Tav nedir, Tav ne demek

Tav; kökeni farsça dilinden gelmektedir.

  • İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu.
  • En uygun durum ve zaman
  • Hayvanlarda besili olma durumu.
  • Hazır olma.

Yerel Türkçe anlamı:

İşin, ürünün olgunlaşma, erginleşme zamanı.

Güç, kuvvet.

Hız.

Kıvam

Şişmanlık.

Har, harlı: Tavlı ateşte pilav pişirilmez.

O, ne diyorsun!; hayır olmaz!; işin mi yok!; adam sen de! anlamlarında kullanılan bir ünlem

Besi durumu.

Dağ.

Orman.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

Döğülebilecek duruma gelmiş kızgın demir. (Muratdere *Bozüyük -Bilecik)

Diğer sözlük anlamları:

Kumar ve bahis parası, öç.

Tav isminin anlamı, Tav ne demek:

Erkek ismi olarak; Şişman. Harlı. Orman Hız. Boyun eğme.

Bilimsel terim anlamı:

Tavlama fırınında yapılmış olan bir tavlama işlemi.

İngilizce'de Tav ne demek? Tav ingilizcesi nedir?:

anneal, dispostion

Fransızca'da Tav ne demek?:

consistance

Osmanlıca Tav ne demek? Tav Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

kıvam

Tav hakkında bilgiler

Tav (veya Taw, Taf) (ת), İbrani alfabesinin 22. ve son harfi olup karşılıkları Arap alfabesinde Te, Yunan alfabesinde Taf (Τ), Latin alfabesinde T ve Kiril alfabesinde Te (Т)'dir. Ebced hesabındaki değeri 400'dür.

İngilizcedeki "th" (/θ/,/ð/) sesi gibi sesler İbranicede bulunmadığından bu sesi yaratmak için Tav'ın yanınan bir ayraç konur ('ת).

 

Tav anlamı, kısaca tanımı:

Tav vermek : En uygun duruma getirmek. gereken ve uygun nemi sağlamak.

Tav olmak : Kanmak. tam olarak istediği olmasa da kabul etmek.

Tava gelmek : Toprak sürülecek duruma gelmek. hazır hâle gelmek. kanmak. yola gelmek.

Tava getirmek : Bir işin yapılabilmesi en uygun zamanı seçmek. gereği kadar ısıtmak. kandırmak. olayları istenilen duruma getirmek.

Tavı kaçmak : Uygun zamandan yararlanamamak.

Tavına getirmek : İşi en uygun duruma getirmek.

Tavını bulmak : İş vb. için en uygun şartları yakalamak.

Tavhane : Yoksulların sığındığı sıcak yer. Limonluk.

Alatav : Az tavlı, yarı yaş yarı kuru olan (toprak).

Besili : Semiz, semirtilmiş.

Olma : Olmak işi.

En : Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret. Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı. Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime.

Uygun : Orantılı, oranlı. Elverişli, yarar, müsait, muvafık. Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.

Ve : İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz. Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu.

Zaman : Belirlenmiş olan an. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı. Çağ, mevsim. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Dönem, devir.

 

Hazır : Bir işi yapmak için gereken her şey tamamlanmış olarak. Belirli bir biçimde yapılmış olarak satılan, alıcı bekleyen, ısmarlama karşıtı. Fırsattan yararlanarak. Belli bir işe yarayacak, kullanılacak bir duruma getirilmiş. Bir iş yapmak için gereken her şeyi tamamlamış olan, anık, amade, müheyya.

Tav almak : Genellikle koşucu biz, güç almak.

Tav atmak : Abartılı konuşmak, genellikle kendini övmek.

Tav etmek : 1.İstenilen duruma yetirmek. 2.Kandırmak, inandırmak.

Tav ikizi : Tavlama sırasında içyapıda beliren ikiz.

Tav öreni : Dağ üstündeki düzlükler.

Tav tav : Ara ara: Tav tav sancı geliyor. Ara ara, zaman zaman: Karnıma tav tav ağrı giriyor.

Tav tav olmak : Bir kimsenin düşünce ve davranışları zaman zaman değişmek Dağılmak : Düğünün milleti tav tav oldu.

Tav tav sav sav olmak : Bir olay, bir iş sona ermek. Bitmek, tükenmek, kalmamak.

Tav tavıgat : Huy, tabiat

Tav tavılmak : Hız, güç azalmak, bitmek.

Diğer dillerde Tav anlamı nedir?

İngilizce'de Tav ne demek? : [Tav] n. correct heat, temper

Fransızca'da Tav : degré de chaleur requis pour battre le fer; le bon moment, l'occasion

Almanca'da Tav : der Wärmegrad, die Feistheit

Rusça'da Tav : n. смачивание (N), влажность (F)