Rate of surplus value türkçesi Rate of surplus value nedir

  • Artık değer oranı.
  • İktisat alanında kullanılır.
  • Artı değer oranı.
  • Marksist kuramda, sermayenin emek gücünü sömürme derecesini gösteren ve artık değerin değişken sermayeye bölünmesiyle hesaplanan oran.

Rate of surplus value ingilizcede ne demek, Rate of surplus value nerede nasıl kullanılır?

Rate : Belli bir zaman aralığı içindeki nicel bir değişmenin başlangıç değerine göre oransal anlatımı, bk. göreli hız. Birim zamanda alınan yol ile ölçülen devinim niceliği. bir kimyasal tepkimede ürünlerin birim zamandaki oluşum niceliği. Olarak görmek. Gözü ile bakmak. Bilgisayar, gümrük, kimya, ekonomi, veterinerlik alanlarında kullanılır. Fiyat belirlemek. Bk. vergi oranı. Bir borcun belirli bir sürede ödenebilmesi için verilmesi gerekli bölümlerinden her biri. bir nesnenin parça parça yapılması. Oran. Değerlendirmek.

Of : -li. -nın. -dan. In. Hakkında. Den. -den övünerek bahsetmek. Li. -den. Karşı.

Surplus : İhtiyaç fazlası. Fazla miktarda. Artakalan miktar. Gereğinden fazla. Üretim fazlası. Fazla. Gereğinden fazla miktar. Bolluk. Artık.

Value : Değer biçmek. Önem vermek. İtibar. Paha biçmek. Değerlendirmek. Mallar arasındaki değişim oranı. bir özdeğin para ile nitelendirilen değeri. ekonomik değer. bir mal değişiminde, karşılık olarak alınan başka bir mal niceliği. Kıymetini bilmek. Ç.değer yargısı. Değer. Değişim değeri.

 

Theory of surplus value : Kapitalist üretimin artık değer ve dolayısıyla emeğin sömürüsüne dayandığını ifade eden ve karl marx tarafından geliştirilen kuram. Artık değer teorisi. Artık değer kuramı. Fazla değer kuramı.

Rate of carbon demand : Karbon istem hızı.

Rate of assessment : Vergi oranı.

Rate of acceleration : İvme oranı.

Rate of change : Değişim hızı. Bir niceliğini bağlı olduğu bir değişkene göre ne denli çabuk değiştiğini belirten ve işlev değişiminin, değişken değişimine oranı öle ölçülen özellik. Değişim yüzdesi.

İngilizce Rate of surplus value Türkçe anlamı, Rate of surplus value eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Rate of surplus value ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

A pass through certificate : Tutsat senedi. Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt.

A shift in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

A change in individual demand : Bireysel istem kayması. Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

 

A type mutual funds : A tipi yatırım fonu. A tipi yatırım fonu ortaklığı. Ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşan ve iç tüzüklerinde (esas sözleşmelerinde) asgari sınırları belirtilmek koşuluyla, portföy değerinin en az % 25’ini özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsleri dahil türkiye’de kurulmuş ortaklıkların hisse senetlerine bağlanmış olan uzun vadeli yatırım fonu.

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

A shift in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

Ability to pay approach : Güç yaklaşımı. Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı.

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

A change in demand : İstem kayması. Tüketicilerin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu istemin artması veya azalması diğer bir deyişle istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması.

Rate of surplus value synonyms : abnormal budget, a change in supply, a group shares, abnormal budget expenditures, abnormal budget receipts, a shift in individual demand.