanı belirtmek için kullanılır. Bir yeri belirtmek için kullanılır. Yanında. Üzere. A. Bir hareketin hedefini gösterir. Ye. Ya. Hatta. Bir miktarı göstermek için kullanılır.

Two can play at that game : (bu) oyunda ben de varım. yaptığını sana ödeteceğim. ben de sana aynını yapacağım.

Play a part : Payı olmak. Rol almak. Yer almak. Rol oynamak. Bir rolü oynamak. Rol yapmak. Katılmak.

Play a role : Payı olmak. Rol oynamak. Rol yapmak.

Play a script : Betiğin çalıştırılması.

İngilizce Play at Türkçe anlamı, Play at eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Play at ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Accedes : Kabul etmek. Yanaşmak. Yönetime geçmek. Yerine getirmek. Tahta çıkmak. İş başına gelmek. İktidara gelmek. Uymak. Razı olmak.

Dances : Dans etmek. Oynatmak. Danslar. Dans ettirmek.

Affiliate : Birleştirmek. Üye etmek. Tanımak. Katmak. Üye olmak. Yakınlaşmak. Üye olarak almak. Birleşmek. Bağlamak.

Acceded : İş başına gelmek. İktidara gelmek. Yönetime geçmek. Yerine getirmek. Razı olmak. Yanaşmak. Uymak. Tahta çıkmak. Kabul etmek.

Dance : Sıçramak. Dans. Oynatmak. Dans müziği. Dans ettirmek. Kökeninde ve gelişiminde, tarihsel, toplumsal, ekonomik vb. etkenlerden bazılarını taşıyan, kadın erkek bir arada ya da ayrı ayrı, tek tek ya da topluca, genellikle müzik eşliğinde yapılan uyumlu vücut devinimlerinden oluşan evrensel halk kültürü ürünü. bk. halk kültürü, evlenme oyunu, ölüm oyunu, erlik oyunu, erginlik oyunu. Dans etmek. Balo. Dans etme.

Ally oneself : Birleşmek.

Adhere : Yapışmak. Bağlanmak. Bitiştirmek. İltihak etmek. Girmek. Bağlı olmak. Bağlı kalmak. Üyesi olmak.

Pretending : Numarası yapmak. Hak iddia etmek. Bahane etmek. Yapar gibi görünme. Yalandan yapmak. Numara yapmak. Gösterişçi.

Budges : Kımıldanmak. Hareket ettirmek. Kıpırdamak. Kıpırdatmak. Yerinden oynatmak. Kımıldatmak. Oynatmak. Kımıldamak. Hareket etmek.

Acted : Hareket etmek. Rol oynamak. Rol yapmak. Davranmak. Görevini yapmak. Numara yapmak. Etki etmek. Numarası yapmak.

Play at synonyms : made as if to, budge, ally, let on, dally with, sail under false colors, pretend, acceding, act the part, daff, cavorts, agree with, affiliate with, be on, adhering, affiliating, disport, shamming, accede, make as if to, adheres, act a part, budging, play on, pretends, budged, adhered, act, cavort, fake it, affiliates, shams, cavorted.