Pry open türkçesi Pry open nedir

  • Kaldıraçla açmak.
  • Manivela ile açmak.

Pry open ile ilgili cümleler

English: Ali tried to pry open the window with a screwdriver.
Turkish: Ali bir tornavida ile pencereyi kırarak açmaya çalıştı.

English: Ali tried to pry open the box.
Turkish: Ali kutuyu kırarak açmaya çalıştı.

English: Ali spent fifteen minutes trying to pry open the drawer with a crowbar, but he couldn't get it opened.
Turkish: Ali çekmeceyi bir levye ile kaldırarak açmaya çalışarak on beş dakika harcadı fakat onu açamadı.

English: It looks like somebody was trying to pry open this window.
Turkish: Biri bu pencereyi manivela ile açmaya çalışıyor gibi görünüyor.

Pry open ingilizcede ne demek, Pry open nerede nasıl kullanılır?

Pry : Gözetlemek. Koparmak. Başkasının özel yaşamına burnunu sokmak. Merakla bakmak. Zorla elde etmek. Zorla söyletmek. Tecessüs. Gözetleme. Dikizlemek. Kaldıraç.

Open : Serbest. İçten. Yarılmak. Dürüst. Karara bağlanmamış. Açık. Geniş. Fora etmek. Hiçbir perdeye basılmaksızın tellerin açık bırakıldığı veya tüm tellerin herhangi bir perdeden tek parmakla kapatıldığı durumlarda bile sık kullanılan akorların elde edilebildiği akortlama biçimi. Açılmak.

Pry up : Manivela ile açmak. Kaldıraçla kaldırmak. Manivela kaldırmak.

 

Be open : Açılmak.

Break open : Açmak. Zorla açmak. Kırmak.

Burst open : Açılıvermek.

Bring into the open : Ortaya çıkarmak. Açığa çıkarmak.

İngilizce Pry open Türkçe anlamı, Pry open eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Pry open ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Pry up : Kaldıraçla kaldırmak. Manivela kaldırmak.

Prising : Manivela ile zorlamak. Kaldıraçla kaldırmak. Manivela. Zorlayıp açmak. Manivela ile kaldırmak.

Prise : Manivela ile zorlamak. Kaldıraçla kaldırmak. Manivela ile kaldırmak. Manivela. Zorlayıp açmak.

Prizes : Takdir etmek. Ödüller. Ganimet almak. Kaldıraçla kaldırmak. Değer biçmek. Değer vermek.

Prized : Değerli. Takdir etmek. Değer vermek. Kaldıraçla kaldırmak. Değer verilen. Ganimet almak. Değer biçmek.

Prizing : Çok değer vermek. Değer biçmek. Ödül. Kanırtmak. Kaldıraçla kaldırmak. Değer vermek. Paha biçmek. -e çok değer vermek. Takdir etmek.