Takınmak nedir, Takınmak ne demek

  • Kendine takmak
  • Bir nitelik veya durum almak.

"Takınmak" ile ilgili cümle

  • "Takındığı bu sıfatı boynundaki kravattan fazla mühimsediği de yoktu." - F. R. Atay

Takınmak tanımı, anlamı:

Edebini takınmak : Edepli davranmaya başlamak.

Tel takınmak : Teller takmak.

Yüz takınmak : Yüze verilen biçimle bir duyguyu belirtmek.

Takmak : Kuşanmak. Sınavını başaramamak. Borç bırakmak. Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek. Düğün vb. törenlerde takı armağan etmek. Biriyle olumsuz olarak uğraşmak. Kendisiyle birlikte götürmek, yanına almak veya arkasından izletmek. Ad, lakap koymak. Önemsemek, önem vermek, tınmak.

Nitelik : Bireyi, nesne veya yaşantının bir yönünü ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçülebilen özellik, keyfiyet. Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet. Bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, kalite.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.

Bir : Sadece. Tek. Ancak, yalnız. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Aynı, benzer. Beraber. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Eş, aynı, bir boyda. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Bir kez. Sayıların ilki. Bu sayı kadar olan. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).

 

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

Almak : Örtmek, koymak. Başlamak. Birlikte götürmek. Temizlemek. İçecek veya sigara içmek. Sürükleyip götürmek. Yutmak, kullanmak. Yer değiştirmek. Soldurmak. Çalmak. Kısaltmak, eksiltmek. Erkek, kadınla evlenmek. Ele geçirmek, fethetmek. İçine sığmak. Kabul etmek. Kazanmak, elde etmek. Kazanç sağlamak. Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek. Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak. Kendine ulaştırılmak, iletilmek. Gidermek, yok etmek. Tat veya koku duymak. Satın almak. İçeri girmesini sağlamak. Yol gitmek, mesafe katetmek. Görevden, işten çekmek. Göreve, işe başlatmak. Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak. İçeri sızmak, içine çekmek. Bürümek, sarmak, kaplamak. Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. Yolmak, koparmak. Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak.

Diğer dillerde Takınmak anlamı nedir?

İngilizce'de Takınmak ne demek? : v. put on, wear, assume, strike

Fransızca'da Takınmak : attacher, fixer, porter, ceindre, prendre

Almanca'da Takınmak : sich anstecken, annehmen, zeigen

Rusça'da Takınmak : v. нацеплять, нацепить