Suspension türkçesi Suspension nedir
- Durdurma.
- Asma.
- Geçici olarak durdurulma.
- Sarkıtma.
- Katı bir maddenin parçacıklarının sıvı ya da yine katı bir madde içinde, onun parçacıkları ile erimeksizin karışması. süspansiyonda dağılma fazı ve dağılan faz olarak iki faz vardır.
- Askı tertibatı.
- Çok küçük zerrelere ayrılmış olan katı parçacıkların bir sıvı içerisindeki dağılımı. suda erimeyen maddeleri içeren preparat.
- Bir sıvıda brown devininiminin etkisiyle sürekli devinip dibe çökmeyen, çok küçük katı taneciklerini içeren iki evreli dizge.
- Ödemenin kesilmesi.
- El çektirme.
- Cezanın ertelenmesi.
- Katı asıltı.
- Ara verme.
- Gövdenin yoldan gelen titreşimlerden yalıtılması, aracın devimsel özelliklerinin iyileştirilmesi için, üst kısmın tekerleklerden esnek bir ortamla ayrılması.
- Bir maddenin sıvı içinde erimeksizin çok ufak tanecikler durumunda dağılmasından oluşan karışım.
- Süspansiyon askı.
- Geçici olarak yürürlükten kaldırılma.
- Sarkıtılma.
- Asılma.
- Boykot.
- Asıltı.
- Sürekli olan ödemelerden bazılarının yapılamaması, ödemeye ara verilmesi.
- Ödek.
- Süspansiyon.
- Durdurulma.
- Erteleme.
- Kural dışı, yakışıksız bir davranışta bulunan ayaktopu oyuncusuna verilen, oyuncunun para vermesini gerektiren ya da onu belirli bir zaman, kimi kez de ömür boyu oynamaktan uzaklaştıran karşılık.
- Uzaklaştırma.
- Tehir.
- Futbol, biyoloji, hukuk, fizik, kimya, ekonomi, veterinerlik alanlarında kullanılır.
- Tekerlekleri gövdeye bağlayan, yaylanmaya olanak veren düzenek.
- Askıya alma.
- Geçici olarak durdurma.
- Askı.
- Askılama.
- Çözünmeyen özdek parçacıklarının, dibe çökmeden bir sıvı içinde kalmış durumu.
Suspension ile ilgili cümleler
English: The student was given a three day suspension.
Turkish: Öğrenciye üç günlük bir uzaklaştırma verildi.
Suspension ingilizcede ne demek, Suspension nerede nasıl kullanılır?
Suspension bridge : Asma köprü.
Suspension chaine : Askı zinciri. Işıldağı ya da herhangi bir aygıtı demir boruya bağlayan zincir.
Suspension clause : Askıya alma hükmü. Askıya alma şartı.
Suspension culture : Süspansiyon kültürü. Sıvı kültürde çoğaltılmış hücre topluluğu.
Suspension lower arm : Altsalıncak. Bağımsız askı düzeninde tekerleği tutan kollardan altta olanı.
Suspension of arms : Ateş kesme. Muharebeye ara verme.
Suspension system : Şartlı muafiyet sistemi. Dahilde işleme rejimi kapsamında, dışalımı taahhüt edilen işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılan ve serbest dolaşımda bulunan eşya kapsamında olmayan hammadde, yardımcı madde, yarı mamul, mamul ile ambalaj ve işletme malzemelerinin, türkiye gümrük bölgesinde yerleşik firmalarca bedelli ve/veya bedelsiz dışalımına, ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve bu dışalımdan doğan vergi kadar güvence alınarak izin veren gümrük rejimi. Askı donanımı. Süspansiyon sistemi. Koşullu bağışıklık sistemi.
Suspension of sentence : Cezanın tecili. Cezanın ertelenmesi.
Axle suspension spring : Dingil süspansiyon yayı.
Suspension of payments : Ödemenin durdurulması. Ödemeleri durdurma.
İngilizce Suspension Türkçe anlamı, Suspension eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Suspension ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Coat hanger : Elbise askılığı. Askılık. Portmanto. Elbise askısı.
