Shadow türkçesi Shadow nedir

  • İz.
  • Gözetlemek.
  • Gölge gibi takibetmek.
  • Nebze.
  • Bozmak.
  • Bir çevirim sırasında, çevirimi gerçekleştiren kişilerin ve donatımın, istenmediği halde görüntü çerçevesi içine düşen gölgesi.
  • Himaye.
  • Ayrılmaz arkadaş.
  • Zerre.
  • Gölge.
  • Gölgesiyle örtmek.
  • Karartmak.
  • Ruh.
  • Gölgelendirmek.
  • İzlemek.
  • Gölgesi gibi peşinde gezmek veya dolaşmak.
  • Gizlice izlemek.
  • Eser.
  • Bilgisayar, uzay, sinema, televizyon alanlarında kullanılır.
  • Çalışma gölgesi.
  • Karanlık.
  • Gölgesi olmak.
  • Koruma.
  • Gölge gibi takip etmek.
  • Hüzün.
  • Tasavvur etmek.
  • Hayal etmek.
  • Gölgelemek.
  • Hayalet.
  • Belli etmek.
  • Gölgesi gibi izlemek.
  • Peşinden ayrılmamak.
  • Bir gökcisminin güneş ışığını engellemesinden ileri gelen ışıksız uzay parçası.
  • Gizlice takip etmek.
  • Gölgesi gibi takip etmek.
  • Keder.

Shadow ile ilgili cümleler

English: He was only a shadow of his former self.
Turkish: O, kendi gölgesinden başka bir şey değildi.

English: Beyond the shadow of a doubt, this is the best.
Turkish: Bir şüphe gölgesi ötesinde, bu en iyisidir.

English: After her sickness, she's only a shadow of her former self.
Turkish: O, hastalığından sonra, eski halinin sadece bir gölgesidir.

English: His shadow on the wall looked sad.
Turkish: Onun duvardaki gölgesi üzgün görünüyordu.

English: How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime.
Turkish: Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.

 

Shadow ingilizcede ne demek, Shadow nerede nasıl kullanılır?

Shadow cabinet : Muhalefet kabinesi. Gölge kabine.

Shadow cell : Hayalet hücre. Gölge hücresi.

Shadow chancellor : Muhalefetteki bakan.

Shadow color : Gölgelendirme rengi. Gölge rengi.

Shadow column instrument : Gölge göstergeli alet.

Shadow log : Gölge günlüğü.

Shadow mask : Bir katot ışını monitöründe görüntülenen resimdeki bozulmayı azaltan metal ekran. Delikli maske. Elek. Maskeleme tabakası. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Elektron demetlerinin rengine göre, görüntülükteki üçlü noktalardan gerekenlerin uyarılması sonucu, katmalı renk işleminin gerçekleştirilmesi için renkli almaçlarda görüntülüğün iç çeperinin önünde yer alan, üzerinde yaklaşık 400.000 delik bulunan çelik örtü. Maske. Gölge maskesi.

Shadow of a doubt : Küçük şüphe. Küçük belirsizlik. Belli belirsiz şüphe. Şüphe gölgesi.

Shadow economy : Gölge ekonomi. Kayıtdışı ekonomi.

Shadow forth : Sezdirmek. Sembolize etmek. Belli etmek. İma etmek. Hissettirmek. Haber vermek.

İngilizce Shadow Türkçe anlamı, Shadow eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Shadow ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Atman : İnsanın hayatının özü (hinduizm). Nefes. İnsan ruhu. Bir kişinin yaşama kuvveti.

Evince : Açıkça göstermek. Belirtmek. Açığa çıkarmak. Açığa vurmak. Göstermek.

Atoms : Çok az miktar. Atom.

Creation : Alem. Yaratma. Evren. Acun. Yaratım. Ortaya bir yapıt koyma. Yaratı. Yaradılış. Evrenalem.

 

Ideate : Kavramak. Tasarlamak. Düşünmek. Fikirler ifade etmek. Konseptler oluşturmak. Düşünceler dile getirmek.

Effort : Başarı. Deneme. Ceht. Çaba. Çabalama. Uğraşma. Girişim. Bir ereğe varmak, herhangi bir engeli aşmak için harcanan zihinsel ya da bedensel güç.

Clew : Topak. Hamak ipi (gemi). Kuka. Yün yumağı. Anahtar. Sarmak. İpucu. Yumak yapmak. İşaret. Şipka (gemi).

Doldrums : Eşlek dolaylarında yer alan, hava devinimleri bakımından durgun alanlara verilen ad. Keyifsizlik. Okyanusun ekvatora yakın durgun kısımları. Sıkıntı. Keyifsiz. Sakinler. Neşesiz.

Conceptualizing : Tasavvur emek. Gözlemlerini kavram ile açıklamak (ayrıca conceptualise). Kavramsallaştırmak. Kafasında canlandırmak. Kavramsallaştırma. Tasarlamak.

Adulterates : Saflığını bozmak. Hile katmak. Değerini düşürmek. Yabancı madde katmak. Karışık. İçine yabancı madde katmak. Seyreltmek. Hileli. Yabancı madde karıştırarak.

Shadow synonyms : auspices, shade, crumbing, dinted, corpuscles, penumbra, canopy, astral body, black, envisage, auras, shadings, artefact, imagine, handiwork, bit, dismay, abolishes, dribblet, follow up, consequence, sadness, guardianship, canopied, affect, chokidar, guardianships, be with, beclouded, dejections, as dark as pitch, darkness, cluing.

Shadow zıt anlamlı kelimeler, Shadow kelime anlamı

Precede : -den önde yer almak. Üstün olmak. Önce gelmek. Önce davranmak. -den önce gelmek. Önünde gitmek. Önünde olmak. Önce olmak. -den üstün olmak. Önde olmak.

Absence : Bulunmama (bulunması gerekirken yerde). Bulunmama. Yitiklik. Devamsızlık. Yokluk. Gıyap. İşçilerin işe gelememesi. İşe gelmeme. Kaybolma.

Shadow ingilizce tanımı, definition of Shadow

Shadow kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Obscurity or deprivation of light, apparent on a surface, and representing the form of the body which intercepts the rays of light. Shade within defined limits. To throw a shadow upon. As, the shadow of a man, of a tree, or of a tower. To overspead with obscurity. To put in shade. To cut off light from. To shade.