Sadalanmak nedir, Sadalanmak ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Aklından geçirdiği bir düşünceyi kendi kendine mırıldanmak.

Sayıklamak.

Sadalanmak anlamı, kısaca tanımı

Sada : [Bakınız: seda]. Sade. Seda, nağme, bk. seda. [Bakınız: Seda]. Kastamonu kenti, Azdavay ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Kastamonu kenti, merkez ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer

Sadala : Derli toplu olmayan, dağınık kadın.

Kendi kendine : Kimseye danışmaksızın. Kendiliğinden. Başkasının yardımı ve ortaklığı olmadan. Yalnız başına. Kendisine. Kimseyle ilgisi, ilişkisi olmadan.

Mırıldanmak : Alçak sesle kendi kendine bir şeyler söylemek. Ancak yanındakinin duyabileceği bir biçimde konuşmak. Alçak sesle şarkı söylemek.

Sayıklamak : Uykuda veya bir hastalığın verdiği dalgınlık sırasında anlamsız, tutarsız sözler söylemek. İstediği, özlediği bir şeyden sürekli söz etmek.

Mırıldanma : Mırıldanmak işi.

Sayıklama : Sayıklamak işi.

Düşünce : Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea. İlke, yönetici sav. Tasa, kaygı, sıkıntı. Niyet, tasarı. Dış dünyanın insan zihnine yansıması.

Düşün : Duyularla değil, zihinsel olarak tasarlanan, biçim verilen, canlandırılan nesne veya olay.

 

Mırıl : İyi olmayan, işe yaramayan. Kof ceviz, içi boş mısır. Palto. Çamurlu yer, bataklık. Bulanık suların dibine çöken çamur. Sellerin getirdiği çamur, mil. Pislik, çöplük. Bulanık su. Üzüm, dut ve benzerleri meyvelerin sıkılıp şırası alındıktan sonra kalan posası. Bataklık çamuru.

Sayık : Manisa kenti, Demirci ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

Kendi : İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat. Kişinin özel olarak vurgulandığını anlatan bir söz. "Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak "o" ve "onlar" yerine kullanılan bir söz. Yaptığı, giriştiği bir işte başkalarının herhangi bir etkisi bulunmadığını belirten bir söz.

Mırı : Geveze. Konuşmayan kimse.

Kend : Kasaba, şehir.

Sayı : Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet. Gazete, dergi vb. sürekli yayınların bir bütün oluşturan, değişik tarih, numara taşıyan baskılarından her biri, nüsha. Bir spor karşılaşmasında taraflardan her birinin başarı derecesini gösteren nicelik, skor.

Geçi : Keçi. Makas. Oynatılan orta kadını. Kız. Avam, halk. Haddeleme işleminde, haddelenen parçaların haddelerden bir kez geçişi.

Aklı : Beyazı bulunan, beyaz renkli.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Diğer dillerde Saçma mutasyon anlamı nedir?

İngilizce'de Saçma mutasyon ne demek ? : nonsense mutation