Play up türkçesi Play up nedir

  • Abartmak.
  • Üzerinde durmak.
  • Vurgulamak.
  • Elinden gelenin en iyisini oynamak (spor terimi).
  • Belirtmek.
  • Yaramazlık etmek.
  • Oyun oynamak.
  • Sorun çıkarmak.
  • Daha yüksek sesle çalmak.
  • Daha sesli çalmak.

Play up ingilizcede ne demek, Play up nerede nasıl kullanılır?

Play : Çalmak (müzik terimi). Bahis yapmak. Sahne yapıtı. Bir tiyatro sanatçısının sahnedeki oyunu. oynanmak üzere yazılmış tiyatro yapıtı. Sunmak. Numarası yapmak. Sözsüz ve müzikli ya da müziksiz (raks, pandomim ve benzeri), sözlü ve müzikli (tiyatro, opera, operet ve benzeri) olup sahnelerde oynanabilen ürünler. Hareket etmek. Piyes. Oynama üzere yazılmış tiyatro yapıtı.

Play up to : Sahnede başkasına yardımcı rol oynamak. -e yaltaklanmak. Yaranmaya çalışmak. Gözüne girmeye çalışmak. Dalkavukluk etmek. Birine yaranmak. Yaltaklanmak. Kuyruk sallamak.

Play a part : Payı olmak. Katılmak. Rol yapmak. Rol almak. Rol oynamak. Yer almak. Bir rolü oynamak.

Play a role : Payı olmak. Rol oynamak. Rol yapmak.

Play a script : Betiğin çalıştırılması.

İngilizce Play up Türkçe anlamı, Play up eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Play up ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Adorn : Güzelleştirmek. Bezemek. Renk katmak. Donatmak. Süslemek. Ballandırmak. Tezyin etmek. Donamak. Şişirmek.

 

Naughty : Ahlaksız. Yaramaz. Haylaz. Afacan. Edepsiz. Fena. Haşarı. Terbiyesiz.

Naughtiest : Edepsiz. Haylaz. Haşarı. Yaramaz. Afacan. Terbiyesiz. Fena.

Take someone for a ride : Birini kandırmak. Birini aldatmak. Birin kaçırıp öldürmek. Aldatmak. Birini arabasıyla gezdirmek. Biriyle dalga geçmek.

Rock the boat : Tekneyi kenarlarından yalpalayacak şekilde keskince sallamak. Tekneyi sallamak. Sorun yaratmak. Durağan ve kararlı bir durumu alt üst etmek. Kötüleştirmek. Mevcut durumu bozmak. Bozmak. Velveleye vermek. Mızıkçılık yapmak.

Carry too far : Aşırıya kaçmak. Çizgiyi aşmak. İleri götürmek.

Emphasizes : Vurgu yapmak. Altını çizmek. Önemini belirtmek. Önemle belirtmek. Üstüne basmak. Üstünde durmak.

Emphasise : Önemini belirtmek. Daha iyi bir şekilde açıklamak. Önemle belirtmek. Vurgu yapmak. Daha açık bir şekilde açıklamak. Altını çizmek. Üstünde durmak. (britanya ingilizcesi) vurgulamak. Üstüne basmak.

Play tricks on : Muziplik etmek.

Embodies : İhtiva etmek. Somutlaştırmak. Dahil etmek. İçermek. Bünyesinde barındırmak. Cisimleştirmek. İçine almak. Şekillendirmek. Bir bütün halinde toplamak.

Play up synonyms : keynotes, act up, denotes, aggrandizes, deliberate, bring out, aggrandizing, make trouble, discoursing, kick up a fuss, ballooned, make the fur fly, naughtier, make a fuss, deliver oneself of, misbehave, elaborates, denoting, misbehaved, brought out, denominate, discourses, elaborate, accentuates, balloons, be up to some mischief, aggrandised, made a fuss, be naughty, denote, define, raise an issue, accentuated.