Prosecuted türkçesi Prosecuted nedir

Prosecuted ile ilgili cümleler

English: Ali should be prosecuted.
Turkish: Ali yargılanmalı.

Prosecuted ingilizcede ne demek, Prosecuted nerede nasıl kullanılır?

Unprosecuted : Yargısız. Bir hukuk mahkemesinde yargılanmamış. Yargılanmamış.

Prosecute : Hakkında kovuşturma açmak. Kovuşturma açmak. Devam etmek. Yürütmek. Aleyhinde dava açmak. -e devam etmek. Takip etmek. Sürdürmek. Savcılık yapmak. İlerletmek.

Prosecutes : -e devam etmek. Yasal yollardan elde etmeye çalışmak. İlerletmek. Savcılık yapmak. Dava açmak. Kovuşturma açmak. Devam etmek. Yürütmek. Kovuşturmak. Hakkında kovuşturma açmak.

Prosecutable : Dava edilebilir. Dava açılabilir. Mahkemeye verilebilir.

Prosecuting : Yasal takibatta bulunan. Davacı. İlerletmek. Sürdürmek. Savcılık yapmak. Yürütmek. Kovuşturma açmak. Takip etmek. Yasal yollardan elde etmeye çalışmak. Devam etmek.

Prosecutions : Sürdürme. Kovuşturma. Devam. İlerletme. Dava. Takip.

Appear for the prosecution : Bir adliye mahkemesinde davacı tarafı temsil eden. Davacı taraf için mahkeme huzuruna çıkmak.

Prosecutor : Davacı. Savcı.

Prosecutrices : Davacı.

 

Prosecutrixes : Davacı.

İngilizce Prosecuted Türkçe anlamı, Prosecuted eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Prosecuted ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Cabbaging : Lahana. Çalmak. Lahana beyaz. Kelem. Aşırmak. Beyaz lahana. Başlahana.

Civilising : İnsancıllaştırmak. İşlemek (toprak). Yetiştirmek. Evcilleştirmek. Medenileşme. Uygarlaştırma. Okutmak. Uysallaştırmak (ayrıca 'civilize'). Eğitmek. Geliştirmek.

Filch : Aşırmak. Çalmak.

Carry on with : Kırıştırmak. Oynaşmak. Gayrimeşru bir ilişki içinde olmak. İlişkisi olmak. Aşna fişne olmak. Korte etmek. İle ilişkisi olmak. Düşüp kalkmak.

Official : Devlet. Resmi memur. Resmi. Resmi görevli. Resmi yetkili. Memura yakışır. Memur. Görevli. Yetkili. Memuriyete ait.

Functionary : Atanan. İşlevleri olan kimse. Memur. Tayin edilen. Görevli.

Claims : Talep etmek. Alacaklar. Belge ile korunması istenen bulguyu ortaya koyup, korumanın konusunu ve sınırlarını çizen istemler. Hasarlar. İstemek. İstihkak. İstemler. Tazminat talebi. Sahip çıkmak.

Prosecutes : Hakkında kovuşturma açmak. -e devam etmek. Kovuşturmak.

Ensues : Netice olarak husule gelmek. Meydana gelmek. Sonucu olmak. Doğmak. Birbirini takip etmek. Sonuç olarak ortaya çıkmak. Sonradan gelmek. İzlemek. Ardından gelmek. (sonuç olarak) ortaya çıkmak.

Better : Daha iyi şekilde. Geçmek. İyileştirmek. Düzeltmek. Geliştirmek. İyileşmek. Daha iyi bir hale gelmek. Daha iyi bir hale getirmek. Yakşırak.

Prosecuted synonyms : da, prosecuting officer, state's attorney, state attorney, prosecuting attorney, edge, bring into court, claimed, carry over, district attorney, conduct, bring a lawsuit, public prosecutor, advance, civilise, be in line with, go on, cultivating, charge with, collaring, chased, collar, elongating, filched, prosecuting, cabbage, bring an action, drive on, abideth, carry out, attends, furthered, cultivate.

 

Prosecuted zıt anlamlı kelimeler, Prosecuted kelime anlamı

Refrain : Sakınmak. Alıkoymak. Kaçınmak. Geri durmak. Nakarat. Frenlemek. Kendini tutmak. Çekinmek.

Defend : Reddetmek. Kanat açmak. Korumak. Arkasında olmak. Himaye etmek. Savunmak. Saklamak. Müdafaa etmek.