Streets türkçesi Streets nedir

Streets ile ilgili cümleler

English: Ali was running around the streets drunk and naked.
Turkish: Ali sarhoş ve çıplak şekilde sokaklarda koşuyordu.

English: Crime in the streets is increasing.
Turkish: Sokaklardaki suç artıyor.

English: He walked the streets looking for his son.
Turkish: Oğlunu arayarak sokakları dolaştı.

English: Gontran often played with Olga in the streets of Nîmes.
Turkish: Gontran sık sık Nîmes'in sokaklarında Olga ile oynadı.

English: I met him on the streets by chance after many years.
Turkish: Yıllar sonra şans eseri ona caddede rastladım.

Streets ingilizcede ne demek, Streets nerede nasıl kullanılır?

Streets ahead of : Kat kat iyi. Kat kat üstün.

Be streets ahead : Fersah fersah ilerde olmak. Rakiplerinden önde olmak.

Be on the streets : Kötü yola düşmek.

On the streets : Fuhuşa karışmış olan. Kötü yola düşmüş. Evsiz. Fahişe olarak çalışan.

Walk the streets : Serseri. Evsiz. Sokaklarda sürtmek. Yollarda dolanır. Sokağa düşmek. Sokakları gezer. Sokaklara düşmek. Sokak sokak dolaşmak.

Backstreets : İkincil yol. İllegal. Korsan (ürün vb). Yasadışı. Küçük geçit. Arka sokak. Arka cadde. Arka yol.

Street arab : Sokak çocuğu.

Street clothes : Gündelik kıyafetler. Sokak giysisi. Gündelik giysiler. Oyuncunun günlük sokak giysisi.

 

Street address : Cadde. Açık adres. Adres. Cadde adresi.

Street cleaning tax : Çöp toplama ve sokakları temizleme karşılığında, belediyeler tarafından meskenlerin yazılı değerleri üzerinden belli bir oranda alınan vergi. Çevre temizlik vergisi.

İngilizce Streets Türkçe anlamı, Streets eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Streets ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Highroad : Anayol. Şose.

Prosody : Bürün. Vezin. Prosodi. Bürünbilim. Ölçü tekniği. Vezin tekniği. Prozodi. Ölçü. Ölçübilim. Tartıbilim.

Boulevard : Genyol. Geniş cadde. Bulvar. Kent içinde taşıtların ve yayaların gelip geçmesine ayrılmış, geniş ve ağaçlıklı anayol.

Alley : Geçit. Gezi yolu. Pasaj. Ara sokak. Dar yol. Ale. Sokak arası. Patika. Ara yol. Dar sokak.

Alleyway : Geminin yan kısımlarında bulunan geçit veya koridor. Binaları bağlayan geçit. Geçit. Sokak arası. Dar yol.

Thoroughfare : Suyolu. İşlek cadde. Yerleşim yeri içindeki ana yol. Geçiş yolu. Geçit. Yol.

Paving : Yol döşeme gereci. Kaldırım. Yol yüzeyi. Kaplama. Yol kaplama. Asfaltlama. Taş döşeme. Yol döşeme.

Mews : Sıra ahırlar. Ahırlar sokağı. Ahırdan bozma sıralı evler. Ahırlar.

Main street : Ana cadde. Taşra gelenekleri. Anacadde. Anayol.

Highroads : Şose. Anayol.

Streets synonyms : tonic accent, local road, local street, pitch accent, pavement, causeway, back street, cross street, street, road, the street, high street, inflection, word stress, street address, causeways, boulevards, avenue, sentence stress, word accent, accent, main road, side street, emphasis, accentuation, avenues, rue, st.

 

Streets zıt anlamlı kelimeler, Streets kelime anlamı

Play up : Yaramazlık etmek. Sorun çıkarmak. Daha yüksek sesle çalmak. Elinden gelenin en iyisini oynamak (spor terimi). Daha sesli çalmak. Abartmak. Üzerinde durmak. Vurgulamak. Oyun oynamak. Belirtmek.

Foreground : Görünçlüğün önündeki bölüm; öne düşen yerler. dip karşıtı. bazı ikinci, üçüncü sınıf sinemalarda görüntülüğe en yakın sıralar. Ön. Önplan. Önalan. Ön plana almak. En öndeki görüntü. Ön plan. Bilgisayar, sinema, televizyon alanlarında kullanılır.