Tema nedir, Tema ne demek

Tema; kökeni italyanca dilinden gelmektedir.

"Tema" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Anıtın teması, Kurtuluş Savaşı'ydı. Tablonun teması."

Eğitim alanındaki sözlük anlamı:

Bir ders programı, bir öğretim ünitesi, bir eğitim etkinliği için temel olarak benimsenen ve yinelenen düşünce ya da konu.

Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:

[Bakınız: asal düşünce]

Bilimsel terim anlamı:

(Murray) Belirli bir itinin belirli bir gereksinme ile etkileşerek sağladığı doygunluk ya da doygunsuzluk.

İngilizce'de Tema ne demek? Tema ingilizcesi nedir?:

theme, thema

Tema tanımı, anlamı:

Temadi : Sürme, sürüp gitme, uzama.

Temadi etmek : Sürmek, uzamak, sürüp gitmek.

Temaruz : Sayrımsama.

Temaruz etmek : Sayrımsamak.

Temas : Değinme, sözünü etme, bahsetme. Gidip gelme, ulaşım, bağlantı. Dokunma. Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet. Değme, dokunma, dokunuş, değinti.

Temas etmek : Cinsel ilişkide bulunmak. görüşüp konuşmak. dokunmak, değmek. değinmek, sözünü etmek, bahsetmek.

Temas kurmak : İlişkiye geçmek, bağlantı sağlamak.

Temaşa : Hoşlanarak bakma, seyretme. Seyredilecek görüntü, görülmeye değer şey. Gezme, seyir. Oyun, temsil, piyes, tiyatro.

 

Temaşa etmek : Seyretmek, bakmak.

Temasa geçmek : Arada bir bağlantı kurmak, görüşme yapmak.

Temasa gelmek : Buluşup görüşmek.

Temaşa sanatı : Oyun, temsil, piyes, tiyatro, sahne sanatları.

Temasta bulunmak : Temas etmek.

Tematik : Bir tema etrafında oluşan.

Temayül : Bir kimseye veya bir şeye ilgi duyma. Eğilim. Yönseme. Bir tarafa eğilme, meyletme.

Temayüz : Başkalarına göre üstün duruma gelme, sivrilme, seçkinleşme.

Temayüz etmek : Sivrilmek, seçkinleşmek.

Dirsek teması : Bir amaç uğruna dayanışma içinde bulunma, ilişki içerisine girme. Düz bir sırayı oluşturabilmek için dirseklerin birbirine değmesi.

Asıl : Gerçek, esas. Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı. Soy, nesep. (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak. Bir şeyin temelini oluşturan, ana. Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan. Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı. Kök, köken, kaynak. Gerçeklik.

Temel : En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler.

Motif : Kendi başlarına konuya özellik kazandıran ögelerin her biri. Yan yana gelerek bir bezeme işini oluşturan ve kendi başlarına birer birlik olan ögelerden her biri. Bestenin bir parçasına çeşitli yönlerden birlik sağlayan belirleyici küçük birim.

Öğretici : Öğretme, yetiştirme ve açıklama niteliğinde olan, didaktik.

Eser : Soyut kavramlarda belirti. İz, işaret, im. Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt. Yayın, kitap, yapıt.

 

Düşünce : Niyet, tasarı. Tasa, kaygı, sıkıntı. Dış dünyanın insan zihnine yansıması. Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea. İlke, yönetici sav.

Görüş : Benzerlerinden ayıran özellik, konsept. Görme işi. Bir olay, varlık veya düşünce üzerinde varılan yargı, fikir. Cezaevi veya hastanedeki birine yapılmış olan ziyaret. Gözle bir şeyi algılama yetisi.

Tema kataloğu : Bestelerin ya da uzun bestelerde belli bölümlerin başlangıç temalarını belirten katalog.

Temah : < Ar. tama': tamah; açgözlülük. || çoh temah çoh ziyan getirir

Temahen : < Ar. tam'an: açgözlülük ederek

Temak : Ahırlarda gübre atmaya ya da saman almaya yarayan delik, ahır penceresi.

Temam : Tamam. < Ar. tamâm: tamam

Temamen : < Ar. tamâmen: tamamen Tamamen

Temammım bulmak : Son bulmak, bitmek

Teman : Ot, sebze vb. şeylerin yığını.

Temar : Tımar.

Temas dermatitisi : Deriyle doğrudan temas eden irrite edici maddelerden veya hayvanın duyarlı olmasından kaynaklanan, alerjik veya alerjik tabiatta olmayan, sadece maddeyle temas eden kısımlarla sınırlı deri yangısı, kontakt dermatitisi.

Tema ile ilgili Cümleler

  • Otizmli kişiler, birisiyle konuşurken çoğu zaman göz teması kurmazlar.
  • Doğrudan Tom'la temasa geçin.
  • Temas kurulamadın.
  • Bir çocukla fiziksel temas çok önemlidir.
  • İsimsiz bir arayan, bir cinayeti bildirmek için polisle temasa geçti.
  • Bazı bilim insanları dünya dışı yaşam ile ilk temasın önümüzdeki on yıla kadar kurulacağına inanıyor.
  • Temas halinde kalacağımızı umuyorum.
  • Temanın ana fikri açık değil.
  • Tema parkı geçen ay kapatıldı.
  • Temas kuralım.
  • Temas halinde bulunacağım.
  • Ben de polisle temasa geçtim.
  • Temas halinde olalım.
  • Biz göz teması kurduk.

Diğer dillerde Tema anlamı nedir?

İngilizce'de Tema ne demek? : [TEMA] n. theme, subject, topic, motif, essay, composition

v. be afraid of, fear, dread, apprehend

n. fear, concern

Fransızca'da Tema : thème [le]

Almanca'da Tema : n. Thema, Sujet, Subjekt