Puro nedir, Puro ne demek
Puro; kökeni italyanca dilinden gelmektedir.
Puro hakkında bilgiler
Puro veya sigar; silindir şeklinde sarılmış tütün yapraklarından oluşan bir tütün mamülü. Ortasında, içinde tütün parçacıkları bulunduran bir "tutucu" yaprak, bunun etrafında spiral şeklinde sarılmış "sarıcı" yaprak bulunur. Puronun en pahalı kısmını oluşturan sarıcı yaprak; sağlam, esnek ve ipeksi yapıda olmalı, güzel bir aromaya ve düzenli yanmayı sağlayacak yanıcı özelliğe sahip olmalıdır.
Daha çok Küba, Dominik Cumhuriyeti gibi ülkelerin bulunduğu iklim kuşağında yetişen, fermente edilmiş tütünlerin elde veya makinede sarılmasıyla yapılmış olan bir tütün mamulüdür.
Puro sözcüğü Türkçeye İspanyolcadan geçmiştir. Bu dile de Latince "pūrus" (saf, temiz, katıksız) sözcüğünden girmiştir. Burada "saf tütünden yapılmış" anlamında kullanılmıştır. "Puro" sözcüğüne Türkçede ilk kez, 1955 yılında basılan TDK sözlüğünde rastlanmıştır..
Tükçeye Fransızcadan geçen sigar sözcüğünün kökeni ise Maya dilindeki "sik'ar" (tütün dumanı çekmek) fiilidir. Sözcük puronun çekirgeye benzerliği nedeniyle, İspanyolca "cigarra" (çekirge) sözcüğünden de etkilenmiş olabilir.
Puro ile ilgili Cümleler
- Benim purom bitti. Bana bir tane yakar mısın?
- Puro içer misin?
- O bir Küba purosudur.
- 1 yuroyo çok pahalı Küba purosu bulabilirsiniz.
- Ben puromu yakıyorum.
- 1 yuroya çok nadide Küba purosu bulabilirsiniz.
- Ali öğle yemeğinden sonra sık sık bir puro içer.
- Tom'un ağzında bir puro vardı.
Puro tanımı, anlamı:
Yaprak : Kat kat ayrılabilen şeylerde kat. Birkaç parça eklenerek yapılmış olan şeylerde her parça. Sarma yapılmış olan asma yaprağı. Eni 50, boyu 75 santimetre olan bayrak ölçüsü. Kitap, defter vb. şeylerde ön ve arka yüzü oluşturan kâğıtlardan her biri, varak. Bitkilerde solunum, karbon özümlenmesi, terleme vb. olayların oluştuğu, çoğu klorofilli, yeşil ve türlü biçimdeki bölümler. Börek, baklava vb. şeylerde yufka.
Sigara : İnce kâğıda, kıyılmış tütün sarılarak hazırlanan, silindir biçiminde, ağızdan dumanı çekilen nesne.
Silindir : Alt ve üst tabanları birbirine eşit dairelerden oluşan bir nesnenin eksenini dikey olarak kesen, birbirine paralel iki yüzeyin sınırladığı cisim, üstüvane. Silindir şapka. Motorlu taşıtların motorunda pistona güçlü bir itiş sağlamak için gaz karışımının yandığı veya patladığı yer. Metalleri inceltme, kumaşları parlatma, kâğıt üzerine baskı yapma vb. işler için sanayide kullanılan merdane, silindir makinesi. Yol yapımında toprağı sıkıştırarak düzleştirmek için kullanılan genellikle motorlu araç.
Tütün : Patlıcangillerden, birleşiminde nikotin bulunan, otsu bir bitki (Nicotiana tabacum). Bu bitkinin kurutulup kıyılarak sigara biçiminde veya pipoyla içilen yaprağı. Duman.
Orta : Öğretimde, öğrencinin değerlendirilmesinde geçer not ile iyi arasındaki derece. Orantı. Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer. İyi ile kötü arasındaki durum. Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan. Çankırı iline bağlı ilçelerden biri. Defterde, bir araya getirilmiş belli sayıda yaprakların oluşturduğu bölümlerden her biri. Yeniçeri Ocağında tabur. Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre. Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen. Ne uzun ne kısa, midi. Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm. Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat. Ne büyük ne küçük, midi. Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş.
Parçacık : Küçük parça, kırıntı. Elektron, proton, nötron gibi atomu oluşturan parçaların her biri, partikül.
Etraf : Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit. Yanlar, taraflar. Çevre.
Pahalı : Fiyatı yüksek olan, ucuz karşıtı.
Yaprak sigarası : Yaprak tütünün dürülerek sarılmasıyla yapılmış olan kalın sigara, puro.
Puromisin : Oluşmakta olan polipeptit zincirine girerek polipeptit sentezini inhibe eden ve polipeptit sentezinin erken sonlanmasına yol açan bir antibiyotik. Aminoaçil-tRNA benzeri olarak hareket eden, 70S ribozomun aminoaçil bölgesine bağlanıp sentezlenen proteinle peptit bağı yaparak protein üretiminin erken sonlanması ve kısa zincirli proteinlerin ortama salınmasına neden olan bir antibiyotik.
Diğer dillerde Puro anlamı nedir?
İngilizce'de Puro ne demek? : [Professional wrestling in Japan] adj. pure, clean, clear, chaste, sinless, neat; mere, sheer
adj. pure, uncontaminated, untainted; clean, free of dirt; absolute, utter
n. cigar
Fransızca'da Puro : cigare [le]
Almanca'da Puro : n. Glimmstengel
Rusça'da Puro : n. сигара (F)
Bu kısımda Puro nedir? Puro ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Puro tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Puro hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.