Regulating türkçesi Regulating nedir

Regulating ingilizcede ne demek, Regulating nerede nasıl kullanılır?

Regulating rod : Ayar çubuğu. Reglaj tiji.

Pressure regulating valve : Basınç düzenleme valfi. Basıncın değişmesini önleyen vana. bu vana istenilen basınca göre ayarlanabilir. Basınç düşürme vanası. Basınç düzenleme vanası. Basınç regülasyon valfi. Akışkanların basıncını düşürmekte kullanılan vana. Basınç ayar valfı.

Self regulating : Kendini ayarlayan. Otomatik. Özayarlı.

Deregulating : Hükümet kontrolünden çıkarmak. Hükümet kontrolünden muaf etme. Hükümet denetimden kurtulma. Hükümet denetimini kaldırma. Devlet denetimini kaldırmak.

Regulation : Düzene sokma. Yönetmelik. Sistem. Ayarlama. Ç.yönetmelik. Düzen. Nizam. Kaide. Ayar. Düzenleme.

Building regulation : Bina talimatnamesi. Bina nizamnamesi. Yapım kuralı.

Army regulations : Kara kuvvetleri yönetmeliği. Ordunun resmi talimatları. Ordu kuralları.

Banking regulation and supervision board : Bankacılık düzenleme ve denetleme kurumunun bir başkan ve bir ikinci başkan olmak üzere yedi üyeden oluşan karar organı. Bankacılık düzenleme ve denetleme kurulu.

According to civil service regulations : Kamu hizmeti yönetmeliğine uygun olarak.

 

Regulation q : Büyük bunalımdan sonra 1933 yılında amerika birleşik devletleri’nde bankaların faiz rekabetini önlemek amacıyla tasarruf mevduatlarına verilebilecek enüst faiz oranını belirleme yetkisini merkez bankası’na veren düzenleme. Q düzenlemesi. 1950'lerde abd'de federal reserve bank'ın bankaların ödeyebilecekleri en yüksek faizi belirlemek üzere getirdiği kısıtlama.

İngilizce Regulating Türkçe anlamı, Regulating eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Regulating ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Calibrations : Çaplama. Ölçüleme. Bölmelendirme. Kalibrasyon.

Alinement : Hiza. Sıralama. Hizalama eylemi. Sıralanmış olma durumu.

Forming up : Düzen. Sıra. Hiza. Uyuşma.

Alloy : Birbirine karıştırmak. Halita yapmak. Alaşımlamak. Fizik, kimya, madencilik, ekonomi alanlarında kullanılır. Birden çok ergimiş metalin karıştırılarak soğutulmasından sonra elde edilen özdek. Alaşım. İki ya da daha çok madenin birleşim ya da karışımından elde olunan özdek. Değerini düşürmek. Karışım yapmak.

Gauges : Hacim. Ölçü. Kalibre. Kriter. Ölçme aleti. Kapsam. Kıstas.

Centralizers : Bir merkeze doğru çeken kimse yada şey. Organizatör. Merkezleyici.

Adjusting : Düzeltilme. Düzeltme. Düzeltici. Ayarlayıcı.

Fineness : Güzellik. Öğütme inceliği. Yapağıda incelik. Madensel parada saf metal oranı. Zarafet. Çapkınlık. İncelik. Her bir yapağı lifinin çapı.

Distribution : Dağılma. Dağılım. Coğrafya, eğitim, ekonomi, fizik, iktisat, kimya, sinema, televizyon, tiyatro, veterinerlik alanlarında kullanılır. İlaçların kandan, doku ve organların içine yayılması. Tevzi. Bir ekonomide belirli bir dönemde elde edilen toplam gelirin; emek, sermaye, doğa ve girişimciden oluşan üretim faktörlerine, ücret, faiz, kira ve kar biçiminde dağıtılması. Oyun kişilerinin her birinin hangi oyuncu tarafından canlandırılacağını belirtme işi. Rol dağıtımı. Dağıtım. Dağıtma.

 

Coordinating : Sıralama. Dizme. Bağdaştırıcı.

Regulating synonyms : gun control, self moving, carat, controlment, centralizer, arranger, issuing, organising, gauge, collimation, coordinators, compensator, disposition, organizing, self acting, leveling, arrangers, karat, coordination, adaptions, embodiers, calibration, self activating, accuracies, co ordination, control, decretive, coordinations, composition, configuration, arrangement, carats, fitting.

Regulating zıt anlamlı kelimeler, Regulating kelime anlamı

Manual : Elbetiği. El kitabı. Elle ilgili. Bilgisayar, bilişim alanlarında kullanılır. Elcil. Herhangi bir donanım ya da yazılım dizgesinin kullanımı sırasında kullanıcının duraksamalarını gidermek üzere başvurabileceği biçimde düzenlenmiş belgeleme öğesi. Ele ait. Kitapçık. Manuel. Kılavuz.