Bill of exchange : Ticaret senedi. Bir kişinin başka bir kişi üzerindeki alacağını belirli bir süre sonunda bir üçüncü kişiye ya da göstereceği bir başka kişiye ödemesi için borçlusuna gönderdiği tecimsel belgit. Poliçe kambiyo senedi. Tahvil. Kambiyo senedi. Poliçe. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Çek. Bir alacaklının borçlusuna hitap ederek borcunu ödemesi için yazı ile gönderdiği ödeme emri.
Car : Yolcu taşıyan herhangi bir aracın bölmesi. Oto. Kabin. Araba. Motorlu veya motorsuz kara taşıma aracı. Otomobil. Patlamalı, içten yanmalı, elektrikli bir motor ya da gaz türbiniyle devinen taşıt. Makine. Vagon. İngiltere'de tekerlekli.
Relief : İç rahatlığı. İmdat. Takviye kuvvetleri. Sıkıntıdan kurtulma. Nöbeti devralan kimse. Teselli. Kurtarma. Avuntu. Rölyef. İç ferahlığı.
Reliefs : Sıkıntıdan kurtulma. Kabartma. Rahatlama. Destek. Yardım. Kurtarma. Nöbeti alan kimse. Nöbet değiştirme. Rahatlatma.
Dismission : İşine son verilme. Başından savma. İşten atılma. Bir kimsenin işinden atıldığına dair hazırlanmış olan resmi yazı. Bir kimsenin işine son verilmesi. İşten kovulma. Gönderme işi.
Grapevines : Asma (üzüm). Fısıltı gazetesi. Çoğu örgütlerde rastlanan informal iletişim ağı. Rivayet. Söylenti. Dedikodu gazetesi. Dedikodu.
Drooping : Solgun. Eğik. Baygın (bitki). Gevşek. Bitkin. Sarkık. (şaka veya cezalandırma amacıyla) kişinin pantolonunu indirme. Halsiz. Dermansız. Düşük.
Adjournments : Tecil. Ertelenme. Geciktirme. Oturum arası. Talik.
Colloid : Sıvı. Katı tanelerin başka bir gaz veya sıvı ortamdaki çökelmeyen karışımı. İrilikleri çoğunlukla 1 - 100 pim, en çok da 500 pim olan tanecikler ve bunların içinde bulundukları çoktürel ortam. Pelte. Koloidal. Çözücü sıvıda küçük tanecikler durumunda dağılmış madde. tiroit folikülünde bulunan jel benzeri madde, tiroit kolloit. Yapışkan. Kolloid. Jelatinsi.
Suspension synonyms : resuspension, mechanical system, automotive vehicle, disconnected, putoff, haltering, continuances, scavenges, removal, vapour, interruption, hinderance, railcar, holdovers, hung, dis, holdups, cessation, holdover, deferral, advances, cushion, pause, suspension system, delay, respiting, suspending, paralyses, emulsion, hanging, deferrals, putoffs, lithometeor.
Suspension zıt anlamlı kelimeler, Suspension kelime anlamı
Action : Telli çalgılarda, normalden yüksekliği çalım zorluğuna, normalden alçaklığı ise ses kalitesinde azalmaya neden olan, tel ve klavye arası mesafe. Bir amaç çevresinde örüntülü işlevsel ve karmaşık bir edimler dizgesi. Yönetmenin oyunculara bir çevirimin başında verdiği komut; oyuna başlama komutu. Hareket. Hareket biçimi. Etki. İş. Davranış. Aksiyon. Çarpışma.
Activity : Hareket halinde olma. Kuvvet. Etkiniik. İnsanın, çevresiyle arasındaki ilişkileri kuran, düzenleyen ve denetleyen eylemleri. Faaliyet. Gaz karışımında ya da sıvı çözeltide bulunan bir özdeğin etkin derişimi. bir ışınetkin özdekte birim zamandaki parçalanma sayısı. Hareketlilik. Etki. Etkinlik. Bir bilgi işlem dizgesinde ana kütük tutanaklarının, öngörülen belirli bir dönem içinde, gördükleri işlem sayısıyla gösterilir nitelikleri.
Suspension antonyms : activeness.
Suspension ingilizce tanımı, definition of Suspension
Suspension kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Pendency. The act of suspending, or the state of being suspended. As, suspension from a hook.
Bu kısımda Suspension kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Suspension ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Suspension anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Suspension ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.