Supports türkçesi Supports nedir

  • Özendirmek.
  • Destek olmak.
  • Yardımcı rolde oynamak.
  • Taraftarı olmak.
  • Tutmak.
  • Cesaret vermek.
  • Kanıtlamak.
  • Takviye etmek.
  • Doğrulamak.
  • Üstlenmek.
  • Destekler.
  • Para sağlamak.
  • Kuvvetlendirmek.
  • Desteklemek.
  • Yardım etmek.
  • Israr etmek.
  • Geçindirmek.
  • Kısmi bozulma.
  • Sürdürmek.
  • Bakmak.
  • Bacakların ve ayakların desteğiyle ortaya çıkan sağlam dizgelere verilen ad.
  • Dayamak.
  • Güç vermek.
  • Para yardımı yapmak.

Supports ile ilgili cümleler

English: China's desert supports more people than are in Japan.
Turkish: Çin'in çölünde Japonya'nın tamamında bulunandan daha çok insan var.

English: She supports her family.
Turkish: O, ailesini destekler.

English: Ali doesn't want an iPad. He wants a portable device that supports Flash.
Turkish: Ali iPad istemiyor. Flash oynatabilen taşınabilir bir cihaz istiyor.

English: He supports the Democratic Party.
Turkish: Demokrat Partiyi destekler.

English: Our company supports several cultural events.
Turkish: Firmamız farklı kültürel etkinlikleri destekler.

Supports ingilizcede ne demek, Supports nerede nasıl kullanılır?

Non price supports : Devletin; üreticileri veya tüketicileri koruyucu, yönlendirici ve özendirici nitelikte uyguladığı her türlü fiyat dışı destek. krş. destekleme politikaları. Fiyat dışı destekler.

Support and price stabilization fund : Türkiye’de ülke ekonomisi için üretim, dışsatım ve işlendirme bakımından önemli görülen kesimleri desteklemek ve tarımsal girdilere sübvansiyon sağlamak amacıyla oluşturulan; kaynağı çeşitli malların dışsatımı fob değeri ve dışalım malları cıf değeri üzerinden yapılan kesintiler olan ve 1980 yılında kurulan bütçe içi fon. Destekleme ve fiyat istikrar fonu.

 

Support buying : Destekleme alımı.

Support by the arm : Koltuklamak.

Support document : Delil. Kanıt.

Support for cross bar : Yüksek ya da sırıkla atlamada üzerine çıtanın konduğu ayak. Çıta dayanağı.

Support oneself : Geçimini sağlamak. Geçinmek.

Support hook : Kancalı tel tutucu. Ucu kanca biçiminde olan tel tutucu.

Support program : Destek programı.

Support each other : Birbirini desteklemek. Sırt sırta vermek.

İngilizce Supports Türkçe anlamı, Supports eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Supports ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Endued : Verilmiş. Üzerine almak. Giyinip kuşanmak. Giyilmiş. Bazı vasıflarla veya yeteneklerle donatmak. Teçhiz edilmiş. Elbise giymek. Tevdi edilmiş. Giydirilmiş.

Bespoken : Rica etmek. İstemek. Ismarlamak. Sipariş vermek. Konuşmak. Bir şeye delalet etmek. Göstergesi olmak. Hitap etmek. Ayırtmak.

Assisting : Asistanlık etme. Hazır bulunmak. Yardımcı olmak.

Be contented with : Yetinmek.

Avouch : İtiraf etmek. Tasdik etmek. Onaylamak. Teyit etmek. Garanti etmek. Yetki vermek.

Brace up : Güç almak. Cesaret almak. Cesaretlenmek. Neşelendirmek.

Bear : Duymak (sevgi). Kin gütmek. Hazmetmek. Ürün vermek. Kaldırmak. Bulundurmak. Spekülatör. Sapmak. Dişini sıkmak. Uymak.

 

Hold by : Katılmak. İnanmak. Aynı fikirde olmak.

Affects : Numarası yapmak. Üzmek. Taslamak. Sarsmak. Hoşlanmak. Etkilemek. Sevmek. Etki etmek. Bozmak.

Insist on : Ayak diremek. Direnmek. -de ısrar etmek. -da ısrar etmek. Tutturmak. -da diretmek. Dayatmak. Diretmek. Diretmek (için).

Supports synonyms : logistic support, logistic assistance, buy at, shop at, bear witness to, building up, attend on, reinforce, bolster, approve of, upkeep, carry on with, afford assistance, accommodate with, accelerate, advance, assume, recline on, bear somebody out, certifies, hung on, affirming, finance, vitalize, hold down, bolster up, pump money into, hold out, affirm, afforce, be in charge of, beef up, administer to.

Supports zıt anlamlı kelimeler, Supports kelime anlamı

Boycott : Boykot. Mal almamak. Bir ülkenin siyasi anlaşmazlık içinde bulunduğu bir ülkeden mal alıp satmayı yasaklaması. Direniş. Ticaret yapmama boykotu. Boykot etmek. Boykot yapmak.

Inactivity : Hareketsizlik. Tesirsizlik. Tembellik. Avarelik. Üşengeçlik. Etkisizlik. Durgunluk.