Responds türkçesi Responds nedir

  • Etkilenmek.
  • Mukabele etmek.
  • Geri cevaplamak.
  • Karşılık vermek.
  • -e tepki vermek.
  • Yanıt vermek.
  • Yanıtlamak.
  • Tepki göstermek.
  • Cevap vermek.
  • Cevap yazmak.
  • Ses vermek (motor).

Responds ile ilgili cümleler

English: Ali says, "I love you.". Mary responds with "I love you, too."
Turkish: Ali "Seni seviyorum" der. Mary "Ben de seni seviyorum" diye karşılık verir.

English: Japanese shogi corresponds to chess.
Turkish: Japon shogi satranca karşılık gelir.

English: A cubic meter corresponds to 1000 liters.
Turkish: Bir metreküp, 1000 litreye karşılık gelmektedir.

English: A nerve cell responds to a slight stimulus.
Turkish: Bir sinir hücresi hafif bir uyarıcıya yanıt verir.

English: The spider responds with a swift attack.
Turkish: Örümcek hızlı bir saldırı ile cevap verir.

Responds ingilizcede ne demek, Responds nerede nasıl kullanılır?

Corresponds : Haberleşmek. Yaramak. Uyuşmak. Muhabere etmek. Karşılığı olmak. Karşılamak. Uymak. -in karşılığı olmak. Tekabül etmek. Benzemek.

Respond a medical treatment : Tedaviye cevap vermek.

Respond to : Karşılık vermek. Tepki göstermek. Cevaplamak. Yanıtlamak.

Respond to treatment : Tedaviye cevap vermek.

Unable to respond : Karşılık verememek. Bir tepki gösterememek.

Respondentia : Deniz ödüncü. Seferi tamamlamak için gemide mevcut yük için alınan borç. Gemi üzerine rehin konulması ile verilen kredi. Rehni yük olan deniz kredisi. Rehni yalnızca yük olan deniz ödüncü.

 

Respondencies : Cevaplama.

Respondences : Cevaplama.

Responded : Ses vermek (motor). Karşılık vermek. Cevap vermek. Yanıtlamak. Cevap yazmak. Etkilenmek.

Respondence : Cevaplama.

İngilizce Responds Türkçe anlamı, Responds eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Responds ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Counter : Karşı çıkmak. Muhalefet etmek. Döner çelgi eyleminin yapılması için verilen komut. Ters. Karşı. Dönçel. Karşılamak. Karşılıkta bulunmak. Karşı koymak. Sayma amacıyla kullanılan herhangi bir yazmaç.

Elicit : Çıkarmak. Neden olmak. Edinmek (bilgi). Gerçeği ortaya çıkarmak. Meydana çıkarmak. Temin etmek. Tepkiye neden olmak. Öğrenmek. Ortaya çıkarmak.

Be influenced : Müteessir olmak.

Be impressed : Hayran kalmak. Etkisi altında kalmak.

Wonder : Şaşkınlık. Düşünmek. Öğrenmek istemek. Merak etmek (anlamayı istemek). Harika. Büyük olay. Mucizeler yaratan kimse. Ölçünmek. Mucize. Şaşmak.

Refuse : İmtina etmek. Geri çevirmek. Elinin tersiyle itmek. Refüze etmek. Cerh etmek. Kabul etmemek. İzin vermemek. Direnmek. Bilgisayar, kimya alanlarında kullanılır. Süprüntü.

Be affected : Etkinmek. Duygulanmak.

Move : Kıpırdamak. Taşıma. Oynamak. Duygulandırmak. Devinmek. Hamle. Yer değiştirmek. Taşınmak. Bir cismin başka bir cisme ya da cisimlere göre yer değiştirme eylemi. Taşımak.

Imposes : Yük olmak. Zorlamak. Uygulmaya koymak. Koymak (vergi). Zorla kabul ettirmek. Yararlanmak. Aldatmak. (yasa vb) uygulamaya koymak. Kötüye kullanmak. Yüklemek.

 

Rebound : Yankılanmak. Geri gelme. Geri sıçramak. Çarpıp geri sıçramak. Rezonans. Sekmek. Geri sekmek. Yansımak. Tepki.

Responds synonyms : body process, electrical skin response, immune reaction, bodily process, instinctive reflex, psychogalvanic response, inborn reflex, galvanic skin response, transfusion reaction, learned reaction, immunologic response, tarchanoff phenomenon, innate reflex, bodily function, reflex response, fere phenomenon, learned response, gsr, activity, grip, retaliate, rejoining, kinesis, overreact, notice, imposed, double take, retaliated, replied, reflex, be taken with, act, answer.

Responds zıt anlamlı kelimeler, Responds kelime anlamı

Refuse : Süprüntü. İzin vermemek. Bir fiziksel ya da kimyasal süreçte işlenen özdeklerin, artakalıp işe yaramayan bölümü. yeniden eritilip dökülebilir, bozuk dökme metaller. Atık. Artık. Kaçınmak. Karşı koymak. Elinin tersiyle itmek. Refüze etmek. Ayak diremek.

Refrain : Geri durmak. Alıkoymak. Nakarat. Çekinmek. Sakınmak. Kaçınmak. Frenlemek. Kendini tutmak.

Accept : Eyvallah demek. Üstlenmek. Almak. Evet demek. Katlanmak. Normal karşılamak. Hazmetmek. Razı olmak. Anlamak. Onaylamak.